Yeterli ve Dengeli Beslenme Kanser Riskini Azaltıyor !
Kadının yaşamının doğal bir dönemi olan Menopozu doğurganlık döneminin bitmesi olarak tanımlayabiliriz. Bu dönemde yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması ve fiziksel aktivite; ideal vücut ağırlığının sürdürülmesini , kemik ve kalp sağlığının korunmasını , diyabetin veya kanser riskinin en aza indirilmesini sağlar.
Süt ve Süt Ürünleri Sıklıkla Tüketilmeli
Dyt. Havva Kılınç, ‘’ Bildiğiniz üzere bu dönemde östrojen hormunun azalmasına bağlı olarak vücutta diğer hormonlarda ve metobolizma da bir takım değişiklikler olur. Bu değişiklikler öncelikle bazal metabolik hızının yavaşlanmasına , iştah artışına ve buna bağlı olarak özellikle android tip yağlanmaya sebep olabilir. Bu noktada ise kilo yönetimi sağlamak amacıyla Diyetisyen tarafından yardım alınması ve kişinin sağlık durumuna yönelik , posa içeriği yüksek bir beslenme planının uygulanması gerekir. Kemik bütünlüğünü sağlayan Östrojenin azalmasının etkilerinden biri ise östeoporoz(kemik erimesi ) riskini arttırmasıdır. Bu nedenle kişi kalsiyumun en önemli kaynağı süt ve süt ürünlerini öğünlerde yeterli miktarda almalı, kalsiyumdan zengin sebze , kurubaklagil, kuruyemiş ve taze meyvelere günlük beslenmede yer vermeli, yumuşak sular yerine mineral içeriği yüksek sert sular tercih etmeli, aynı zamanda proteinin önerilen düzeylerde alınmasına ve aşırı kafein tüketimi kalsiyum atılımını arttıracağı için kafein tüketimi sınırlanmaya özen göstermelidir.’’ dedi.
Ceviz ve Balık En Önemli Besin Kaynağıdır
Kalsiyum emilimi ile birebir ilişkili olan D vitaminin seviyelerine baktırılması ve gerekli görülürse takviye olarak alınması kalsiyum emilimini arttırarak kişiyi Östeoporoz riskine karşı korur diye kaydeden Dyt. Havva Kılınç şu konulara dikkat çekti: ‘’ Bu dönemde bana göre kemik ve kasların en önemli besini olan egzersize yer verilmesi hem kemik sağlığının korunmasına hem de aynı zamanda yavaşlayan metabolizmaya karşı kilo yönetimine destek sağlayacaktır. Östrojenin azalmasının bir başka etkisi ise kolesterol ve trigliserit seviyelerinde bir artışa sebep olarak kalp sağlığını olumsuz etkilemesidir. Bunun için beslenme programında sağlıklı yağ içeriğine sahip besinlere (zeytinyağı,avokado, ceviz,balık, çiğ kuruyemişler )yeterli miktarda yer vermeli, özellikle omega-3 içeriği ile balık tüketiminin haftada 2 ye çıkartılması, sebze tüketiminin arttırılması, pişirilme yöntemi olarak kızartmalar yerine ; haşlama, fırında, ızgara, buğulama gibi sağlıklı yöntemlerin tercih edilmesi gerekir. Yaşamın her döneminde olduğu gibi bu dönemde de yeterli sıvı almaya özen göstermeli, Günde ortalama 2-2,5 litre su içmelisiniz.’’