Yazdan vazgeçemeyenlerin sorunu; sonbahar depresyonu
Yazın bitmesiyle birlikte güneşli günler yerini bulutlu ve yağmurlu günlere bırakmaya başladı. Güneşi daha az görmek, okulların başlaması, sorumlulukların artması, havaların serinlemesi kişilerde birtakım ruhsal sorunlar yaratabiliyor.
Çağın hastalığı depresyon en çok sonbaharda görülüyor. Sonbahar depresyonu var mı? Yoksa sonbaharı bahane mi ediyoruz?
Mevsimlerin değişmesiyle birlikte ortaya çıkan duygusal değişikliklere bir göz atalım;
Sonbahar gelince neden depresif oluyoruz?
İlkbahar doğanın canlanmasını, kendimizi daha neşeli ve coşkulu hissetmemizi sağlar. Sonbahar ise güneşli güzel günlerin geride kaldığı ve kapalı, soğuk kış günlerinin gelmekte olduğunu hatırlatır. Havaların kötüleşmesi, günlerin kısalması, açık alanlardan tekrar güneşsiz kapalı alanlara girilecek olması bize keyifsizlik ve mutsuzluk verebilir.
Bu nedenle sonbahar biraz da hüzün mevsimi olarak anılır. Sonbaharda azalan güneş ışınları mutluluk hormonu seratonin salgılamasının azalmasına, beyin kimyasının değişmesine ve depresyona sebep oluyor. Aynı mevsimsel depresyon kışın da görülür. Ancak yaz mevsiminin hemen sonrasında olduğu için sonbahar depresyonuna kış depresyonundan daha sık rastlanır.
Belirtilere dikkat edelim,
Hastalık başladığı zaman kişide enerji ve ilgi azalır veya kaybolur, suçluluk duyguları, konsantrasyon güçlüğü, iştah kaybı, mutsuzluk görülür. Duygusal olarak çökerler, her şeye üzülürler, hatta yaşama istekleri kaybolabilir. Ağlama sıklaşır, sıkıntı ve huzursuzluk vardır, hiç bir şeyden zevk alamaz olurlar, aktiviteleri azalır, işleri aksar, uykuları bozulur, cinsel istek azalır, kendilerini yorgun hissederler.
Kendinizi test edin;
En az iki hafta boyunca aşağıdaki yakınmalardan beşini yaşıyorsanız depresyonda olabilirsiniz;
Kendini üzgün ve boş hissetme
İlginin azalması ve zevk alamama
Nedensiz kilo alma veya kaybetme
Uykusuzluk veya aşırı uyuma
Yersiz aşırı hareketlilik veya uyuşukluk
Sürekli, nedensiz yorgunluk, enerji kaybı
Değersizlik ve suçluluk duygusu
Düşünme, konsantre olma yetisinin azalması
Ölüm ve intihar düşünceleri.
Sonbahar depresyonu en çok kimlerde görünüyor?
Depresif duygu durumu, kaygı ve endişe genellikle kadınlarda daha sık görülür. Bu nedenle sonbahar depresyonunun da kadınlarda daha sık görüldüğünü söyleyebiliriz. Diğer taraftan daha önce depresyon tanısı almış kişilerde de bu dönemlerde depresyonun tekrarlama ihtimali artar. Özellikle karamsar, endişeli, özgüveni düşük kişiler bu dönemlerde daha fazla risk taşırlar.
Önlem almak mümkün mü?
Mevsim değişikliği ile birlikte ortaya çıkan depresyona karşı önlem alınabilmektedir. Bazı mevsimlerde kişinin performansı belirgin olarak düşüyor ve depresyon belirtileri ortaya çıkıyorsa mutlaka bir psikiyatri uzmanına başvurmalı ve normal yaşamlarını düzenli tutmaya çalışmalıdırlar.
Ayrıca;
Gün ışığından mümkün olduğunca faydalanın. Giderek kısalmaya başlayan günlerde mümkün olduğunca gün ışığına çıkın. Bulutlu günlerde bile sabah veya öğlen arasında 20-30 dakika dışarıda geçirmek çok faydalı olur.
Spor yapın. Günde 30 dakikalık aktif, tempolu bir yürüyüş yeterli olabilir.
Sağlıklı beslenin. İştahınız artsa da, karbonhidrat ve basit şekerlere fazla yüklenmemeye çalışın. Bol bol su için.
Çok uyumayın. Zorla da olsa kendinizi sabah yataktan erken kalkmaya teşvik edin.
Yeni hedefler belirleyin, yeni planlar her zaman bir itiş gücü sağlar.
İşyerindeki isteksizliğini azaltmak için de sık ve kısa keyifli molalar verilmesi, kişinin sosyal yaşamını keyif alabileceği aktivitelere göre yeniden planlaması, depresif belirtilerin azalmasına yardımcı olacaktır.
Depresyonun tedavisi nasıldır?
Son derece açık belirtileri nedeniyle depresyon çok kolay teşhis edilir. Depresyonun tedavisinde ilaç ve psikoterapi yöntemleri kullanılabilir.
Ayrıca TMS (Transkranial Manyetik Stimulasyon), depresyon tedavisinde önemli bir tedavi unsuru olarak yerini almıştır. Manyetik Stimülasyon tedavisi ile beyine şok manyetik uyarılar göndererek, beyinin hastalanmadan önceki sağlam durumuna dönmesini amaçlıyoruz. TMS İlaçlara cevap vermeyen ya da tam düzelmeyen hastalar için de çare olmuştur. Literatürde ilaçlara dirençli birçok hastanın manyetik stimülasyonla düzeldiğine dair sayısız örnek var.
TM, özellikle hamile ya da emzirme döneminde olan veya karaciğer, böbrek yetmezliği yaşayan, ilaç kullanması sakıncalı olan hastalarda de tercih ettiğimiz bir yöntem.
Hastalığın şiddetine, kişinin yaşına, cinsiyetine, kilosuna göre var olan ilaçlar, ve diğer tedavi seçenekleriyle doğru bir kombinasyon oluşturarak çok başarılı sonuçlar elde ediyoruz.