Son dönem kanser hastalarının bakımı nasıl olmalı?
Soru 1. Babam 78 yaşında. Akciğer kanserinin son evresinde. Uzun süre kemoterapi ve ışın tedavisi aldı. Doktorlar artık hiçbir onkolojik tedavi yapılamayacağını, sadece destek tedavisi verilmesi gerektiğini söylediler. Biz evde bakımını yapamıyoruz. Sağlık personeli gözetiminde olması gerekiyormuş. Kendisi sosyal güvenlik kurumuna bağlı. Tedavisini aldığı hastane de dahil hiçbir hastane hastamızı kabul etmiyor. Yapacak bir şeyleri olmadığını söylüyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bizim hastamızla nereye müracat etmemiz gerekiyor?
Yanıt 1. Babanız gibi hastalerın durumu tıp dilinde ‘’terminal dönem’’ olarak isimlendirilir. Son dönemine gelmiş hasta anlamındadır. Ne yazıktır ki günümüz Türkiye’sinde bu hastaların durumu hep sorun olmuştur ve olmaya da devam etmektedir. Gelişmiş ülkelerde bu tür kişiler için ‘’hospis’’ denilen terminal dönem hasta bakım merkezleri vardır. Burada hemşire ve hatta doktor gözetiminde hastaların son dönemlerini rahat ve acısız geçirmeleri amaçlanır. Fiziksel ve psikolojik destek sağlanır. Böylelikle zaten büyük bir stres altında olan hasta yakınlarının da yükü hafifletilir.
Öyle ki bu hizmet, hastanın evinde de verilebilmekte, sağlık personelinin denetiminde hastanın yaşamı sona erinceye değin devam ettirilmektedir. Ülkemizde terminal dönemdeki hastalar için kurumsallaşmış sistemler çok yetersizdir. Bunun için evde bakım hizmeti evren gruplar vardır. Ancak bunların sayısı hem yetersizdir hem de masraflar, çoğu ailenin kaldıramayacağı kadar yüksektir. Sosyal Güvenlik Kurumu da bu masrafları karşılamamaktadır. Hatta özel sigortaların birçoğu bu hastaları kapsamına almamaktadır. Çoğu hastane de bu tür hastaları kabul etmemektedir.
Tüm bu koşullar altında en şanslı olanlar, ne yazık ki ekonomik durumu iyi olan ve zamanında hastalarını kapsamlı olarak özel sigorta ettirebilmiş az sayıda kişi olmaktadır. Bu durumdaki hastalar bir şekilde hastanelerde kalabilmekte ya da evde bakım hizmeti alabilmektedir. Ancak bu kişilerin sayısı yok denecek kadar azdır. Bu durum gerçekten Türkiye için büyük sorundur. Bunu yaşayan bilir. Hastalar, aileler ve konunun uzmanları bu acıları çok yakından yaşamakatadır. Ama konu, yaşam gailesindeki çoğu insana yabancıdır. Oysa ki yalnızca hayatın değil ölümün de bir gerçek olduğu ve acısız, insan onuruna yakışacak şekilde yaşanması gerektiği bilinçlere işlenmelidir.
Konunun bir an önce hükümetin gündemine gelmesi ve son dönemdeki hastalar için hastane ya da evde bakım hizmetinin sosyal güvenlik kapsamına alınması en doğru yoldur.