Üsküdar ve Erciyes üniversiteleri, Gen-Kök iş birliği yapacak
Üsküdar Üniversitesi ile Erciyes Üniversitesi arasında Gen-Kök Merkezi iş birliği protokolü imzalandı. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış’ın da yer aldığı imza töreninde iki kurum arasında birçok alanda ortak bilimsel iş birliğinin temeli atıldı.
İmza töreni pandemi tedbirleri kapsamında çevrimiçi olarak gerçekleştirildi. Törende Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Prof. Dr. Mustafa Çalış’ın yanı sıra Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Konuk, Erciyes Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Borlu, Erciyes Üniversitesi Gen-Kök Müdürü Prof. Dr. Yusuf Özkul, Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur da hazır bulundu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Bilimin yumuşak güç olarak kullanılması gerekiyor”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bilimin en büyük güç olduğunu ve bilimin yumuşak güç olarak kullanılması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Artık yapay zekâyla birçok şeyin yapılacağını biliyoruz. Normalde üniversite kurarken özellikle vakıf üniversitelerinde pek felsefe bölümü açılmaz. Felsefe bölümü olmadan bir üniversite olmaz. Bununla birlikte Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünü de Türkçe ve İngilizce olarak açtık. Şu anda biyomühendislik çok fazla fark edilmedi ama Covid-19 pandemisinden sonra moleküler biyoloji ve genetiği herkes telaffuz eder hale geldi. Genetik demek insanın biyolojik veri tabanı demek. Bir çocuk doğarken biyolojik verilerle doğuyor. Sapmalarla da hastalıklar ortaya çıkıyor. Şu anda tıbbın yeni uzayı beyin ve beyin ve genetik ilişkisi. Bu alanda ciddi AR-GE’ye ihtiyaç var. Bu yüzden ülkemizin AR-GE’ye yatırım yapması kaçınılmaz. Türkiye bilimi yakalarsa küresel yarışta olduğunu hisseder. Kendi medeniyet coğrafyamızda da biz varız. Onun için burada bilgi gücü, silah gücünün yerine geçmiş durumda. Bilim şu anda en büyük güç. Bilimin yumuşak güç olarak kullanılması gerekiyor. Bunu karar vericilerin muhakkak bilmesi gerekiyor. Şu andaki öğrencilerin içinden Nobel alacak kişiler çıkarmamız gerekiyor. Onun için üniversite olarak AR-GE’yi yüksek hedef olarak seçtik. Elimizden geldiği kadar hedeflerimiz var. Yüksek hedefleri olmayanlar küçük şeyleri yapamazlar. Üsküdar Üniversitesi bunu sözde bırakmıyor. Şu anda kök hücre ile ilgili ciddi bir alt yapı kuruyoruz. Ortak projeler yapıyoruz. Erciyes Üniversitesi de bu konulara önem veren bir üniversite. Buradan iyi şeyler çıkacağına olan inancım çok yüksek. Bu güzel başlangıcın güzel sonuçları olacağını umuyorum.”
Prof. Dr. Mustafa Çalış: “Umarım bu çalışmayla ülkemize, insanlığa ve dünyaya katkı sağlarız”
Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış, iş birliklerinin bu dönemde çok önemli olduğunu söyledi. Çalış, “Karşılıklı iş birliği içerisinde çeşitli projeler ve çıktılar olacağına inanıyorum. Gen-Kök Merkezimiz tabi ki bu işin başında olacak ama diğer merkezlerimiz de iş birlikleri devam edecek. Bu fikir bana geldiğinde memnuniyetle kabul ettim. Bu aşamaya gelmiş olmak bizim için gurur verici bir durum. Umarım bu vesileyle çok fazla çalışmalar yaparız ve ülkemize, insanlığa ve dünyaya katkı sağlarız” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Haydar Sur: “Genetik, bu alanın arenası haline gelecek”
Prof. Dr. Haydar Sur, genetik ve tıp biliminin bulunduğumuz yüzyılda birbirinden ayrılamayacağını belirtti. Tıp fakültesi bünyesinde oluşum yaparken özellikle temel bilimlerin çok sağlam olmasına önem verdiklerini belirten Prof. Dr. Haydar Sur, şunları söyledi:
“Genetik bilimi de 21. Yüzyılın tıp eğitiminden tutun, tıp uygulamaları, tedavileri, araştırmalarının hepsini domine eden ana kulvar haline gelmiştir. 21. Yüzyılda kişiselleştirilmiş tıp, sağlık hizmetlerine damgasını vuracaktır. Bunu genetik bilimine borçluyuz. O yüzden genetik olmadan ya da orada bir başarı elde edemeden ne tıp eğitiminde ne sağlık hizmetlerinde ne de dünya çapında düşündüğümüzde sağlık sistemindeki verimliliğinde bir başarı elde edilemeyeceğini söyleyebiliriz. Big Data çağında olduğumuz için artık tek merkezli çalışmaların ürettiği kanıtların kanıt ağırlıkları pek kabul görmüyor. Çok merkezli olmanın ufku, avantajı daha büyük veri yüklerinin ve kanıt yüklerinin altına girebilmemizi kolaylaştırıyor. Bu açıdan da 21. Yüzyıla iş birlikleri çağı diyebiliriz. 21. Yüzyılda mesleki ayrımların çağ dışı kaldığı bir döneme geçtik. Özellikle mühendislik ve hekimlik mesleklerinin sınırlarının iyice birbirlerine karışacağı bir dönem yaşayacağız. Teknolojiyi sonuna kadar kullanan hekim mühendisler sağlık hizmetlerine sonuna kadar hizmet veren mühendis hekimlerin çağını yaşayacağız. Genetikte bu alanın arenası haline gelecek. Ben iki üniversiteye de bu iş birliği için teşekkür ediyorum. Tıp fakültesi dekanı olarak her türlü yardıma hazırım.”
Prof. Dr. Muhsin Konuk: “Hayallerimiz adına güzel bir adım atılıyor”
Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Konuk, iki üniversitenin imkânlarını değerlendirmek için çok kıymetli bir iş birliği olduğunu vurguladı. Konuk, “Üniversite olarak hayallerimizin gerçekleşebilmesi adına güzel bir adım atılıyor. Erciyes Üniversitesi ile çok güzel işler yapacağımıza inanıyorum. Her iki tarafın da imkânlarını ve alt yapılarını değerlendirmekte fayda var. İki üniversitenin iş birliğinin güzel bilimsel sonuçlar doğuracağına inancım tam” dedi.
Prof. Dr. Özkul: “Üniversite bir alana odaklanırsa daha başarılı olur”
Erciyes Üniversitesi Gen-Kök Merkez Müdürü Prof. Dr. Yusuf Özkul, merkez çalışmaları hakkında bilgi verdi. Özkul, şu değerlendirmelerde bulundu: “Erciyes Üniversitesi’nde otuz dokuz tane araştırma merkezi var. Bu merkezlerin sayısının bu kadar çok olmasının sebebi üniversitemizin eğilimleriyle ilişkili. Üniversite her alanda değil bazı alanlara odaklanırsa daha iyiye gidebilme yeteneğinin olduğunu keşfetti. Bunun için özellikle sağlıkla ilgili alanlarda Gen-Kök, ilaç geliştirme, aşı geliştirme gibi araştırma merkezlerini kurmaya çalıştı. Bunu sadece sağlık bilimlerinde değil, sosyal bilimlerde de yine ülkenin ve coğrafyanın ihtiyacı olduğunu düşündüğümüz araştırma merkezlerine önem verdi ve bu alanda da merkezleri kurduk. Gen Kök ve Hücre Merkezi altında birçok departmandan oluşuyor. Gen-Kök aynı zamanda bir enstitü. Nörobilim, moleküler biyoloji ve genetik, metabozilma ve kronik hastalıklar alanında yüksek lisans ve doktora eğitimleri veriyoruz.”
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Yeşim Özdemir’in proje sunumu gerçekleştirdiği program iki üniversite arasında gerçekleştirilen Gen-Kök Merkezi Protokol İmza Töreni ile sona erdi.