Yemek yedikten bir süre sonra hızla karnınız şişiyor ve pantolonunuzun düğmesini dahi kapatamaz hale mi geliyorsunuz? Veya sabah dümdüz bir karın ile uyanıp; akşam 6 aylık hamile görünümüne mi bürünüyorsunuz? Tüm bunların ardındaki sebeplerden biri SIBO yani ince bağırsaktaki zararlı bakteri artışı olabiliyor. Yıllardır süren gaz ve şişkinlik şikayetlerinin sorumlusu olabilen SIBO, uzman hekim ile diyetisyenler tarafından uygulanacak programlarla tedavi edilebiliyor. Memorial Wellness Beslenme Danışmanı Uz. Dyt. Yeşim Temel Özcan, SIBO ve tedavisinde uygulanan diyetler hakkında merak edilenleri anlattı.
SIBO kronik birçok şikayetin sebebi olabiliyor
SIBO (ince bağırsaktaki zararlı bakteri artışı); şişkinlikten, ishale ve hatta sızdıran bağırsağa pek çok sorunun ardındaki sebep olabilmektedir. Bağırsak florasındaki denge bozulduğu zaman; bağırsaktaki faydalı bakteriler azalırken zararlı bakteriler çoğalmaya başlar. Bu süreç genellikle yüksek oranlarda basit şeker ve basit karbonhidrat tüketimi ile ilerler ve SIBO denilen tabloyu oluşturur. SIBO’da bağırsaktaki zararlı bakteriler; basit şeker ve karbonhidratı parçalarken hidrojen ve metan gazlarını açığa çıkarmaktadır. Bu da karın bölgesinde aşırı gaz ve aşırı şişlik olarak kendini belli etmektedir. SIBO tablosunun büyük bir kısmı bu şekilde gözlemlenirken; başka bir zararlı bakteri grubu ise safra tuzlarını parçalayarak yağ sindirimini sekteye uğratır. Sonuç; kronik ishal olarak kişiye yansımaktadır. Bir başka bakteri grubu ise bağırsak bariyerini tahrip ederek; sızdıran bağırsağa neden olabilmektedir.
SIBO belirtileri arasında;
- Gaz
- Mide bulantısı
- İshal
- Karın bölgesinde ağrı ve kramplar
- Kabızlık (ancak daha çok ishal gözlenir)
- İrritabl bağırsak sendromu veya bağırsak enfeksiyonları
- Otoimmün hastalıklar
- Başta B12 Vitamini olmak üzere; vitamin, mineral eksiklikleri
- Yağ emilim bozuklukları bulunmaktadır.
SIBO bağırsak flora analizi ile belirlenebiliyor
Türkiye’de pek yaygın olmamakla birlikte SIBO’nun varlığını gösteren testler bulunmaktadır. Bunlar;
Nefes testi; SIBO’da altın standart olup, kişinin 12 saat boyunca aç kalmasının ardından 3 saat boyunca her 15 dakikada bir, bir miktar şeker tükettikten sonra nefesi incelenir. Pankreatik enzim yetersizlikleri ve çölyak içinde güzel bir testtir.
İdrar testleri; SIBO olması durumunda idrardaki zararlı bakterilerin ürettiği maddelerin varlığı sorgulanır.
Dışkı flora analizi; Bağırsak florasının dengesizliğinin incelenmesi de SIBO’nun görüntülenmesinde yardımcıdır. Türkiye’de dışkı flora analizi uygulanabilmekte ve SIBO’nun görüntülenmesine yardımcı olmaktadır. Hastadan alınan iyi bir anamnez ile flora analizi bir araya getirilerek doğru tedavi programı ile hasta SIBO’dan yani şişkinlikten kurtulabilmektedir.
Tedavide doğal desteklerden de faydalanılabilir
SIBO teşhisinde kullanılan testlerin uygulanmasının ardından uygun ilaç ve beslenme tedavisinin yapılması gerekmektedir. Tedavide genellikle hekimler, sadece bağırsak zararlılarının duyarlığı olduğu rifaksimin grubu antibiyotik kullanabilirler. SIBO tedavisinin büyük bir aşamasını bu tedavi oluşturmakla birlikte doğal destekler de yardımcı olabilmektedir. Özellikle Altınmühür otu, kırk kilit otu gibi iltihap baskılayıcı bitkilerden faydalanılabilir. Bunun dışında şekerden ve basit karbonhidrattan uzak bir beslenme düzeni de SIBO tedavisinin vazgeçilmez bir parçasıdır. SIBO tedavisinde uygulanan diyetler şunlardır;
Eliminasyon diyeti (Düşük FODMAP Diyeti)
Düşük FODMAP diyeti, düşük laktoz, düşük fruktoz, düşük fruktanlar/gos ve düşük poliyollerden oluşmaktadır. Yüsek FODMAP’lerin olmadığı bir beslenme programı 3-8 hafta boyunca uygulanması SIBO tedavisinin büyük bir parçasını oluşturmaktadır. Bu özel diyetin yasakları arasında yüksek laktoz, fruktoz, fruktanlar/gos ve poliyoller bulunmaktadır.
Laktoz: (Gaz ve şişkinliği tetikler, bağırsağa su çeker) Bütün süt ve süt ürünleri.
Yüksek früktoz: (Bağırsağa su çeker) Elma, karadut, kiraz, incir, mango, armut, karpuz, alkol, agave ve benzeri tüm tatlandırıcılar.
Yüksek fruktanlar: (Gaz ve şişkinliği tetikler) Greyfurt, Trabzon hurması, soğan, sarımsak, buğday, arpa, kuru baklagiller, muz, enginar.
Yüksek poliyoller: (Bağırsağa su çeker) Ayçiçeği, mantar, bezelye, elma kayısı, yaban Mersini kiraz, nektarin, armut, şeftali, mürdüm eriği, karpuz.
Doğru protein, sebze ve meyve kaynaklarının beslenmede yer aldığı bir beslenme programı uygulanmalıdır. Bu beslenme programı özellikle bromelain, (ki ananasta bulunmaktadır) potasyum ve magnezyum içermelidir.
Tam GAPS diyeti
GAPS diyetinin “Tam GAPS” aşaması uygulanmaya başlanmalı ve böylelikle bağırsak onarımı devam ederken, probiyotik tüketimine de başlanmalıdır. Kemik suyu, Hindistan cevizi yağı, ev yapımı elma sirkesi gibi bağırsak onarıcı ajanlar bu aşamanın vazgeçilmezidir. Yine aynı zamanda beslenmeden çıkarılmış olan FODMAP’ler de beslenmeye tekrar eklenmeye başlanmalıdır.
Tüm terapi boyunca Vitamin B12,D,K, probiyotik, sindirim enzimleri, demir ve çinko seviyeleri takip edilmeli; gerekli durumlarda ve aşamalarda hekim kontrolünde bu takviyelerin sağlanması önemlidir. SIBO tablosunda özellikle bu grupların eksikliğine sıklıkla rastlanmaktadır.
Antimikrobiyal bitki ve yağlarda yine SIBO’daki zararlı bakterilerin azaltılmasında yardımcı olacağı için; altınmühür otu ve nane yağı başta olmak üzere kekik yağı, tarhun yağı ve karanfil yağı kullanılabilir Bu yağların gün içerisinde tüketilen içme sularına damlatılması (1 litre su için 2-3 damla yeterlidir) önerilir. Tüm terapinin ardından hastanın stres ve toksinlerden uzak, doğru bir beslenme programının olduğu sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemesi gerekmektedir.