Bu kanser türü kadın sağlığı üzerinde kötü sonuçlara sahiptir. Tüm dünyada rahim ağzı kanseri, 50 yaş altı kadınlarda görülen ikinci en yaygın kanserdir (meme kanserinden sonra). Dünya Sağlık Örgütü güncel olarak tüm dünyada 2 milyondan fazla kadında rahim ağzı kanseri olduğunu ve her gün 650’den fazla kadının rahim ağzı kanseri nedeniyle hayatını kaybettiğini tahmin etmektedir. Her 2 dakikada 1 kadının rahim ağzı kanserine bağlı hayatını kaybetmektedir.Her yıl 490,000 yeni rahim ağzı kanseri olgusuna tanı konulmaktadır. Ancak, kansere dönüşen öncül hastalıkları ve ara evreleri olması (CIN 1, CIN 2 ve CIN 3) ve bunların kansere dönüşmeden teşhis ve tedavisinin mümkün olması da unutulmamalıdır.
Pap smear testinde anormal bulgular saptanması, anormal vaginal akıntı olması, pelvik ağrı, cinsel ilişki sırasında kanama veya lekelenme olması rahim ağzı kanserini düşündüren belirtilerdir. Kansere dönüşmeden erken dönemde yakalanması pap-smear testiyle mümkündür. Pap Smear testi jinekolojik muayenenin bir parçasıdır. Bu erken kanser öncülü hastalıkların cerrahi tedavileri bilinmekte ve uygulanmaktadır.Jinekoljik muayene ve Pap smear testi 25 yaşından sonra her yıl düzenli olarak yapılmalıdır.
Papilloma virüs (HPV) yani insan siğil virüsünün uzun süreli enfeksiyonu sonucu ortaya çıkar. Bu virüse genellikle ilk cinsel ilişkiyi takip eden birkaç yıl içerisinde yakalanılır. HPV yetişkin hayatta eşlerden birbirine bulaşır. Eşlerden birisinin daha önceden aldığı virüs onda bir hastalık yapmazken, özellikle bayanlarda daha sık olmak üzere cinsel bölgede siğillere ve rahim ağzının, dış genital bölge ve üreme yollarının (vulva,vajen) kanser ve kansere dönüşebilen hastalıklarına dönüşebilir. HPV virüsü vücuda bulaştığında yaklaşık %90 kişide 2yıl içerisinde vücut tarafından temizlenmektedir. Ancak geri kalan insanlarda yıllar içerisinde infeksiyon sonrası kanser öncesi yaralar gelişebilmekte ve yaklaşık 10-15 yılda kansere dönüşebilmektedir. HPV tip 6 ve 11 genital siğillerin %90’nından sorumludur. Bunlar iyi huyludur. Kadın üreme yolunun kanserlerine sebep olabilen yüksek riskli HPV tipleri cinsel yolla bulaştıktan sonra kansere dönüşümü başlatabilmektedir. HPV tip 16 ve 18 rahim ağzı kanserlerinin yaklaşık % 70’ine neden olmaktadır. Cinsel hayata çok erken yaşta başlanması ve çok partner değiştirilmesi, 5 yıldan fazla doğum kontrol hapı kullanılması, sigara içilmesi; rahim ağzı kanser riskini artıran nedenlerdir.
HPV enfeksiyonu engeleme koruyucu tıp yaklaşımla mümkün olmaktadır. korunma yollarından birincisi tekeşlilik korunmada çok önemli bir rol oynar.ikincisi aşı olunmalıdır.üçüncüsü yılda bir düzenli pap smear testi yaptırmalıdır.
9 yaştan itibaren 55 yaşına kadar çocuk , genç kız ve kadınlara yapılmaktadır.. İdeal olanı aşının ilk cinsel ilişki öncesi yapılmasıdır.Erken yaşta yapılmaya başlanmasının nedeni hem çocukluk yaş grubunda bağışıklık sisteminin daha aktif olması hem de çocuklarımızın hastalıkla karşılaşma riskinden ve evlenme çağlarından önce bu virüse karşı bağışık kılınmasının amaçlanmasıdır. Daha önce virüs enfeksiyonu tespit edilmiş olan kadınlarda da virüs yeterli bağışıklık bırakmadığından aşı yapılması tavsiye edilir.
Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de iki çeşit HPV aşısı mevcuttur. İkili ve dörtlü aşı. Dörtlü aşı HPV’nin rahim ağzı kanserine en sık yol açan iki tipi (Tip 16 ve 18) ve genital siğillere yol açan iki tipi (6 ve 11) karşısında korunda sağlanmaktadır Her iki aşı da HPV Tip 16 ve Tip 18’e bağlı rahim ağzı kanseri ve ilgili oluşumları önlemede yüksek etkinlik göstermiştir.
Aşı herkese, herhangi bir test yapılmaksızın yapılabilmektedir.HPV aşıları güvenlidir, canlı virüs içermezler, bu nedenle hastalığa neden olmaz. Sadece koruyucu etkisi vardır. ayrıca tedavi edici özelliği yoktur.Aşılar , 6 ay içinde 3 doz olarak koldan uygulanmaktadır.
Aşı yapıldıktan sonra smear testi taramasına devam edilmelidir. çünkü aşının kapsamadığı HPV türleri olabilir.