Sporun adolesan çağda oluşturduğu sağlık sorunları
Sürekli olarak ağır egzersizler yapmak, sürekli olarak diyet yapmak, vücudu her an yarışmaya hazır pozisyonda tutmak ve hep bu yarış anlarının stresini yaşamak tüm sporcularda birtakım fizikî ve psikolojik sorunlara yol açıyor. Ama kadın sporcular, özellikle de adolesan çağdaki kız sporcular bunun bedelini çok daha ağır ödüyor. Oysa spor, beden ve ruh sağlığını korumak, eğlenmek ve toplumsal kaynaşma için yapılmalı. İnsanların birbirleriyle sağlıklarını kaybedecek kadar rekabet etmeleri, birer yarış atına dönüşmeleri için değil…
Spor yapan genç kızlar genellikle kadınlar tarafından imrenerek izlenir. Tüm vücut kaslarının iyi geliştiği, dolayısıyla vücut biçimlerinin düzgün olduğu görülerek bunun hayat boyu bu şekilde süreceği düşünülür. Bunların bir çoğu doğrudur da. Ama erken yaşlarda spora başlamanın getirdiği önemli sağlık sorunları da vardır. Yarışmalarda en başarılı olan sporcular, en çok risk altında olan sporculardır. Çünkü bunlar, kendi vücutlarına en çok yüklenenlerdir. Sadece başarmak duygusuyla, ailelerinin, antrenörlerinin, toplumun başarı beklentisi karşısında insan vücudunun sınırlarını sonuna kadar zorlayarak, kendi hayatlarını büyük bir risk altına sokmaktadırlar.
Düzenli ve aktif olarak herhangi bir spor dalıyla uğraşan genç kızlarda ortaya çıkan sağlık problemleriyle ilgili çalışmalar son 25 yılın ürünü. Daha önceki yıllarda aktif olarak spor yapan, spor karşılaşmalarına katılan kadın sayısı, belki de, üzerinde ciddi çalışmalar yapmayı teşvik edecek kadar çok değildi. Gecikmiş de olsa, bu alanda yapılan araştırmalar, sporun sayısız yararlarına karşın doğum yapma güçlüklerinden fiziksel yapıda bozulmaya kadar bir çok sağlık problemine de yol açtığını göstermiştir. Bunları üç grupta sınıflandırmak mümkündür: Adet düzensizlikleri (geç menarş, amenore, oligomenore, dismenore, anovulasyon ve düzensiz adetler), yemek yeme bozuklukları ve osteoporoz. “Kadın atlet triadı” olarak adlandırılan bu sağlık sorunları, kadın sporcuların hayat boyu sağlıklı yaşamalarını da engellemektedir.
Sporun yol açtığı menstruel bozukluklar:
1. Geciken Menarş:Özellikle düşük vücut ağırlığı gerektiren sporlarda (jimnastik, artistik patinaj) ortalama menarş yaşı 12.8’den 14.5 ila 15-16 yaşa kadar çıkar. Menarşın gecikme-sinin yanı sıra göğüs gelişimi ve vücut tüylenmesindeki değişiklikler de gecikir. Bilindiği gibi adolesan çağ, boyun yüzde 15’inin ve erişkin adale kitlesinin yüzde 48’inin sağlandığı dönemdir; dolayısıyla geciken menarş, genç kız atletlerin erişkin yaşlara daha azalmış kemik kitlesi ile girmelerine neden olabilir. Bu grupta özellikle stres kırıklarının çok daha fazla görüldüğü bilinmektedir.
2. Sekonder Amenore: Burada tanım oldukça önemlidir. Menarşın üstünden en az 3 sene geçmiş olması ve çocuğun 6 veya daha fazla siklüste mensesi kaçırmış olması gerekmektedir. Bu da, narin vücut yapısı gerektiren sporları yapanlarda, boy/ağırlık oranının düşük yağ düzeyini gösterdiği sporcularda, ağır diyet uygulayan veya yemek yeme bozukluğu olan sporcularda daha sık görülmektedir. Özellikle münehale öncesi stres dönemleri amenoreyi körükler. Bu hastaların takibinde yeterli östrojenin var olup olmadığının tayin edilmesi ve kemik yoğunluğunun ölçülmesi oldukça önemlidir.
3. Yemek yeme bozukluklarında anoreksia nevrosa ve bulimia iki ucu temsil etmektedir. Bu iki grubun dışında, ayrıca ağır diyet kısıtlamaları, diyet ilâçları alımı, laksatif ve diüretiklerin fazla kullanımı ve anormal yemek yeme biçimleri gibi yemek yeme bozukluklarını da göz ardı etmemek gerekir.
Kişilerin sporda başarı dereceleri arttıkça bu triada ait riskler de artmaktadır. Ailelerin ve antrenörlerin ne pahasına olursa olsun başarılı olunması için uyguladıkları baskılar, sporcular arası rekabet, egzersiz ve diyet programları, sadece adet düzenini bozmakla kalmaz, osteoporoz sonucu stres kırıklarına, ağır yemek yeme bozukluklarına ve sonuçta fiziksel ve psikolojik açıdan son derece travmatize olmuş insanların ortaya çıkmasına yol açar. Bu, sporun doğasıyla asla bağdaşmayan, onun hedeflerini saptıran, özünü inkâr eden bir sonuçtur.