Yaşamak İçin Beslen
Yüzyıllar evvel yaşamın merkezinde olduğunu düşünen insan tabusu Galileo ile yıkıldı ve yerini sonsuz evrenin minik bir parçası olduğunu anlamaya başladı. Makro evrenin büyüklüğü bize küçüklüğümüzü öğretti. Manly P. Hall ‘’Mikroskop insana önemini gösterdi, teleskop da önemsizliğini’’ derken acaba şu an içinde bulunduğumuz durumu düşünebilmiş miydi? Gerçekten önemimizi mi anladık yoksa mikro düzeyin de altında mı kaldık? Aslında doğada çer çöp ile beslenip sadece kendi enerji döngüsünü sağlamakla meşgul olan insan türü sanırım biraz haddi aştı. Doğaya zarar verdi, hayvanları katletti, kendi yaşamı için gerekli olan topraklarını yok etti… bunları yaparken de kendi kendini tüketmeye, temel ihtiyaçlarını tüketmeye devam etti.
Paragrafa basit bir tanım ile başlamaktan ziyade biraz nöronlarımızı yoralım. Hayattaki en büyük gayeniz nedir? Çoğu kişi belki ütopik düşündü belki distopik düşündü ama en büyüğü ve en gerçeği yaşamak diyebiliriz. Çünkü beyin sadece yaşamak ister. Yaşamak için de hayat boyu öğrenmeyi, adaptasyonu bırakmaz. Bu yaşam gayesinin içinde de mutlaka bir enerjiye ihtiyacı var ve bu enerjinin nereden geldiği unutuldu. Diyebiliriz ki unuttuğunuz, sizin en temel ihtiyacınız, yani beslenme. Beslenme, sanırım bilimin en lezzetli hali. Şimdi diyeceksiniz ki yine mi? Evet, yine! Pandemi ile beraber tekrar gördük ki etrafımız şarlatanlar ile doldu taştı. Bazısı turp ye dedi, bazısı her soruya kelle paça iç diyerek cevap verdi. Peki sizce dünyayı kasıp kavuran ve ne olduğu dahi anlaşılamayıp her gün yeni bir gelişmesini gördüğümüz ama kendisini göremediğimiz bir şeyi turp, kelle paça ile basite indirgemeye değer miydi? Eminim ki sizler de benimle aynı fikirdesiniz.
Her zaman, her yerde tıbbi beslenme
Beslenme bilimi çok karışıktır ama açık olan net bir durum vardır ki onu da yukarıda söyledik. Enerjiniz için beslenmek zorundasınız ve bunu sağlıklı besinler aracılığı ile yeteri miktarda uygun zamanda almalısınız. İçinde bulunduğumuz korona virüsü nedeni ile bağışıklığın, vücudun sağlamlığının önemi daha da anlaşıldı. Tabi burada ne istiyoruz, kesinlikle normal olduğunuz bağışıklığın altına inilmemesini ve üstüne çıkılmamasını. Bununla ilgili önemi biraz daha açıp Türkiye Diyetisyenler Birliği’nin güncel verileri tarayıp çıkardığı pandemi beslenme kılavuzuna biraz bakalım.
Sağlıklı bireyler için beslenme önerileri
Sosyal izolasyon durumu olması gerektiği için alınacak gıdaların olabildiğince raf ömrünün uzun ve besleyici olması gerekmektedir. Biraz daha açalım:
- Sebze ve meyve tüketimi ön planda tutulmalıdır.
Dayanıklı gıda denildiğinde hemen akla gelmese de günlük olarak yeterli sebze ve meyveyi almak zorundayız. Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nde Sağlıklı Yemek Tabağı’na göre her ana öğünde tabağın bir çeyreği sebzelerden, diğer çeyreği tam tahıl ürünlerinden ve kalan yarısının eşit üç parça halinde meyvelerden, yüksek proteinli gıdalardan (kurubaklagiller, yumurta, et, tavuk, yağlı tohumlar vb.) ve süt ürünlerinden (süt, kefir, yoğurt, peynir vb.) gelmesi önerilmektedir. Bunun yanında mutlaka su tüketimini yeterli miktarda almamız gerekmektedir.
- Meyve ve sebzelerin olabildiğince dayanıklı olanlarını almalıyız
Özellikle mevsimine uygun lahana, brokoli, havuç, patates, biber, karnabahar dayanıklı sebzelerdir. Meyvelerden; elma, greyfurt, olgun olmayan muz, mandalina örnek olarak verilebilir. Özellikle narenciye grubu bağışıklıkta önemli rol oynayan C vitamini açısından zengindir ve bununla birlikte limonu da salatalarımıza kullanabiliriz.
- Kuru baklagiller her gün tüketilebilir
Raf ömrü uzun, dayanıklı ve bununla birlikte yüksek protein, lif içeren bir besin grubudur kuru baklagiller. Barbunya, kuru fasulye, nohut, mercimek kuru baklagillere örnektir. Yalnız bu besin grubunu önceden haşlayıp buzdolabında saklayarak tüketilmesi pişirme açısından daha kolay olabilir. Konserveden ziyade kendinizin hazırlaması tuz riski açısından daha sağlıklı olacaktır.
- Haftada 2 kere balık tüketimi önemlidir
Tazesinin bulunamadığı durumlarda donmuş veya konserve ton balığı şeklinde tüketimi şu anlık için uygun olabilmektedir. Gerek içerisinde bulunan kaliteli yağ asitleri (omg-3) olsun, gerek yüksek protein içeriği olsun, gerekse diğer et grubundaki besinlere göre daha az kaloride olması nedeni ile tüketiminin önemi artmaktadır.
- Kaliteli hayvansal protein tüketimine dikkat
Yumurta ve peynirin uygun şartlarda saklanması ile içeriğinde yüksek protein içeriği ile tüketilebilmelidir. Hastalıklara karşı savunma mekanizmamızda rol alan antikorların görevlerini yerine getirebilmeleri için bu çeşit protein içeren besinlere (proteinlere) gereksinim daha da önem kazanmaktadır. Bunun yanında probiyotik takviyeli yoğurt ve kefir gibi ürünlerin içinde bulunan yararlı mikroorganizmalar bağışıklık sistemi sistemi için önem arz etmektedir. Sevilen bu besinleri bu dönemde tüketebiliriz.
Sağlık personeline yönelik beslenme çok önemlidir
Hayatlar kurtaran sağlık personelleri dişini tırnağına katarak ve belki de en büyük riski alarak görevlerini yerine getiriyor. Peki bu koşullarda özellikle onlar nasıl beslenmeli?
Sağlık personelinin özellikle bağışıklığına dikkat etmesi gerekmektedir. İzolasyonda olan normal bireylerde elbet esneklikler olacaktır lakin sağlık personelinin beslenme tabağında mutlaka yeteri kadar makro ve mikro besin ögesinin olması gerekmektedir.Gerektiğinde vitamin-mineral takviyesi, probiyotik ve prebiyotik takviyesi almaları önerilmektedir. Normal bireyler için eksikliği olmayanın takviye alması önerilmemektedir.