Üstün Yetenekli Çocuklar
Son zamanlarda gündemde olan üstün yetenekli çocuklar ile ilgili birçok yerde insanların kendilerince görüş bildirdiğini görüyorum ve etrafta dolaşan zararlı olduğunu düşündüğüm bilgi kirliliğini önlemek adına kısaca bilimsel veriler ışığında sizleri bilgilendirmek isterim.
Öncelikle nedir bu üstün yetenek?
Üstün yetenek, kişinin kendi yaş grubunda çeşitli alanlarda, normal olarak kabul edilen standartlardan nitelik ve niceliksel olarak farklı, ileri, üstün bilişsel becerilerinin olması ve eşzamanlı olmayan bir gelişim göstermesidir.
Bu bilişsel gelişimin olumlu tarafları vardır. Örneğin bu çocukların; dil gelişimi daha erken gelişir, bilgi dağarcıkları daha fazladır, daha çabuk ve hızlı öğrenme becerisine sahiptirler, pratik düşünme becerileri yüksektir.
Bu eşzamanlı olmayan gelişim her ne kadar bilişsel alanda üstünlük olarak görülse de, aynı durum fiziksel duygusal ve sosyal alan için geçerli olmayabilir. Aksine sosyal ve duygusal ihtiyaçlarının da karşılanması gerekir.
Kendilerinin diğer çocuklardan farklı olduklarına dair bir farkındalık oluştuğunda, gerek aile, gerek okul gerekse çevre tarafından gözönünde tutularak, ilgi ve odak merkezi olabilmektedirler. Ayrıca bu çocuklardan sürekli bir başarı beklentisi olabilmektedir.
Bu durum bu çocuklarda sürekli ilgi beklentisi hali oluşturabilir ki ilgi geri çekildiğinde bu durum, çocuklarda duygusal olarak çökkünlük oluşturabilmektedir.
Üstün yetenekli bir çocuk kendisine yüklenen bu başarı beklentisini içselleştirir ise; kendisini sürekli başarılı görmek isteyecektir, her zaman en iyisi olma, hatasız ve kusursuzca davranmaya, düşünmeye çaba sarf ettiğinde ise bu durum, performans kaygısı, mükemmelliyetçi kişilik, başarısızlığa tahammülsüzlük ve akabinde mutsuzluk oluşturabilmektedir.
Üstün yetenekli çocuklar kolay bir durumla rahatlıkla başederken, zorlandıkları bir alanda beceremediğinde kolayca öfkelenebilir.
Spot altında olduklarından, tüm gözler üzerlerinde olduğundan yetersizlikleri ve sınırlılıkları da kolayca fark edilebilir.
Bu çocukların yaşıtlarından farklı ilgi alanları olabilir. Örneğin tarih, sanat, uzay bilimi, felsefe konularına aşırı ilgi ve merak duyabilir ve neticesinde yaşıtlarından hatta ve hatta yetişkinlerden çok daha fazla okuyup, öğrenip yoğun bilgi birikimine çok erken yaşta erişebilmektedirler. Yaşıtlarından farklı ilgi alanları olduğu için, konuşurken ya da oyunlar oynarken ortak payda bulmakta zorlanma yaşanırsa bu uyumsuzluk durumunda hem normal potansiyele sahip çocuklar hem de kendileri keyif almayabilir, böyle bir durumda diğer çocuklar tarafından dışlanabilir, ya da kendilerinin sosyal açıdan yalnızlaşmasına neden olabilmektedir.
Yapılan araştırmalarda üstün yetenekli çocuklarda mükemmeliyetçi kişilik örüntülerinin daha fazla olduğu, yeterli miktarda mükemmeliyetçiliğin olumlu olduğu lakin aşırı mükemmelliyetçiligin olumsuz ve uyumsuz sonuçlar doğurduğu, kendine olan güveni ve benlik saygısını azalttığı görülmüştür.
ÖNERİLER
1- Üstün yetenek doğuştan getirilen bir potansiyel olup, kişinin üstün potansiyelli olması, uygun, yeterli ve sağlıklı eğitim, duygusal ve sosyal destek varlığında kişiyide toplumu da ileriye taşır.
2- Üstün yetenekli çocukların benzer ilgileri ve benzer yetenekleri olan çocuklarla bir arada eğitim görmesi daha yararlıdır.
3- İçinde bulundukları sınıf içinde yeterli ve uygun seviyede zorlanmaları sağlıklıdır.
4-Eğitim-öğretim sisteminin ve içeriğinin yetenekleri ve öğrenme becerileri doğrultusunda esnetilmesi gereklidir.
5- Üstün yetenekli çocukların, ileri seviyedeki bilişsel kapasiteleri, eşzamanlı olmayan bilişsel gelişimleri, aşırı duyarlılıkları ve mükemmelliyetçi kişilik örüntülerinin olması bazı duygusal ve sosyal sorunlara yol açabilmekte, bu konularda psikolojik destek almaları uyum ve iyilik hali için faydalı olacaktır.
6-Duygusal ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanması bağlamında gerek bireysel, gerek grup içinde, gerek aile gerekse okul ile psikolojik destek mekanizmalarının sağlıklı bir şekilde yürütülmesi önemlidir.