Uzaktan Eğitim Sürecinde Ebeveynlere Öneriler

Koronavirüs salgını ile hepimizi zorlayıcı bir süreçten geçiyoruz. Bir süredir farklı ve hayatımızda daha önce deneyimlemediğimiz şeyler yapmayı öğreniyoruz. Teknolojinin eğitim hayatımıza girdiği bu süreçte teknolojinin içine doğmuş çocuklarımız bile online eğitim konusunda bocalamalar yaşayabiliyor. Ancak, öğrenciler, öğretmenler ve aileler uzaktan eğitime yönelik hızlı bir şekilde uyum sağlıyoruz. Yeni koşullara adapte olma becerisi bireysel farklılıklarla olsa da ebeveynler olarak çocuklarınıza bu süreçte yardımcı olabileceğiniz bir kaç öneride bulunmak istiyorum.

1. Rutin oluşturun

Çocuğunuza iyi alışkanlıklar edindirmek önemlidir. Esnek bir rutin oluşturarak çocuğunuzla birlikte bütün ev halkı o rutine ayak uydurmaya çalışabilirsiniz. Günlerinizi öngörülebilir bölümlere ayırın. Çocuğunuzun kalkmasına, giyinmesine ve makul bir zamanda öğrenmeye hazır olmasına yardımcı olun. Ayrıca çocuğunuzun yaşına uygun sorumluluklar da vermeye özen gösterin. Mesela, herkes yatağını kendisi toplayabilir.

2. Teknolojik aletleri yasaklamayın

Bu süreçte, çocuğunuza asla telefon, bilgisayar ya da tablet gibi teknolojik aletleri yasaklamayın. Zaten evde oldukları için sıkılan çocuklara tek sosyalleşme kanalı olan teknolojik aletleri yasaklayarak otorite oluşturmanız daha olumsuz etkilere neden olacaktır. Zaten ödül ve ceza yöntemi, davranış eğitiminde kurallarıyla ve sistemli bir şekilde yapılmadığı sürece işe yaramayacaktır. Yasaklamaktansa süre sınırlaması getirin. Ayrıca, içerik kontrolü yapın.

3. Öğrenmek için iyi bir yer seçin

Çocuğunuzun okul faaliyetlerini yerine getirebileceği ona ait bir alan oluşturun. Mümkünse bir oda, değilse bir köşe ona ait olabilir. Ama bu alanı ne siz ne de çocuğunuz sık sık değiştirmemeye özen gösterin. Sessiz olduğundan, dikkat dağıtıcı olmadığından ve iyi bir internet bağlantısına sahip olduğundan emin olun. Bu süreçte çocuğunuzu ara sıra denetlemeniz gerekebilir. Çünkü bilgisayar üzerinden ders dinleyen bir kişi bir süre sonra dikkati dağılabilir ama bu sadece çocuklarla ilgili değil herkesin yaşayabileceği bir durumdur.

4. İrtibatta kalın

Öğretmenler, çoğunlukla çevrimiçi platformlarımız ve online öğrenme ortamlarımız aracılığıyla düzenli olarak öğrencilerimizle iletişime geçmektedir. Sizler de öğretmenlerimizin öğrencilerimize yolladığı ödev kontrolü formlarını düzenli olarak kontrol edebilir ve imzalayabilirsiniz. Çocuğunuz ödevini yapmadığı zamanlarda öğretmeniyle iletişime geçmekten çekinmeyin.

5. Öğrenmesi için teşvik edin

Çocuklar genelde ebeveynlerin tam zamanlı öğretmen olmasını veya eğitim ve içerik uzmanı olmasını beklemez. Destek ve teşvikle birlikte çocuklarınızın üzerine düşeni yapmasını sağlayın. 

6. Çocuğunuza destek olmak ve onu derse hazırlamak için sorular sorun

Psk. Burcu Başoğlu 

Sabahları:

7. Çocuğunuzla vakit geçirin

Erinlik ve ergenlik dönemlerinde olan çocuklarınız bu süreçte sizlerle vakit geçirmek istemeyebilir, tüm gün odasından çıkmayabilir ya da sizinle konuşmayabilir. Evet yalnız kalmaya ihtiyaç duyabilirler ama aranızdaki ilişkiyi güçlendirmek adına adım atmaktan çekinmeyin. Onun ilgi alanlarını keşfedin, birlikte film izleyin, oyun oynayın ve güzel anılar biriktirin.

8. Ödül ve Ceza yerine

Ödül ve ceza yöntemi en başta da söylediğim gibi davranış geliştirmede etkili bir yöntemdir ama gerçekten uygulanabilmesi oldukça zordur. Bu, istediğiniz davranışı geliştirememesi ve onun yerine başka bir davranış geliştirmesine sebep olabilir (mesela ödev yapmadığı zaman çocuğunuzu cezalandırmanız, bir dahaki sefere çocuğunuzun ödevini yapmış gibi davranmasına sebep olabilir) Onun yerine çocuğunuzun yaptığı olumlu davranışlara vurgu yapmanız (bkz. pekiştireç) çocuğunuzun istediğiniz davranışları daha çok yapmasına sebep olacaktır. 

9. Ders çalışmıyorsa

Öz denetim: Bireyin kendi kendini kontrol etme çabası olarak tanımlanan öz-denetim, bireyin sosyal çevresine uyum sağlamasına hizmet eden ve bu bağlamda kendini değiştirmesi, içinde bulunduğu koşullara göre kendini adapte etme kapasitesi olarak tanımlanmaktadır.

Kendi kendini kontrol öğrenilen bir şey olmakla birlikte beynin de bir fonksiyonudur. Yani eğer bilinen biyolojik bir dürtü kontrol problemi yoksa doğal olarak gelişir. Ancak anne-baba ve çevrenin müdahalesi ve uygun olmayan tutumlarıyla çocuk kendini kontrol etmekte güçlükler yaşayabilir. Çocuğa ne zaman ne yapacağını bir kural olarak öğretmek ile yapması gereken şeyi yapması gerektiği zamanda hatırlatmak arasında fark vardır. Çocuk disiplininde amaç kuralları yıkıcı olmayan bir biçimde öğretmektir. Kuralı öğrenen, kurala koyduğunda ödüllendirilen, kurala uymaya teşvik edilen çocuklar, kuralların sık sık hatırlatılmasına ihtiyaç duymazlar. Ancak her zaman çocukların kurala uymaya teşvik edilmeleri gerekmektedir. Yani kural olan bir şeyi yapıyor olması “zaten yapması gerekir” düşüncesiyle görmezden gelinmemelidir. Anne-babalar bazen çocuğun uyduğu kurallarla, ve uygun davranışlarıyla ilgilenmezler de uygun olmayan, kural dışı davranışlarıyla fazlaca ilgilenirler. Sürekli kuralı hatırlatmak zorunda hissederler. Sürekli çocuklara yapacakları işi hatırlatırlar. Çocuk işi erteler, yapmamak için direnir. Bu diyalog da genellikle azarla ve kavgayla sonuçlanır. Bu hem çocuğun hem de anne-babanın hoşuna gitmeyen bir sonuçtur ve soruna da kalıcı bir çözüm oluşturmaz. Hatta var olan sorunun daha fazla artmasına ayrıca ebeveyn ile çocuk arasındaki ilişkinin kalitesinin bozulmasına neden olur. Ayrıca sorumlulukları, ne yapması gerektiği sürekli hatırlatılan çocuklar asla sorumluluk alamazlar ve asla sorumlulukları ile ilgili olarak kendilerini kontrol edemezler. Bu çocuklar ancak bir otorite figürü varsa (bir yetişkin, anne, baba öğretmen vs.) uygun davranabilirler. Hatta bazı yetişkinlerin kendilerine daha rahat davrandığını ve daha hoşgörülü olduğunu fark ettiklerinde o kişinin varlığına rağmen kontrolsüz davranışlar sergileyebilirler. Örneğin kendi sınıf öğretmeninin kurallarına uyan ve sorun çıkarmayan bir çocuk böyle bir durumda başka branş öğretmenlerinin derslerinde kontrolsüz davranabilmektedir. Aynı şekilde babası varken sakin olan bir çocuk babanın yokluğunda anne ile daha uyumsuz, daha huzursuz davranışlar gösterebilir.

Ülke olarak zor bir süreçten geçiyoruz ama bu süreci çocuklar daha zor yaşıyorlar. Erinlik ve ergenlik dönemlerinde olan çocuklarımız bu gelişim döneminde sosyal ortamları sayesinde varlıklarını ispatladıkları bu dönemde, sosyal izolasyondan dolayı bu gelişim dönemiyle kendilerini geliştiremiyorlar. Bundan dolayı, anormal bir süreç yaşanırken çocukların da bu süreçte her şeyi çok iyi idare etmelerini beklemek gerçekçi olmayacaktır. 

Exit mobile version