Sağlıkta sosyal medya üzerinden yapılan tanıtımlara ve merdiven altı sağlık uygulamalarına işaret eden Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Haydar Sur, “Sosyal medya, en geniş kitlelere en hızlı şekilde ulaşma imkanı sunarken, yanlış iletişim veya yanlış bilgilendirme hataların da aynı hızla yayılmasına neden olabilir.” dedi.
Prof. Dr. Haydar Sur:
“Bazı çocukları aşıdan mahrum bırakmayı ve aşı hizmetlerini engellemeyi bir başarı olarak gördükleri bir ortamda, sosyal medya bu kişilerin elinde tehlikeli bir araç haline gelebilir.”
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur, sosyal medyada yayılan yanlış sağlık bilgileri ve merdiven altı sağlık uygulamalarının artan tehlikelerine dikkat çekti.
Sağlık hizmetlerinin tanıtımı sunumu kadar önemli
Sağlık hizmetlerinin halka tanıtılmasının, hizmetin sunumu kadar önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Haydar Sur, “Ancak uygun bir şekilde tanıtım yapılırken, doğruyla yanlışı ayırt etmeden sağlıkla ilgili her şeyin ortaya serilmesi büyük tehlikelere yol açabilir. Bu durum, ‘yarı aydın’ olarak adlandırılan kişilerin bu tür bilgileri edinip, tam bilgi sahibi olmadan başkalarına doktorluk taslaması gibi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, özellikle sosyal medya tanıtımları özel bir önem taşımaktadır. Sosyal medya, en geniş kitlelere en hızlı şekilde ulaşma imkanı sunarken, yanlış iletişim veya yanlış bilgilendirme hatalarının da aynı hızla yayılmasına neden olabilir. Bu yüzden, doğru bilginin doğru iletişim kanalları aracılığıyla, doğru mesajlarla ve doğru hedef kitlelere ulaştırılması kesinlikle kontrol altında tutulmalıdır. Bu zincirin herhangi bir halkasında bir kırılma veya bozukluk oluşursa, bu durumu düzeltmek ve yanlış bilginin yayılmış halini tekrar doğruya dönüştürmek daha da zor olacaktır.” dedi.
Sosyal medya uzman kişiler elinde doğru mesajları iletebilir
Merdiven altı sağlık uygulamalarına değinen Prof. Dr. Haydar Sur, “Bu tür uygulamalar kontrol dışına çıkmış ve kalitesi hakkında hiçbir güvence veremeyeceğimiz bir durumu temsil eder. Kimin eliyle, ne şekilde yapıldığını tam olarak belirleyemediğimiz bu bulanık tabloda, hatanın nerede olduğu, ne tür hatalar yapıldığı, bu hataları kimlerin işlediği ve hataların nasıl düzeltileceği soruları cevapsız kalır. Ancak, sosyal medyanın geniş kapsamı ve hızlı yayılım gücü, uzman kişilerin elinde doğru mesajların doğru şekilde iletildiği bir mecra haline getirildiğinde, toplum sağlığına gerçekten fayda sağlayabilir.” diye konuştu.
Aşı karşıtları sosyal medyayı kullanarak kafaları karıştırıyor
“Bu duruma olumsuz bir örnek olarak, aşı tereddüdü ve aşı karşıtlığının sosyal medyayı kullanarak insanların kafalarını karıştırıp, bazı çocukları aşıdan mahrum bırakma ve aşı hizmetlerini aksatma çabaları gösterilebilir.” diyen Prof. Dr. Haydar Sur, “Bazı çocukları aşıdan mahrum bırakmayı ve aşı hizmetlerini engellemeyi bir başarı olarak gördükleri bir ortamda, sosyal medya bu kişilerin elinde tehlikeli bir araç haline gelebilir.” dedi.
Geleneksel ve tamamlayıcı tıp, profesyoneller eliyle yapıldığında kontrol altına alınabilir
Aynı şekilde, halkın sağlığına faydadan çok zarar veren bazı geleneksel uygulamaların da tehdit oluşturduğu durumlar ortaya çıkabildiğine işaret eden Prof. Dr. Haydar Sur, “Geleneksel ve tamamlayıcı tıp, profesyoneller eliyle yapıldığında kontrol altına alınabilir ve klasik tıp hizmetlerini güçlendirebilir. Bu nedenle, sağlık hizmetlerinin sunuluşu kadar, bu hizmetlerin tanıtılmasındaki özen de büyük önem taşıyor.” şeklinde konuştu.
Hizmeti verenler diplomalı profesyoneller olsa bile merdiven altı…
Sağlık hizmetlerinin profesyonelce ve sistemli bir şekilde örgütlenip sunulmasında, hizmetin planlanması, kaynakların tahsis edilmesi, profesyonellerin yetiştirilmesi, hizmet kuruluşlarının örgütlenip açılması, bu hizmetlerin halka tanıtılması ve oluşan talebe hizmetle karşılık verilmesi gibi aşamaların tümünün kontrol altına alınması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Haydar Sur, şöyle devam etti:
“Hizmet verdiklerimizin sağlığının takip edilmesi, hizmete ihtiyaç duyanların bize ulaşamayacakları durumlarda onların ayağına giderek hizmet verilmesi ve bu hizmetlerin sağlık istatistik sisteminde kayda geçirilmesi de bu sürecin bir parçasıdır. Bu şekilde sunulmayan hizmetler, hizmeti verenler diplomalı profesyoneller olsa bile merdiven altı sayılır. Zaten diplomasız kişilerin verdiği hizmetlerin tamamı merdiven altı olarak değerlendirilmelidir.”
“Sertifikalandırılmış kişilerin verdiği hizmetlere merdiven altı diyemeyiz”
Prof. Dr. Haydar Sur, ‘Profesyonel’ ve ‘diplomalı’ derken neyi kastettiğini de şöyle anlattı:
“Şuna dikkat çekmek isterim; Ülkelerin durumuna ve olanaklarına göre bazen diplomalıların bulunmadığı veya yetersiz olduğu durumlarda, hızlandırılmış kurslarla ihtiyaca cevap verebilecek kişiler yetiştirilerek sertifikalandırılır ve hizmet alanına sürülür. Bu durumda, diplomaları olmasa bile, belirli bir formatta eğitimden geçirilmiş ve sertifikalandırılmış kişilerin verdiği hizmetler de kontrol altına alınmış olur. Bu tür hizmetlere merdiven altı diyemeyiz.”
Merdiven altı felç edebiliyor
“Örneğin, Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkemizde ebe sayısının çok az olduğu dönemlerde, mahallelerde aklı başında, okuma yazma bilen ilkokul mezunu hanımlar, kadın doğum uzmanları tarafından kursa tabi tutuldular ve mahalle ebeleri, köy ebeleri olarak yetkilendirildiler.” diye anlatan Prof. Dr. Sur, “Bu kişiler, o dönemde büyük hizmet verdiler; anne ölümlerinin neredeyse binde iki yüz bin gibi çok yüksek rakamlara ulaştığı dönemlerde, anne ölümlerinin ve bebek ölümlerinin azaltılmasına büyük katkı sundular. Bu tür hizmetlere merdiven altı diyemeyiz. Ancak, ne olduğunu tam anlamadan, ‘bel çekilir, şu yapılır, bu yapılır’ diyerek insanları felç eden kontrolsüz kişilerin verdikleri hizmetlere merdiven altı diyebiliriz.” şeklinde sözlerini tamamladı.