Rahim ağzı kanseri öncü lezyonlar
CIN – Cervikal intraepitelial neoplazi nin kısaltması olup uterusun en aşağı parçası olan serviks (rahim ağzı) dış örtücü tabakasındaki ( epitel kısmı) yüzeysel kanser öncüsü lezyonları (Displazileri) tarif etmek amacıyla kullanılmaktadır. Displazi hafif orta ve ağır olarak sınıflandırılır. CIN kanser anlamına gelmez, ancak bunlar ileride tedavi edilmez ise karsinoma in situ diye adlandırılan kanserin erken bir formuna dönüşür. Zaman içinde de invazif servikal kansere (Serviks kanseri = rahim ağzı kanseri) dönüşür. Servikal displazinin kansere dönüşmesi yaklaşık 10-15 yıl alır. Ancak her CIN vakası kansere dönüşmez. Hatta ASCUS ve CIN 1 vakaları tamamen normale dönebilirler. Bu nedenle displazilerde erken tanı ve tedavi kanserden korunmada önemlidir. Displazi her yaş grubunda görülse de en sıklıkla 25-35 yaşları arasında görülür.
Displazinin klasifiye edildiği diğer major sistem CİN (Servikal intraepitelyal neoplazi) sistemidir.
CİN 1 Hafif displazi veya LSİL olarak adlandırılır. Yaklaşık % 11 vakada CİN-3’e ilerler.(Epitelyal yüzeyin %25 ‘i tutulmuş)
CİN 2 Ilımlı displazi veya HSİL olarak adlandırılır. Yaklaşık % 20 vakada CİN-3’e ilerler.(Epitelyal yüzeyin %50 ‘si tutulmuş)
CİN 3 Ağır displazi veya HSİL olarak adlandırılır. Rahim ağzının örtücü tabakanın hemen tamamında anormal hücreler vardır. Bazıları CİN-3’ü Carsinoma in sitü (CİS) olarak isimlendirilirler.(Epitelyal yüzeyin %75 ‘i veya daha fazlası tutulmuş)
KANSER: Artık anormal şekil ve büyüklükteki displazik hücreler bazal membranın altına inmiş, yayılım başlamıştır.
CIN için zemin hazırlayan faktörler:
· Genital Siğil ( HPV, Kondilom enfeksiyonu geçirmiş olmak,
· Erken yaşta başlayan cinsel yaşam (20 yaşından önce),
· Çok eşlilik veya eşin çok eşli bir yaşam sürmesi,
· Sosyoekonomik durumun kötü olması,
· Sigara kullanımı
CIN BELİRTİLERİ:
CIN genellikle herhangi bir şikayeti olmayan bir kadında yapılan pap smear ( Smear (Rahim ağzı kanser tarama) testi )incelemesinde konan bir tanıdır.
Genital Siğil ( HPV, Kondilom ) leri olan kadınlara uygulanan pap smear incelemesinde CIN olgularının sıklığı daha yüksektir.
Bazen de CIN, ilişki sonrası kanama, Servisit (Rahim Ağzı Yarası) saptanması veya yoğun bir akıntı nedeniyle yapılan pap smear incelemesinde fark edilir.
Yine herhangi bir nedenle yapılan Kolposkopi incelemesinde veya rahimağzı biyopsisinde de CIN tanısı konabilir.
Tedavi: Tedavi seçeneği hastanın yaşına, fertilite isteğine (doğurganlık), takip olanaklarına, lezyonun yayılım ve histolojik yapısına bağlıdır.
Tedavi seçenekleri:
Lokal Eksizyon – patolojik kısmı keserek çıkartma
Elektrokoter – koter aletiyle yakma işlemi
Kriocerrahi – lezyonun dondurulması
Laser – Laser kullanılarak ablasyon – buharlaştırma
LEEP – Elektro konizasyon , tel halkadan geçirilen yüksek frekanslı elektrik akımı ile hastalıklı dokunun hem kesilip hemde yakılarak çıkarılmasıdır.
– Bazı durumlarda, özellikle lezyonun geniş olduğu veya nükseden durumlarda lezyon etrafındaki sağlam dokunun da bir kısmıyla birlikte koni şeklinde çıkarılması (konizasyon) şeklinde ortadan kaldırılabilir.
– Çok ileri durumlarda (örnek CIN III) ve özellikle de rahimağzı kanseri açısından yüksek risk altında olan kadınlarda rahimin tümüyle çıkarılması yoluna da gidilebilmektedir.
– Hastalığın nüks etme olasılığını azaltmak için lezyonun sınırlarının net olarak belirlenmesi ve lezyonu ortadan kaldırmak için en etkili yolun seçilmesi son derece önemlidir.
-Takipte kullanılan inceleme yöntemi (papsmear veya kolposkopi) dir.
Tedavi sonrası komplikasyonlar:
1- Kanama
2- Enfeksiyon
3- Servikste Stenoz (Daralma)