Tüm dünyada ve ülkemizde git gide salgın alan obezite vücudumuzdaki yağ miktarının ve dağılımının sağlığımızı etkileyecek kadar artışı demektir. Obez olmak dendiği zaman aklınıza ilk gelen fazla yemek yemenin ötesinde sağlığınızı tehdit ettiği oranda bir hastalıktır aslında. Altta yatan neden her ne olursa olsun hareketsiz yaşam ,düzensiz beslenme, metabolizma hastalıkları, ailedeki alışkanlıklar, genetik aktarımlar, bilinçaltı travmalar vs. gibi, ortaya çıkan sonuç göz ardı edemeyeceğimiz kadar ciddi boyuta ulaşmış durumda. Şuan en basit oranda ülkemizde her 3 kişiden biri obez. Yani bununla birlikte rahat hareket edemiyor, istediği şeyleri giyemiyor, şeker ,tansiyon, kalp ve damar hastalıkları mevcut yani muhtemelen birçok ilaç kullanıyor ve ilaç kullanımına ve rahatsızlıklarına bağlı yaşam standardını bir türlü yukarıya çekemiyor. Kısır döngüyü görebiliyorsunuz değil mi? Bu kısır döngüyü kırma hem çok zor hem çok kolay. Öncelikle bunca yıllık klinik tecrübeme dayanarak söylemek gerekirse dışarıdan alacağınız hiçbir ilaç sizin kendi bedeninizin sağladığı o muazzam zamanlama ve dozda gerekli maddeleri salgılamaz. Sizin dışarıdan alacağınız hiçbir takviye tek başına bir işe yaramaz.
Herşeyden önce beslenmeniz, ağzınıza attığınız her lokma şifadır, o gözle bakmalısınız, mideniz bir çöp konteynırı değil bunun farkında olmalısınız, yediğiniz her yiyeceğin içeriğini bilmelisiniz. Çünkü siz ne yiyorsanız aslında vitaminiyle besin değeriyle hatta enerjisiyle osunuz. Ve hareket.. Olmazsa olmazınız. Bedeniniz hareket etmek üzere programlanmış bir makine. Niye onu tv pc karşısında çürütüyorsunuz, niye hiç bakımını yapmıyor paslanmasını izliyorsunuz. Yeterli mi elbette hayır çünkü her şey mükemmel çalışsa bile eğer zihninizde şükrünüz yoksa yani aslında mutlu değilseniz hepsi boş öyle değil mi. Ne yediğinizi bilirsiniz ne içtiğinizi ne uyuduğunuzu bilirsiniz ne ne konuştuğunuzu. İşte tam da bu nedenle diyorum ki ben sağlık bir bütündür, insan biyo psiko sosyal bir varlıktır. Beden ve ruh sağlığı birbiriyle barışmadan ve insan toplumda ne kadar sağlıklı yol alabilir ki..
Peki siz obez misiniz?
Yağ yüzdesine göre; kadınlarda yağ yüzdesinin %30’un üstünde olması, erkeklerde %25’in üstünde olması durumunda evet obezsiniz! Ama tek başına yağ yüzdenize bakmıyoruz. Vücuttaki toplam yağ miktarından çok, yağın vücutta bulunduğu bölge ve dağılımı bizler için önemli. Çünkü vücuttaki yağın bulunduğu bölge ve dağılımı hastalıkların ortaya çıkışı ile direkt ilgili. Bölgesel yağ dağılımı genetik olarak erkek ve kadınlarda farklılık gösterir. Android tip (erkek tipi) obezitede yağ vücudun üst bölümünde (elma tip) bel, üst karın ve göğüs karında ve cilt altında toplanmaktadır. Jinoid tip (kadın tipi) obezitede ise yağ, vücudun alt bölümünde (armut tip) kalça, uyluk, bacaklar ve cilt altında toplanmaktadır .Dünya sağlık örgütüne göre bel/kalça oranı kadınlarda 0.85’den ve erkeklerde ise 1.0’den fazla ise android tip obezite olarak kabul edilmektedir. Bu dağılımın belirlenmesinde bel/kalça oranı kullanılmakta ise de, tek başına bel çevresi ölçümü, karın bölgesindeki yağ dağılımı ve sağlığın bozulmasında önemli ve pratik bir gösterge olarak kullanılmaktadır. Yani bel çevresi kadın 80 erkekte 94 üzerinde ise derhal hekiminizle görüşmenizi öneriyorum.
Sevgiyle ve sağlıkla kalın, Unutmayın yaşamınıza hareket katın!
