Zatürre hakkında bilmemiz gerekenler

Solunum yollarımız üst ve alt olmak üzere ikiye ayrılır. Alt hava yollarımızı içinde barındıran organımız akciğerlerimizdir ve bir adet sağda bir adet solda bulunurlar. Ortalarında kalbimiz vardır.

Soluk borularımıza bronkus adı verilir ve iltihabına bronşit denir. Soluk borularımız gırtlaktan itibaren en sonda gaz alış verişi yapan hava keselerine kadar giderek dallara ayrılır. Dışarıdan oksijeni alıp, vücutta biriken karbondiyoksiti atan bu hava keselerine alveol ismi verilir.

Zatürre Nedir?

Soluduğumuz havadaki mikroplar (genellikle virüsler ve bakteriler olmak üzere) soluk borularımızdaki savunma mekanizmalarımızı aşarak hava keselerimize ulaşırlar ve çoğalırlar ise, burada iltihabi süreç başlamış olur. Aldığımız mikrobun türüne, sayısına ve antibiyotiklere dirençli olup olmamasına göre bu süreç farklı seyreder. İşte, akciğerlerimizin hava keselerinin iltihapla dolmasına ve akciğer filminde görünür hale gelmesine zatürre(pnömoni) deriz.

Zatürre Belirtileri Nelerdir?

Ani başlayan ateş, üşüme, titreme, öksürük, balgam; daha nadir olarak baş ağrısı, eklem ağrıları, güçsüzlük, iştahsızlık, göğüs ağrısı, genel durum bozukluğu, tansiyon düşüşü, bilinç bulanıklığı yapabilir.

Erişkinlerde sıklıkla kışın zatürre görürüz. Bunun nedeni; etken olan mikropların soğukta hızlı yayılıp, sıcakta yayılma oranlarının azalması ve güneş ışığında ölmeleridir. Grip virüsü (influenza A ve B), pnömokok, hemofilus influenza, moraksella katarhalis, klamidya ve mikoplazma, toplumda görülen zatürrelerin çok büyük kısmının nedeni olarak karşımıza çıkar.

Zatürreden Nasıl Korunulur?

Amacımız zatürre olunca antibiyotik başlamak değil, zatürreyi önlemek olmalıdır. Bunun için; sık sık ellerimizi sabunlamak, hastalandığımızda maske takmak, ev ve iş yerlerini iyi havalandırmak, olabildiğince yaşam ve çalışma alanlarımıza güneş ışığının gelmesini sağlamak ve aşı olmaktır. Başkalarına da bulaştırmamamız için önlem almamız gereklidir.

Grip virüsü ve pnömokok bakterisi için geliştirilmiş aşılar vardır. Grip virüsü her yıl kalıtımını (RNA) değiştirir. Bizler de her yıl, bir önceki yıl salgın yapan grip virüsünün kalıtımından aşı hazırlarız. Dünya Sağlık Örgütü yumurta sarısına duyarlılığı (alerjisi) olan bireylere virüs aşıları yaptırmayı önermez. Aşılama her yıl kasım ayında uygulanmaktadır. Koruyuculuğu 3-4 ay olarak bildirilmektedir. Pnömokok aşısı 5 yıllık ve yaşam boyu olmak üzere iki türlüdür. Vücutta enfeksiyon olmadığı dönemlerde bu iki aşının birer kez yaptırılması yeterlidir. Pnömokokların bir çok türüne karşı %80-85 koruyuculuğu olduğu bildirilmektedir.

Tüm aşılardan sonra olduğu gibi grip ve pnömokok aşılarından sonra da 24 saat içinde ateş, kırgınlık, grip benzeri durum oluşur ve parasetamol alınarak rahatlıkla çözülebilir.

Exit mobile version