Spor beyne biyolojik ve psikolojik anlamda yaptığı etkilerle ruh sağlığını kalkındırıcı özelliğe sahiptir. Aktivite esnasında salgılanan bir takım özel hormonlar, (antidepresan ve haz almayı etkileyici) beyinde haz almayı sağlamaktadır. Spor ayrıca kişiler arasında etkileşim ve iletişimi sağlamakta ve işbirliğini geliştirmektedir. Spor kişinin bedenini ve kendini umursamasını, kendine verdiği değeri ve benlik saygısını artırmaktadır.
Biz hafif ve orta şiddetteki depresyonlarda, sporun tedavi edici etkisinden yararlanabiliriz. Spor günlük olarak hastalarımıza reçete ile birlikte önerdiğimiz bir tedavi biçimi olarak faydalıdır.
Dünya Sağlık Örgütünün, sporu 2005 yılında ruh sağlığını koruyucu önlemler arasına almıştır ve her gün 30 dakika spor yapılması önerilmektedir. Fiziksel aktivite herkes için önemlidir ve sadece fiziksel sağlığın iyileştirilmesi için değil, aynı zamanda psikolojik, toplumsal ve sosyal yararları açısından da çok daha önemlidir.
Sporun diğer önemli bir özelliği doğal anti-depresan özelliği göstermesidir.Düzenli spor yapanlarda depresyon nerdeyse hiç görülmez.Sistemli ve düzenli yapılan sporla endorfin ve melatonin, dopamin gibi mutluluk hormonlarının salgısında artış gerçekleşir.
Washington Üniversite’sinden Paul Crane’nin yürüttüğü bir çalışmaya göre, az da olsa düzenli bir biçimde spor yapanların Alzheimere yakalanma ihtimali yüzde 38 düşüyor. Texas Üniversitesi’nin yaptığı bir başka çalışmaysa, günde yarım saat yürümenin, depresyona bağlı belirtilerde azalmaya neden olduğunu ortaya koyuyor. Spor yapmak iş yaşamının stresi karşısında da yararlı sonuçlar sağlayabiliyor. Beyinde oksijen artmasına neden olarak hafızayı güçlendiriyor ve insanı zinde tutarak beyinsel performansını da artırır.
Endorfin salgılanması mutsuzluğun ve gerginliğin azalmasına yardımcı oluyor. Fazla kilolarından, gergin bir ruh halinden, uykusuzluktan, yorgunluktan ve genel bir mutsuzluk halinden şikayetçi olanlara özellikle spor özellikle tavsiye edilmektedir.
Spor yapmak hafızayı güçlendiyor ve beynin kapasitesini artırıyor. Spor stresi azaltmaya ve ruh halini iyileştirmeye yardımcı oluyor. Yapılan bazı deneyler, fiziki aktivitenin depresyona bağlı olarak ortaya çıkan belirtilerin azalmasında yardımcı olduğunu vurguluyor.
Sporun Ruh Sağlığına Olan Etkilerini Şu Şekilde Sıralayabiliriz;
1) Sağlığınızın değerini anlamanıza yardımcı olur.
2) Yaşam kalitenizi arttırmanıza ve geliştirmenize yardımcı olur.
3) Fiziksel performansınızı geliştirir.
4)Çok çeşitli sebeplere bağlı baş ağrılarından kurtulmanızı sağlar.
5) Endişe ve kuruntularınızı azaltır.
6)Streslerden korunmaya ve kurtulmaya yardımcı olur.
7) Depresyonun hafifletilmesine ve atlatılmasına yardımcı olur.
8) Zihinsel uyanıklılığınızı artırır.
9) Yabancı madde kullanımı ile mücadeleye yardımcı olur.
10 )Ani kabarmaların üstesinden gelmeye yardımcı olur.
11) Yaşlı bireylerdeki kısa süreli belleklerin gelişmesine yardımcı olur.
12) Genel ruhsal durumunuzun gelişmesini sağlar.
13) Kolay ve iyi uyumanıza yardımcı olur.
14) Kassal güç seviyenizi arttırır.
15) Cinsel hayatınızın istenen doyumda ve düzeyde artmasını sağlar.
16) İyi bir fiziksel görünüş sağlar.
17) Kendinize olan güven duygunuzu arttırır.
18) Rahat olmanıza yardımcı olur.
19) Kısa süreli bilgileri hafızanızda tutma kabiliyetini geliştirir.
20) Bol enerji verir. Günlük hayatınızda acil durumlarda ihtiyacınız olan enerjiyi sağlar ve sonradan ihtiyaç olabilecek daha fazla enerjinizi korumanıza yardımcı olur.
21) Bağımsız hayat tarzını korumanıza yardımcı olur.
22) Yeni insanlarla karşılaşmanıza ve yeni arkadaşlar edinmenize yardımcı olur.
23) Fiziksel zindeliğinizi geliştirerek
Spor yapan insan sağlıklı bir beden formuna sahip olduğunu düşünür ve huzurlu olur. Burada kastedilen vicdani huzurdur. Bedenime özen gösteriyorum, sağlığımı korumaya yönelik çabalıyorum gibi. Spor yapmak birçok ruhsal bozukluğa iyi gelecektir. Bazı insanlar spor yaparak mutluluğu yakalamaya ve ruhsal hastalıkların ızdırabından kurtulmaya çalışırlar.
Eğer vücudunuz fiziksel olarak hareket etmezse beyninizde de bir süre sonra bazı stres faktörlerinin biriktiğini göreceksiniz. Örneğin stres bozukluğu ve ileriki durumlarda yaşanabilecek ruhsal çöküntüye karşı koruyucu etki yapacaktır. Yani spor yapmamak depresyona veya ruhsal gerginliklere sebep olmaz ama hayatın veya ruhumuzun ürettiği ruhsal olumsuz süreçleri bertaraf eder veya bizi korur.
Hayatı yaşarken çeşitli olaylardan dolayı dolarız, hayal kırıklıkları yaşarız ve öfkelerimizi bastırmak zorunda kalırız. Bu içimize dolan negatif enerjiyi bir şekilde atmak kimseye zarar vermeden, başkalarına yansıtmadan gidermek için spor biçilmiş kaftandır.
Hareketsiz ve kapalı kalmış bir bünye de bu yoğun stresi, öfke nöbetleri, şiddet ve sinirlenme olarak dışarıya ve kendine yansıtacaktır. Kısaca söylemek gerekirse bedensel olarak atılamayan olumsuz enerji, ruhsal olarak stres bozuklukları veya depresyonun gelişimine katkıda bulunabilmektedir.
Güçlü bir bünye, güçlü bir ruhsal denge getirecektir çünkü spor kendimize olan güvenimizi artırır. Beden formunuzu ne kadar güçlendirirseniz, fiziksel olarak kendinizi ne kadar geliştirirseniz bu strese girme sürenizi uzatacaktır.
Çünkü beyin yapılan spora ödül olarak içsel mutluluk üreten hormonları (Endorfin, dopamin, melatonin vb.) salgılayacaktır. Yani duygu durumunuz yükselecektir.
Yapılan araştırmalara bazı spor türlerinin uzun vadede beynin kapasitesini artırmak için ideal olduğunu saptamıştır. Yani spor yaparak sadece iyi görünmekle kalmayıp iyi düşünmeyi ve daha kapsamlı bakış açıları geliştirmeyi, sorunlara farklı yönlerden yaklaşmayı, hızlı ve doğru çözümler üretmeyi, doğru iletişim kurmayı da becerebilirsiniz. Yani spor yapmak ruhsal olgunlaşamaya da yön verebilmektedir.
Özellikle uzak doğu sporlarının birinde usta olmak bu ustalığı başka hayat alanlarına da taşımaya neden olmaktadır. Bu da hem insan ilişkilerinde, hem de iş hayatında başarımızı arttıracaktır.
Ayrıca Özellikle uzak doğu sporları bir ahlak sporudur da. Çünkü Do sporcusu her şeyi kırar ama bir kalbi asla kırmaz.
Şaolin tapınaklarındaki rahipler hem bir spordaki ustalığı hem de ahlaki ve inanç anlamda ilericiliği temsil etmektedirler. Yani sporla ruhu birleştirip bütünleştirmişlerdir.
Peki spor beynimizi nasıl etkiliyor :
• Bedeni doğru ve bilinçli bir biçimde harekete geçirmek kan dolaşımını düzene sokuyor ve beynin özellikle zorlandığı zaman ihtiyaç duyduğu oksijeni almasını sağlıyor.
• Spor, bize zarar veren ve düşünme gücümüzü azaltan stres hormonlarını etkisiz hale getiriyor.
• Yaratıcılık hormonunu artırıyor ve vücudumuzdaki endorfin hormonunu aktif hale getirerek kendimizi daha mutlu ve enerjik hissetmemizi sağlıyor.
• Sinir hücrelerinin yeniden yapılanmasına yardımcı oluyor. Ayrıca beyindeki hücrelerin yaşlanmasını geciktiriyor Sinir hücreleri arasındaki ilişkiyi düzenleyerek özellikle hızlı tepki verme ve koordinasyon yeteneğini geliştiriyor.
Yetişkinler kadar çocukların da spora yönlendirilmesinde büyük faydalar bulunmaktadır. Çocuklarımız bir sınavdan diğerine koşuyor. Böylece çocuklarımızı spordan uzaklaştırıp sağlıksız yetişmelerine neden oluyoruz.
Oysa erken yaşta spora başlamanın pek çok avantajı oluyor. Bunların arasında en önemlisi çocuğa düzenli spor yapma alışkanlığının kazandırılması.
Fiziksel aktivite, durağan yaşam ve obezitenin yol açtığı sağlık sorunlarının önlenmesinde önemli rol oynuyor. Ayrıca, kas-iskelet sistemi gelişimini olumlu yönde destekliyor. Bunlara ek olarak da çocuğun sosyalleşmesine yardımcı oluyor, özgüvenini artırıyor.
Her spor dalının, kendi içinde barındırdığı kurallar, düzenlemeler ve uygulamalar; aslında disiplin dediğimiz sistemi, yaşantısal olarak çocuğunuza sunar. Antrenman yapmak, zamanında oyuna başlamak, kurallara uymak, çocuğunuzun tüm hayat kalitesini etkileyecek davranışlar kazanmasını sağlar.
Yenilgiyle, rekabetle baş etme, tekrar deneme, hakemle, koçla, takım arkadaşlarıyla ilişki, belli bir amaca yönelme, hedefe ilerleme gibi durumlar, çocuğunuzun ileride yetişkin bir birey olduğunda, hayatında kullanacağı önemli ve gerekli yetilerdir.
Spor etkinliklerinin kazandırdığı sosyal ve fiziksel beceriler, çocuğunuzun toplum içindeki kabulünü artırır, sağlıklı olmasını destekler, kötü alışkanlıklardan uzak durmasına yardımcı olarak, sorumluluk duygusunu besler. Ona şampiyonluklar getirebilir.
Bazı çocuklar, spor aktivitelerine katılmaktan çekinirler, çünkü hata yapıp başarısızlığa uğramaktan ve akranlarına karşı mahcup olmaktan korkarlar. İçe dönük bir kişilik yapısını spor tersine çevirebilir. Ebeveyn pedegojik desteği esasdır. Bu nedenle, çocuklarınızı katılım için teşvik edin, destekleyin ama asla isteksiz olan çocuğunuzu aktiviteye katılmak için zorlamayın.