Toplumsal bunalım, gelecek nesillerin kimlik oluşumunu etkileyebilir!
Travmaya maruz kalmanın sadece bireylerin değil, toplumun da ruh sağlığını olumsuz etkilediğini belirten uzmanlar, büyük travmaların ve bir toplumun travmalarla sarsılmış bireylerden oluşmasının, etkili olduğunu söylüyor.
toplumsal travmaların, toplumsal bunalıma sebep olabileceğine ve toplumsal hafızayı etkileyeceğine dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Serdar Nurmedov, “Eğer toplumsal hafızayı olumsuz yönde etkileyen bu toplumsal bunalım sağlıklı bir şekilde ele alınmazsa, nesilden nesle aktarılabilir ve o toplumu oluşturan bireylerin kimlik oluşumunda temel rol oynar.” dedi. Toplumsal travmaya işaret eden belirtilere de değinen Doç. Dr. Serdar Nurmedov, toplumsal travmanın en büyük panzehrinin toplumsal dayanışma ve eğitim olduğuna vurgu yaptı.
Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Serdar Nurmedov, üst üste yaşanan olumsuz olayların toplum üzerindeki etkilerinden bahsetti.
Bir toplumun travmalarla sarsılmış bireylerden oluşması, toplumun ruh sağlığını etkiliyor
Travmaya maruz kalmanın bireyin ruh sağlığını olumsuz yönde etkilediği gibi, toplumun da ruh sağlığını olumsuz yönde etkilediğine dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Serdar Nurmedov, “Toplumun ruh sağlığı iki şekilde olumsuz etkilenir. Birincisi, büyük travmaların toplumun neredeyse tamamını etkilemesiyle oluşan afetler, savaş, göç gibi olaylar sonucu. İkincisi ise bir toplumun travmalarla sarsılmış bireylerden oluşması sonucu.” dedi.
Toplumsal travmalar, toplumsal bunalıma sebep olabilir
Öte yandan üst üste yaşanan olumsuz olayların sonucu gelişen travmaların sadece bireysel psikolojik sağlık üzerinde değil, aynı zamanda sosyal bağlar, güven duygusu ve toplumsal dayanışma üzerinde de olumsuz etkiler yaratabileceğine vurgu yapan Doç. Dr. Serdar Nurmedov, şunları söyledi:
“Nasıl ki, bireysel travmalar kişilerde bunalıma sebep olabiliyor ise, toplumsal travmalar da toplumsal bunalıma sebep olabilir ve toplumsal hafızayı etkiler.
Eğer toplumsal hafızayı olumsuz yönde etkileyen bu toplumsal bunalım sağlıklı bir şekilde ele alınmazsa, nesilden nesle aktarılabilir ve o toplumu oluşturan bireylerin kimlik oluşumunda temel rol oynar.”
Bu belirtiler toplumsal travmaya işaret ediyor!
Toplumsal travmaların belirtilerine değinen Doç. Dr. Serdar Nurmedov, sosyal ve kurumsal güvenin azalabileceğini yani insanların toplumsal kurumlara ve diğer bireylere güven duymakta zorlanabileceğini söyledi.
Toplumun travmaya maruz kalan kesimlerinin, olaylar karşısında kendilerini yalnız ve çaresiz hissedebileceklerinin de altını çizen Doç. Dr. Serdar Nurmedov, şöyle devam etti:
“Benzer travmalardan etkilenen bireyler travmanın sebep olduğu yoğun stres ve tehdit algısı sebebi ile içine kapanır ve benzer hislere sahip insanlara yakınlaşma eğiliminde olurlar. Toplum içinde bir nevi gruplaşmalar hasıl olur.
Söz konusu toplumda depresyon, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve anksiyete gibi ruh sağlığı sorunlarında artış gözlenebilir.
Toplumun sosyal norm ve etik anlayışı bozulabilir. Geleneksel yapı, yaşam biçimi ve aile kurumu erozyona uğrayabilir. Toplum bağımlı, pasif, sessiz, güvensiz ve kuşkucu hal alabilir.”
Öncelikle toplumsal dayanışma artırılmalı
“İnsanın olduğu yerde sorun, sorunun olduğu yerde çatışma ve çatışmanın olduğu yerde örselenme olabilir.” diyen Doç. Dr. Serdar Nurmedov, “Biz buna kısaca hayatın olağan akışı deriz. Ne yazık ki, bazen hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde cereyan eden olayların bireysel ve toplumsal travmalara sebep olduğunu görmekteyiz. El birliği ile ortaya çıkarılan bu sorunların üstesinden de el birliği ile gelmemiz lazım.” açıklamasını yaptı.
Öncelikle toplumsal dayanışmanın artırılması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Serdar Nurmedov, “İnsanlar arası dayanışmanın güçlendirilmesi ve sosyal destek ağlarını muhakeme etmek travmanın etkisini hafifletir. Bu, bireylerin yalnız olmadıklarını hissetmelerini sağlar ve toplumsal bağları kuvvetlendirir.” şeklinde konuştu.
Toplumsal travmanın en büyük panzehri toplumsal dayanışma ve eğitim…
Psikolojik iyi oluşun sağlanması için toplumun bilinçlendirilmesinin ve eğitimin de önemli rol oynadığına vurgu yapan Doç. Dr. Serdar Nurmedov, sözlerini şöyle tamamladı:
“Travmaların normal bir tepki olduğunu ve bunlarla başa çıkmanın yollarını anlatan eğitim programları düzenlemek, bireylerin farkındalığını artırır. Psikolojik dayanıklılığı güçlendirme yollarını öğretmek de bu süreçte etkilidir. Tüm bunlara ek olarak, toplumda psikolojik destek ve terapi hizmetlerine erişimi artırmak, bireylerin travmalarıyla başa çıkma sürecine yardımcı olur. Sonuç olarak, toplumsal travmanın en büyük panzehri toplumsal dayanışma ve eğitim diyebiliriz.”