Vücutta oluşan stres etkisini ağızda gösteriyor

Geceleri istem dışı dişleri gıcırdatma bilinen bir sorun. Ancak son yıllarda insanlar gün içinde de dişlerini sıkıyor ve gıcırdatıyor. İnsanlar dişlerini sıktıklarını çoğunlukla fark etmiyor ve başka bir şikayetle diş hekimine başvurduklarında, dişlerinde sıkmaya bağlı hasar oluştuğu görülüyor. Şehir ve iş hayatına bağlı yaşanan stres, dengesiz beslenme ve hareketsizlik gibi sebepler farkına varmadan diş sağlığımızı kaybetmemize neden olabiliyor. Bu hasar bazen başlangıç düzeyinde olurken, bazen de ilerlemiş safhada olduğu için çok büyük tedaviler gerektirebiliyor. Anadolu Sağlık Merkezi Diş Hekimi Gökhan Gerek, son zamanlarda gün içinde de artan diş gıcırdatmayla ilgili önemli bilgiler paylaşıyor.

Modern topluluklarda gündelik hayatın zorlukları sonucu vücutta oluşan stres çoğu zaman etkisini ağızda gösteriyor. Genellikle gece ve bazen de gündüz saatlerinde dişlerimizi sıkıyor veya gıcırdatıyoruz. Bu sorun yıllar içinde dişlerin aşınmasına, kırılmasına ve diş yüksekliğinin azalmasına neden oluyor. Şehir hayatının getirdiği hızlı yaşam, sürekli bir yere yetişme telaşı, aile içinde yaşanan gerginlikler vücudumuzun stresle başa çıkmasını zorluyor. Stres ise birçok hastalığın ortaya çıkmasında tetikleyici bir faktör. Stres, özellikle de ağız içine ciddi zararlar veriyor.

Stres, diş ve dişeti arasında boşluk oluşmasına sebebiyet verebiliyor
Diş sıkmasına bağlı olarak dişte ciddi hasarlar oluşturuyor. Ağızda stres oluşmaya başladıktan sonra, ilk tepki dişle diş etinin birleştiği düzeyde, dişin boynunda oluşuyor. Stres, diş etine büyük bir boşluk gibi hasarlar veriyor. Bu durumu kama defekti olarak adlandırıyoruz. Dişle dişeti arasında tırnak girecek kadar bir boşluk oluşuyor ve duyarlılık başlıyor. Ardından dişte aşınmalar, kırılmalar meydana geliyor. Diş minesi kalkarak altındaki, daha yumuşak olan dentin tabakası ortaya çıkıyor. Dişlerde, kesilmiş bir ağaç kütüğünün üzerindeki gibi halkalar görünmeye başlıyor. Kişide çene eklemi ağrıları ve bununla beraber yüz ve boyun ağrıları başlıyor. İşte bu durumda ağızdaki stresi görmek mümkün olur.

40 yaş üstü erkeklerde ağızda stres yaygın olarak görülüyor
Şehir ve iş hayatı gibi nedenlerin yanı sıra depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar, hatalı yapılmış bir dolgu veya porselen kaplama, çok şert ve asidik besinler tüketme gibi faktörler de ağızda stres oluşumuna neden olabiliyor. Bu durum ise en çok 40 yaş üstü erkeklerde, özellikle ofis çalışanlarında görülüyor. Çoğu hasta dişlerini sıktığının farkında olamıyor. Çoğu zaman dişlerinin kısa ve aşınmış görüntüsünden hoşlanmadığı için geliyorlar. Meslek gruplarına baktığımızda bu şikayetle gelen hastalarımızın çoğunun bankacı ve mühendis olduğunu görüyoruz…

Hastalar “stresli” olduklarını kabullenmek istemiyor
Hastalar genellikle dişlerindeki sıcak-soğuk hassasiyeti sebebiyle kliniğe başvuruyor. Hastaların çoğu sorunlarının temelinde stres olduğunu kabul etmek istemiyor. Kişiler, belirli bir zaman sonra sorunla yüzleşiyorlar. Bu hastaların çoğu daha sonra kendileri durumu fark edip tekrar kliniğimize geliyorlar. Çünkü gün içinde dahi dişlerini sıktıklarını sonradan fark ediyorlar.

Tedavi için öncelikle farkındalık oluşturmak önemli. Dişlerin koruma altına alınması gerekiyor. Öncelikle gece koruyucu bir plak uygulaması ile tedaviye başlanıyor. Son yıllarda lazer yardımcı tedavi olarak ağızdaki stresin tedavisine büyük katkı sağlıyor. Ayrıca radyo frekans ve çene eklem içi lavaj denilen yöntemler de başarı ile uygulanabiliyor. Psikolojik destek almak ise sorunun tamamen ortadan kalkmasını sağlıyor.

Exit mobile version