Üst solunum yolunun kısmi tıkanıklıklarına bağlı olarak gelişen sesli uyku horlama olarak isimlendirilmektedir. Uykuda nefesin 10 saniye ve daha uzun süreyle kesilmesi apne olarak adlandırılır. Genel olarak horlamanın erkeklerin %50’sinde, kadınların %30’unda görüldüğü, uyku apne prevalansının %1-5 arasında olduğu düşünülmektedir.
Uykuda nefesin kesilme sayısına ve süresine bağlı olarak, kandaki oksijen düzeyi düşer, karbondioksit düzeyini yükselir. Bu durum, beyni uyararak kişinin uyanmasına neden olur. Hastalığın şiddetine bağlı olarak değişen gündüz uyku hali vardır. Hastalar gece uyku zamanı ne kadar uzun olursa olsun gün içerisinde de uyku problemi çekerler. Gece uykuları iyi olmadığından sabahları yorgun olarak kalkarlar. Orta, ağır apnesi olan hastalarda konuşma esnasında ve araba kullanma sırasında dahi uykuya dalma gözlenir.
Uyku apnesi kompleks bir hastalık olup pek çok farklı nedene bağlı oluşabilmektedir.
Uyku apnesi genelde iki guruba ayrılır :
Santral(merkezi) uyku apnesi. Bu tür apne beyinin solunumu kontrol eden kaslara doğru sinyaller göndermemesi sonucunda görülür. Santral(merkezi) nedenle oluştuğunda solunum çabası olmadığı için beyin solunum kaslarını uyarmaz. Bu durum daha çok ilaç zehirlenmelerinde ve beyin hasarlarında olur.
Obstrüktif (tıkayıcı) tipte uyku apnesi. Obstrüktif (tıkayıcı) apnede soluk alma sırasında üst hava yollarında olan fiziksel bir engel vardır. Uyku apnesinin daha sık bir nedenidir. Burundan nefes almak, solunum için çok önemlidir. Uyku apnesi rahatsızlığı olan birçok hastanın burnu tıkalı olduğu için ağızdan nefes alırlar. Daha sık rastlanan bu apne türünde boğazdaki kasların havanın geçeceği alanı kapatacak şekilde gevşeme görülür..
Hastaların sadece üst solunum yollarının muayenesi tanı ve tedavinin planlanmasında yeterli olmayacaktır. Hastanın alkol kullanımı, son aylarda belirgin olarak kilo alıp almadığı ve metabolik durumu (şeker hastalığı, tiroid hastalıkları) sorgulanmalı gerektiğinde biyokimyasal testler yapılmalıdır. Hastanın bulunduğu ruh halinin de şikayetleri artırabileceği göz önüne alınarak depresyonda olup olmadığı ve yatıştırıcı ilaç kullanıp kullanmadığı araştırmak gerekir.
Aşağıdaki belirtiler varsa uyku apnesini araştırmak gerekir
• Uyurken horlama olması
• Uykuda nefes durması
• Sabah yorgunluğu
• Sabahları baş ağrısı
• Gün içinde uyuklama istemi
Kişilik değişiklikleri, konsantrasyon eksikliği
• Sosyal hayatın etkilenmesi
• Trafik kazalarında artış
• Kalp sorunları ve hipertansiyon
• Gastroözofageal ve larengofarengeal reflü
• Cinsel isteksizlik ve kadınlarda adet düzensizliği
• Konsantasyon güçlüğü, unutkanlık
• Gece sık tuvalete gitme
• Çocuklarda horlama, nefes alma güçlüğü, huzursuz uyuma, gündüz hiperaktivite ve okul başarısında düşüklük
Burun bantları:
Burun girişinde nazal valv adı verilen bölge üst hava yolunun en dar bölümü olup solunum sırasında burun direncini %50 artıran bölgedir. Burun genişletici bantlar, son zamanlarda burun direncini azaltmak amacıyla yaygın olarak kullanılmaktadır. Burun bantları elastik şeridin geri çekilme kuvveti ile burun cildini kıkırdak yapıyla beraber dışa doğru çekerek dolayısıyla nazal valv alanını genişletmiş olur.
Burun bantları kullanmadan önce, kulak burun boğaz hekimi tarafından ayrıntılı muayene ve gerekli tetkikler yapılmalıdır. Aksi taktirde burun bantları geçici olarak burundan nefes almaya yardımcı olurken, altta yatan hastalığı teşhis etmeyi geciktirir. Burunda deviasyon, polip hatta burun tümörü gibi bir patolojinin erken teşhisini geciktirebilir. Bu konuda dikkatli olunmalıdır.
UYKU APNESİNDE TEDAVİ :
Risk faktörlerine yönelik tedavi
- -Kilo verme
- -Uygun yatış pozisyonu
- -Alkol ve sedatif-hipnotiklerden sakınma:
Eşlik eden hastalıkların tedavisi
- Hipotiroidizm
- Akromegali
- Diabetes mellitus
- Aşırı androjen salınımı
- Üst solunum yolu hastalıkları
- Nörolojik hastalıklar
- Solunum sistemi hastalıkları
- Kardiyovasküler hastalıklar
- Trafik ve iş kazaları konusunda uyarma
İlaç tedavisi
- Ağız içi araç tedavisi
- CPAP/BİPAP tedavisi
- Cerrahi tedavi
- Kombine tedaviler