Unutkanlığınız mı var?

Yaşam şartlarının iyileştilmesi ile toplumlarda ölüm yaşı yukarıya çekilmiş, bununla paralel olarak da özellikle batı toplumunda yaşlıların sayısında belirigin artış olmuştur. Ortalama yaşam 50-60 lı yaşlarda olan toplumlarda yaşlı nüfus sayısı düşük olduğundan birtakım hastalıkların görülme sıklığıda gelişmiş toplumlara göre düşüktür. Yani bazı hastalıklar yaşla paralel olarak artmaktadır. Bunlara örnek olarak demans yapan bir grup hastalığı verebiliriz.

Demans; unutkanlıkla seyreden özellikle yakın bellek yıkımı, dikkat ve konsantrasyonda bozulma, zihinsel işlem hızında yavaşlama, konuşmada bozulma, zaman mekan oryantasyonunda bozulma ile seyreden ve hareketlerde yavaşlama ile postür, yürüyüş ve denge bozukluğu da yapan bir grup hastalığın adıdır.

Uzm. Dr. Osman ŞAHIN

Demans denince akla tüm Demansların %60’ını oluşturan Alzheimer Hastalığı gelir. Diğer demans çeşitlerinin 3/2’sini oluşturur. 60 yaşında %5 iken 85 yaşına gelen bireylerde bu oran %50 ye çıkmaktadır yani bu yaşlarda iki kişiden birisi Alzheimer Hastalığı’na yakalanmaktadır.

Demansın genetik otozomal dominant geçişli formu olduğu gibi bundan bağımsız olarak seyreden formları da vardır. Menapoza giren kadınlarda yani 65 yaşını aşmış kadınlarda özellikle ostorojenin koruyucu etkisi kaybolduğundan demans oranı neredeyse iki katına çıkmaktadır.

Masum unutkanlıkları bir kenara bırakırsak yaşı 60’ı geçmiş özellikle kadınlarda sinsi başlangıçlı ve kademeli olarak artış gösteren unutkanlıklar dikkatle takip edilmelidir. Unutkanlığa eğer konuşma bozukluğu, el becerilerinde bozulma, zihinsel işlemlerde yavaşlama da eklenirse süreç başlamış denilebilir.

Demanslı hastalar giderek apatik, şaşkın , içine kapanmış, uyku düzeni bozulmuş bir hale gelirler. Yakın bellek yıkımı en erken ortaya çıkan bulgulardadır. Uzak bellekteki bozulma ileri evrelerde ortaya çıkar. Yine ileri evrede muhakeme , soyut düşünme, değerlendirme, bilgileri birleştirip yorumlamada bozulma, halüsilasyonlar , paranoid hezeyanlar, huzursuzluk ve ajitasyonlar ortaya çıkar. Hafif formunda unutkanlığın yanında kelime bulma güçlüğü, mali işleri yürütmede zorluk, alışveriş yapmada, araba kullanmada, hobilerini sürdürmede ve problemleri çözmede zorluklar başlar. Orta evrede ise içgörü kaybı başlamıştır, oryantasyon bozulmuştur. Günlük yaşamları için başkalarının yardımına ihtiyaç duyarlar. Kıyafet seçimi, giyinmede düzensizlik, sürekli anlamsız dolaşmalar , kaybolmalar ve uyku bozuklukları aşikar hale gelir.

Demans nedenlerini söyle bir irdeleyecek olursak ; bunların içerisinde en önemlisinin eğitim olduğunu görürüz. Yapılan araştırmalar eğitimi düşük toplumlarda demans oranının yüksek olduğunu gösteriyor. Diğer önemli nedenler inme, HT, DM, sigara kullanımı, HL, sistemik vasküler hastalıklar, menapoz sonrası ostorojen/progesteron miktarında azalmalar, kalori ve yağ alımının artışı, kafa travmaları, B12-folik asit eksikliği ve hipotroidi sayılabilir.

Her unutkanlık Alzheimer değildir. Ateşli hastalıklarda vücutta su ve tuz kaybı durumunda yaşlılarda ilaç kullanımında, beyin beslenmesinin bozulduğu ve deliriyum denilen bir hastalığın ortaya çıktığı durumlar demans ile karışır. Alzheimer Demans’ının dışında en sık rastlanan demansların başında vasküler demans , Parkinson demansı , Levi cisimcikli demans ve hidrosefali gelir.

Ayrıca frontotemporal demans dediğimiz bir bunama çeşidi var ki evlere şenliktir. Beynin en önemli bölgesi düşünmeyi, yorumlamayı, kavramayı, kişilik oluşumunu sağlayan bu bölgenin bozulması ile önce şahsın huyu değişir, sakin sabırlı bir insan iken küfür etmeye başlar, genital organlarını açarak evde dolaşır, pisliği ile oynar, hayaller görür ve bir süre sonrada konuşma bozulur. Tedavi şansı en az olan bir tipdir.

Demanslı hastaların bakımı zordur ve sabır ister. Bir süre önce sapasağlam olan insanın gözünün önünde eriyip gitmesi konuşmayı, yürümeyi, yemeği ve en çok sevdiği torunlarını bile unutmaya başlaması oldukça dramatik bir sonuçtur. Onun için profesyonel bakıcılar tarafından hastanın takibi yedirilmesi, altının temizlenmesi, hırçınlığında ve saldırganlığında sabırla davranılması çok önemlidir.

Sonuç olarak; toplumlar yaşlandıkça bunama sayısında hızla artış olacağı tabiidir.

Toplumumuzu ve insanlarımızı bekleyen bu durum karşısında sabırlı , sakin , bir okadar da onlara sahip çıkmayı becerebilmeliyiz.

Exit mobile version