Bazen en çok ihtiyaç duyduğumuz ve en çok arzuladığımız şeyle, aynı zamanda en nefret ettiğimiz ve yok olmasını istediğimiz şey aynı olabilir. Bu en sık olarak ilişkilerde görülebilir. Gerçekten çok büyük bir aşkla sevdiğimiz kişi ya da sevdiğimizi düşündüğümüz kişi aynı zamanda en nefret ettiğimiz ve en çok zorbalığı gördüğümüz kişi olabilir.
. – İlişkilerdeki yorgunluğa baktığımda bu durum özellikle dikkat çekmektedir. Bu durumdan muzdarip kişilerin ailelerinde bu tarz ilişkiler sarmalında yetişmiş olduğunu görmekteyim.
. – Kişinin çocukluk çağında ailedeki zorba kişiye bir bağımlılığı vardır çünkü çocuk hayata karşı henüz korunmasızdır ve muhtaç olduğu bakımverenleri vardır. Kendisine yapılan zorbalık karşısında o kişilere karşı nefret duyabilir ama aynı zamanda onlara muhtaçtır ve onları ‘sevmek’ zorundadır. İhtiyaçlarını karşılayabilmek için nefretini bastırır ve onları ‘sever’. – Bunun sonucunda ‘birini sevmemin bedeli acı çekmektir, biriyle yaşadıklarımdan zevk ve mutluluk duyabilmem ancak öncesinde gelen büyük acıların sonucunda olabilir’ şeklinde düşünce yapıları zihinlerinde ve davranışlarında kalıplaşmaya başlamıştır. Hayatta öğrendiği ve bildiği bu ilişkiyi devamlı tekrarlamakta ve kendisinin normali haline gelmiş bu sistemde doyum aramaya devam etmektedir. Yani travmayı tekrarlamaktadır. Önce acı çekmekte ve sonra karşısındakinin korumacılığında rahatlık bularak onu sevmenin verdiği doyumla ilişkilerine devam etmektedir. Hayatında devamlı olarak ‘ona zulmeden ama yine de onu çok seven’ kişileri arar ve yalnızca bu ilişkilerde doyum sağlayabilir.
. – Diğer yandan hayatın diğer alanlarına bakıldığında; bu kişiler cinselliği ‘acı çekerek zevk alma’ tarzında deneyimleyebilmektedir. Cinsellik esnasında sadomazoşistik olarak acı çekmeden zevk alamama durumları olabilir.
. – Stockholm Sendromu’na bakıldığında ise; kaçırılan uçaktaki yolcuların sonunda uçak kaçıranları savunmaları öğrenilmiş olan bu ilişki biçimlerinin hayattaki diğer alanlarda yansımalarını da bize göstermektedir.
. Bu tarz ilişki biçimlerinin değiştirilme sürecinde psikoterapi etkin bir rol oynamaktadır.