Spor ve Damar Sağlığı
Kardiyovasküler hastalıklar en yaygın bulaşıcı olmayan hastalıktır ve tüm ölümlerin yaklaşık 3’te 1’ini oluşturur. “Bir insan ancak atardamarları kadar yaşlıdır.” Sözü yüzyıllar önce söylenmiş olsa da bu konuyu en iyi özetleyen cümledir. Egzersizin damar sağlığına faydaları sadece akıl yürüterek ulaşılabilecek bir sonuç değildir. “Spor yapmak vücudu strese sokar” “spor yaparsak organlar eskir” gibi cümleler bu konuda sıklıkla söylenen altı boş veya yetersiz bir takım söylemlerdir. Çünkü spor ile sağlık arasındaki ilişki oldukça karmaşıktır. Egzersizin hem her bir organda, hem de tüm vücutta farklı farklı etkileri mevcut. Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ömer Faruk ATEŞ ile birlikte hızlı ve özet bir şekilde egzersizin atardamar sağlığına etkisine bir göz atalım.
Öncelikle şunu baştan belirtmek gerekir ki düzenli spor yapan insanların ortalama yaşam sürelerinin daha uzun olduğu, damar hastalarında düzenli spor ile fonksiyonel kapasitenin, hayat kalitesinin, yürüme mesafesinin arttığı, damar hastalıklarına bağlı ölümlerin veya sakat kalmaların (kalp krizi, inme, damar tıkanıklığı gibi) azaldığı gösterilmiş şeylerdir. Peki ya spor bunları nasıl yapıyor? Spor yapmak damar sağlığını hem doğrudan hem de dolaylı olarak etkiliyor.
Son yıllarda gösterildi ki spor yapmak atardamarların hem yapısında hem de işlevinde bir takım değişikliklere yol açıyor. Damarlarımız cansız bir boru sistemi değildir. Canlı ve katman katman, her bir katmanda birçok farklı çeşit hücrelerin yer aldığı başlı başına bir “organ” olarak değerlendirilebilecek yapıdadır. İçinden geçen kan ile hem fiziksel (basınç, sürtünme) hem de kimyasal (kanda yer alan maddeler ve hücreler ile) ilişki içindedir. Egzersiz kan akışının hem basıncını hem de sürtünmesin etkiler. Bu fiziksel etki, damarın en içi ve orta katmanındaki adaptasyon (zorlu durumlara ayak uydurma) mekanizmalarını etkiler. Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ömer Faruk ATEŞ egzersiz bu açıdan bir çeşit “damar eğitimi” görevi görür. Egzersizin diğer bir etkisi de bu fiziksel değişikliklerle birlikte damar duvarındaki hücrelerin kimyasal olarak yanıt vermeye zorlanmasıdır. Damar duvarındaki hücreler, hem bir takım damar gevşetici ve damar koruyucu maddeleri salgılar, hem de bu maddelere karşı daha duyarlı hale gelir. Bu duyarlı hale gelme işi eğer egzersiz devamlılığı sağlanırsa damar hücreleri “genetiğini etkileme” derecesinde değişiklik gösterir.
Diğer bir konu ise damarlarımızın kasılıp gevşemesinde egzersizin rolüdür. Damarımızın orta katmanı yerine göre damarı daraltan veya genişleten kas dokusundan oluşur. Egzersiz ile bu kas dokusu tansiyon hastalarında olduğu gibi kalınlaşıp sertleşmez, aksine kas hücrelerinin verimliliği, kas ve damar kalınlığında belirgin artış olmaksızın gerçekleşir. Ayrıca egzersiz, bu kas hücrelerini uyaran sinir iletimini de (otonom sinir sistemini daha iyi hale getirerek) düzenleyerek kasılma ve gevşeme fonksiyonunun daha efektif olabilmesini sağlar.
Egzersiz atardamar duvarında her bir katmanda değişikliklere yol açarken bir yandan damar duvarından kana bazı maddelerin salınmasını da arttırır. Bu maddeler hem antioksidan diye bildiğimiz bir takım hücre yenileyici, koruyucu maddeleri hem de damarı genişletici ve kan akışının devamlılığını sağlayıcı maddelerdir. Bir yandan yeni damar hücresi üretimi ve halk arasında “kılcal damarlar” olarak da bilinen bazı ana ve yan yollarının geliştirilmesi sağlanır, bir yandan damar sertleşmesi (ateroskleroz) sürecini yavaşlatılır ve hatta geriletilir.
Bu direk etkilerinin yanında spor yapmak damar sağlığını dolaylı yoldan da etkiler. Damar sertleşmesi yani aterosklerozun en önemli sebepleri/risk faktörleri olan şeker hastalığı, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, obezite gibi sorunların hepsinde egzersiz tedavi edicidir. Ek olarak yine damar sağlığının en büyük düşmanlarından birisi olan sigara bağımlılığının tedavisinde de egzersizin oldukça önemli bir yardımcı olabileceği gösterilmiştir.
Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ömer Faruk ATEŞ sonuçta düzenli olarak egzersiz yapmak yani “damar eğitimi” damarda hem fonksiyonel hem de yapısal bazı değişikliklere yol açar. Bu damarlarımızın daha verimli, daha sağlıklı ve zor durumlara daha hazır ve dayanıklı hale gelmesini sağlar. Bir yandan damar sağlığını olumsuz etkileyen faktörleri de iyileştirir. Böylece doğrudan ve dolaylı olarak damarlarımızı korur. Burada spor yani egzersiz derken tüm sporları değil koşu, bisiklet, yüzme gibi aerobik sporları kastettiğimizi de belirtelim. Benzer yaş grubundaki insanlarla kıyaslandığında düzenli spor yapmak damar yaşımızı gençleştirir. Üstelik bunları sağlamak için profesyonel sporcu olmaya gerek yok. Her gün veya en azından haftada 4 gün 4-5 km tempolu yürüyüş bu yönde atılmış dev bir adımdır.