Erkeklerde görülen kanser vakaları denildiğinde akla ilk olarak prostat kanseri geliyor. Oysa erkeklerin dünyasında sık olmasa da görülen, onlara özgü başka kanserler de var. Üstelik bu türler daha agresif ve hayat kalitesi açısından da şanssız şekilde seyredebiliyor.
Prof. Dr. Berrin Pehlivan, prostat kanserinin erkeklerde en yaygın görülen kanser türü olmasının yanı sıra özellikle 25-34 yaş arasında testis kanserinin en sık görülen ürolojik kanser olduğunu belirtti. Pehlivan, “Testis kanserinin görülme oranı son yıllarda arttı. 2021 yılında Amerika’da kaydedilmiş vaka sayısı 9 bin 500’e yakın; ölen sayısı ise 440. Her kanser türünde olduğu gibi bu kanser türünde de önemli olan erken tanı.Testis kanseritestisin birinde veya nadiren her iki tarafta şişlik, ağrı ile kendini gösteriyor. Testis kanserinden şüphelenildiğinde, ultrason ve kan testleri ile başlayan bir dizi tetkikten sonra biyopsi yaparak tanı koyuyoruz.
Tedavide cerrahi, kemoterapi ve radyoterapiden biri veya birkaçını kullanabiliyoruz.Son yıllarda yüksek riskli hastalarda, yüksek doz kemoterapi, kemik iliği transplantasyonu ve yeni ilaçlar denenerek daha başarılı tedaviler yapılsa da erken evrede teşhisin yarattığı avantajlardan bahsetmeden geçemeyeceğim. Tümörün yerleşim yeri testis olunca konu daha da hassaslaşıyor. Standart tedavilerin olası yan etkileri, özellikle de cinsel fonksiyon ve üreme fonksiyonu üzerine olan yan etkileri mevzu bahis olunca alternatif tedavi öneren de çok olacaktır; bunların başında da bitkisel tedaviler geliyor. Ancak ısrarla bilimsel tıptan vazgeçmemek gerektiğini vurgulamakta fayda var.” dedi.
Bir diğer tehlike “penis kanseri” Testisten sonra en sık görülen kanser, erkeğin cinsel organında gelişen penis kanseri. Prof. Dr. Berrin Pehivan penisin, sinirler, kaslar ve kan damarları dahil çok sayıda doku içerdiğini ancak sıklıkla ciltten kaynaklanan tümörlere rastlandığını vurgulayarak “belirtiler, renk değişikliği ve şişlik ile başlıyor. 10 gün içerisinde geçmeyen bir değişiklik gözlemlediğinizde mutlaka doktorunuza başvurmanız gerekir. Geçmeyen, sürekli tekrarlayan enfeksiyonlara mutlaka bir çözüm bulmak gerekir. Kronik inflamasyon zemininde kanser gelişimi de kaçınılmazdır. Hep olduğu gibi erken tanıyı anmakta fayda var; çünkü erken fark edildiğinde hayat kalitesini etkilemeyecek küçük müdahalelerle tedavi etmek mümkün” diye belirtti.