Rahim ağzı kanseri aşısı doğrular? Yanlışlar? (hpv aşısı)
Son yıllarda rahim ağzı kanserinin oluşmasında en önemli etken olduğu bilinen HPV bulaşmasının nin önlenebilirliğinin bulunması ile aşı kullanımı jinekolojide popüler hale gelen ve merak edilen konulardan biri olmuştur.
HPV bilindiği üzere en çok cinsel temasla bulaşan bir virüs olup bazı tipleri rahim ağzı kanserine yol açabilmektedir. Öyle ki tek başına etken olmamasına rağmen rahim ağzı kanserli olguların %90 dan fazlasında saptanmaktadır.
Söz konusu olan kanserden korunma olunca aşı ve etkisi ve kime yapılabilirliği tedavi ediciliği ile ilgili çok soru gelmektedir.
-Hpv aşısı 2 li 4 lü ve 9 lu aşı olarak şu anda piyasada mevcuttur. En çok kansere neden olan suşlara karşı geliştirilmiştir. Hpv nin her tipinden koruyuculuk sağlamaz.
-Önerildiği yaş grubu 9-26 yaş gurbu bayanlardır. Henüz cinsel aktivite başlamadan ve erken yaşta yapılması başarı şansını artırmaktadır. 26 yaşından sonra 55 yaşına kadar aşılamanın yapıldığı ülkelerde vardır. Ama aşıya yanıt azalmaktadır.
– Uygulama öncesi sitoloji yani smear veya hpv testi yaptırmanıza gerek yoktur.
-CIN olgularında yani rahim ağzı kanserine ilerleyebilecek olgularda aşının yararı sınırlıdır. Aşı yapıldı konu kapandı olmamalı muhakkak hasta izlemlerine devam edilmelidir.
-Aşı tedavi edici değildir. Oluşan lezyon veya öncü lezyonu tedavi etmez.
-Genital siğillerde de tedavi sağlamaz. Sadece aşının aynı zamanda güçlü immunmodülatör yani bağışıklık sistemine destek olmasından dolayı önerilebilir.
-Gebelikte kullanımı.B grubudur. Yani insanlarda henüz yeterli çalışma yoktur. Ama duruma göre yapılabilir. Emzirme döneminde güvenlidir.
-Aşılama 3 doz halinde yapılır. Ilk aydan iki ay sonra ikinci doz, altıncı aydada üçüncü doz yapılır. 5 yıl koruyuculuğu vardır.
-Kapılan mikrobu tedavi etmez.
– Yan etki sadece ilk hafta uygulama bölgesinde kolda şişlik kızarıklık kaşıntı olabilir. Çok nadiren ateş yapabilir.
– Aşı yapıldıktan sonra rahim ağzı kanseri taramaları yine yapılmaya devam edilmelidir.
– Son olarak unutulmaması gereken bir diğer önemli husus aşının herhangi bir koruma veya tedavi yönteminde olduğu gibi yüzde yüz koruma sağlamadığıdır. Evet kanser riskini azaltmakta ancak yüzde yüz koruma sağlamamaktadır.