Rahim filmi HSG çeken hekimlerin maruz kaldığı radyasyon
Son 20 yıldır bilgisayarlı tomografi veya anjiografi gibi radyolojik incelemelerde hastaya bolus kontrast vermek için otomatik pompalar kullanılmaktadır. Doktor veya hemşire, ilacın verileceği damara bir kateter veya kanül yerleştirip sabitler. Sonra bunu bir uzatma borucuğuyla otomatik pompaya yerleştirilen enjektöre bağlar. Pompa, ayarlanan basınç ve miktardaki kontrast maddeyi uzaktan kumanda ile tam film çekimi sırasında hastaya enjekte eder. Böylece doktor veya yardımcı sağlık personeli film çekimi sırasında hastanın yanında durmaz ve dolayısıyla radyasyona maruz kalmaz.
HSG incelemelerinde ise pratik olarak bu tür pompalar kullanabilmek mümkün değildir. Doktor, kullandığı kateteri kontrolü altında tutmak zorundadır. Her hastaya uygulaması gereken kontrast basıncı farklıdır ve bu basınca o anda enjektörü elinde tutmakta olan doktor tecrübesini kullanarak ve kontrastın ilerleme hızına göre karar verir. İşlem sırasında bazı pratik manevraları uygulamak zorunda kalabilir. Bu nedenlerle HSG incelemesi sırasında uygulamayı yapan radyolog veya jinekolog inceleme boyunca hastasının yanı başında, ayakucunda durmak zorundadır. Hasta ile birlikte kendisi de radyasyona maruz kalır. Hekimler kurşun önlük, kurşun tiroit koruyucu ve gözlerini korumak için de özel camlı gözlükler kullansalar da yine de bir miktar radyasyon alırlar. Bir hasta HSG incelemesi sırasında yaklaşık 4 ay boyunca güneşten, yer küreden ve uzaydan alacağı doğal radyasyonu birkaç dakika içinde almış olur. Hiç radyasyon almamak biraz radyasyon almaktan daha iyidir ama bu kadarı onun sağlığını olumsuz etkilemeyecek bir seviyedir. Hasta masadan kalkıp gider. Doktor ise aynı gün veya takip eden günlerde ve yıllar boyunca daha onlarca, yüzlerce hastasıyla birlikte radyasyon almaya devam eder. Bu durum onun için artan kanser riski ve erken yaşta katarakt gibi sonuçlar doğurur.
Hekimler radyasyonun kendisine getirdiği riskleri en aza indirmek için bedenlerini kurşun önlükle, boyunlarını tiroit kalkanıyla ve gözlerini de özel gözlüklerle korurlar. Ancak bütün bu korunma önlemleri alınan radyasyonu sadece azaltır. Hiçbir zaman sıfıra indirmez. İşte bu yüzden sağlık personelini radyasyondan koruyucu ek önlemler ve tedbirler alınır. Yeni röntgen cihazları da gittikçe daha az radyasyonla çalışabilecek şekilde geliştirilmektedir.
Tecrübeli radyologlar ve röntgen teknikerleri skopi süresini en aza indirerek, cihazın diyaframını her hasta için farklı olan en uygun lokalizasyona ayarlayarak, diagnostik olarak yeterli olan grafi miktarından daha fazlasını çekmeyerek hasta ile birlikte incelemeyi yapan hekimi gereksiz radyasyondan korumaya çalışırlar.
Dijital röntgen cihazları doza bağlı film tekrarlarını önlediği için ve film plağı yerine detektör kullandığından daha az radyasyonla film çekebilirler. Ayrıca yeni nesil dijital röntgen cihazlarında yeni geliştirilen bazı yazılımlar ve yeni detektör teknolojileri kullanılmakta, hastaların ve hekimlerin aldığı radyasyon daha da azaltılmaya çalışılmaktadır.
Ağrısız rahim filmi çekebilmek için C kollu röntgen cihazına ihtiyaç vardır. Çünkü C kollu röntgen cihazları sayesinde rahme poz verdirmek için tek dişli tenekulum kullanmaya ihtiyaç kalmamaktadır. Yeni C kollu röntgen cihazları, aynı zamanda en gelişmiş dijital röntgen cihazlarıdır ve analog cihazlardan da, CR sistemi ilave edilerek sonradan dijital hale getirilmiş eski cihazlardan da çok daha az radyasyon kullanırlar.
İşte tüm bu nedenlerle sadece “ağrısız rahim filmi” çekebilmek için değil hastaların ve hekimlerin maruz kaldığı radyasyon miktarını da göreceli olarak daha düşük seviyelerde tutabilmek için HSG incelemelerinde C kollu röntgen cihazları ve bu cihazların bulunduğu merkezler gittikçe artan oranlarda tercih edilmektedir.