Türkiye’de sağlık sisteminde yaşanan sorunlarda ilerleme sağlanamıyor. Son yıllarda artan şiddet olayları, personel yetersizliği ve liyakatın olmaması sağlık sektöründe büyük krize neden oluyor. Sağlık çalışanları fiziksel ve sözlü saldırılara maruz kalırken, aşırı iş yükü nedeniyle tükenmişlik ve motivasyon kaybı yaşıyorlar. Bu durum, hastaların yeterli ve zamanında hizmet alamamasına yol açıyor. Sahim-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, “Son dönemde yaşanan Muğla’da şiddet olayı ve İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerde tıkanan sağlık sistemi, çalışanlarımızın huzurunu ve güvenliğini tehdit ediyor. Bu gelişen olaylara sessiz kalmamız mümkün değildir.” dedi.
Hastanelerde oluşan aşırı yoğunluk nedeniyle hizmet vermekte zorlanan sağlık kurum çalışanları, son yıllarda artan şiddet olayları ve personel yetersizliğiyle de karşı karşıya. Sağlık çalışanları, günlük görevlerini yerine getirirken maruz kaldıkları fiziksel ve sözlü saldırılar nedeniyle büyük bir tehdit altında kalırken, hastalar randevu alamamaktan şikayetçi. Hastanelerde sıkça tıkanan sağlık sistemi, halk sağlığı hizmetlerinin etkinliğini de olumsuz etkiliyor. Sahim-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, “Sağlık çalışanlarımız, gece gündüz demeden, vatandaşlarımızın sağlığı için büyük bir özveriyle çalışıyor. Ancak son dönemde artan şiddet olayları ve personel yetersizliği, bu fedakarlığı gölgede bırakıyor. Sağlık kurum çalışanlarına yönelik her türlü şiddet kabul edilemez! Şiddeti asla kabul etmiyoruz… Bu sorunun çözümü için acil önlemler alınması gerekiyor. Mücadelemiz her zaman kararlılıkla sürecektir.” açıklamasını yaptı.
‘‘Sağlıkta sisteminde Köklü Reformlara ihtiyaç var!’’
Sağlık sistemindeki en büyük sorunlardan biri de, idarelerin diyalog içinde olmayışı günü kurtarıcı projeler gerçekleştirmesi. Özel hastanelere gidecek durumu olmayan milyonlarca vatandaşın devlet hastanelerinde tedavi olmak için haftalarca beklemek zorunda kalması ve yakın zamanda sisteme getirilen randevu sistemi. Bekleme süreleri görüntüleme tetkikleri yapılsa bile sonuç raporlarının uzaması sağlık hizmetlerine erişimi zorlaştırmakta ve vatandaşların sağlık ihtiyaçlarını zamanında karşılayamamalarına neden olmaktadır. Sağlık çalışanlarının üzerindeki aşırı iş yüküne de dikkat çeken Özlem Akarken, ‘‘Sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği ve kalitesinin korunması için tüm ilgili kurum ve kuruluşların iş birliği içinde hareket etmesi gerekiyor. Sağlık sistemimizi güçlendirmek ve vatandaşlarımızın hızlı ve kaliteli sağlık hizmeti alabilmesini sağlamak için derhal harekete geçilmesi gerekiyor. Her hastanemizde yeterli sayıda sağlık personeli olmalı, aşırı yoğunluk ve randevu sıkıntıları sona ermeli! Vatandaşlarımızın sağlığı her şeyden önemli. Dolayısıyla sağlık sistemimizde köklü bir reforma ihtiyaç var.Asrın felakati yaşadığımız depremden önce görev tanımları ve meslek kanunları üzerinde çalışılıyordu.Ama depremle beraber tabiri caizse rafa kaldırıldı.Göreve gelen yeni Sağlık Bakanımızın 39 sağlık branşı ile ilgili görev tanımları ve meslek kanunları ile ilgili çalışmayı başlatıp sonuçlandırması gerekiyor. Öğle tatili bile yapamayan temel ihtiyaçlarını gideremeyen bedenen ruhen yıpranan sağlık kurum çalışanları ile sistem günü kurtarmaya çalışıyor “ diyerek bu konuda acil adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
‘‘Sağlıkta Şiddet Son Bulmalı’’
Sağlık çalışanlarının güvenli ve huzurlu bir ortamda çalışabilmeleri, kaliteli sağlık hizmetlerinin sunulması için hayati önem taşımaktadır. Bu doğrultuda, sağlık sistemindeki sorunların giderilmesi ve sağlık kurum çalışanlarının güvenliğinin sağlanması için gerekli adımların atılması büyük bir önem arz etmektedir. Son dönemde Muğla’da yaşanan şiddet olayı ile birçok sendika ve dernek, yaşanan bu sorunlara dikkat çekmek amacıyla iş bırakma kararı aldı. Şiddet olayının akabinde yoğun bakımda tedavisi devam etmekte olan Aile Hekimi Dr. Mustafa Hürkal Tezvar, hakkında açıklamalarda bulunan Akarken, ‘‘Hekimimiz, görevi başındayken şiddete maruz kalarak hastaneye kaldırıldı. Sağlıkta şiddet son bulmalı, sistemin düzeltilmesi için acil adımlar atılmalı. Sağlık sektöründeki bu önemli sorunların çözülmesi hem sağlık kurum çalışanlarının daha güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlayacak hem de halkın daha kaliteli sağlık hizmeti almasına katkıda bulunacaktır. Talebimiz, hekimler hemşireler başta olmak üzere sağlık kurum çalışanlarını şiddete karşı koruyacak, tedbirlerin hayata geçirilmesidir. Görev tanımları acilen düzenlenmelidir. Eğitim, kalite ve birim sorumluları belirlenirken liyakata önem vererek bu bölümlerde de görev yapacak personel sayısını sınırlayarak, ek ödeme yönetmeliğini yeniden düzenleyerek, yardımcı hizmetler sınıfını kaldırarak, ek göstergeleri eğitime saygı çerçevesinde düzenleyerek geleceğe yatırım yapmalıyız Günü kurtarıcı politikalar çözüm değil yıpratma ve yok oluştur. Tekrar beyan ediyoruz ki; sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yönelik her türlü şiddetin karşısındayız! Emeğe saygının, vatandaşa nitelikli liyakatli hizmetin verilmesinden yanayız. Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz.’’ dedi.