Psikolojik İyi Olma Hali ve Kişilik Gelişimi

Psikolojik iyi olma hali kişinin içinde bulunduğu toplumla uyumlu olduğu ve kendisini iyi kötü tarafları ile bütün hissettiği bir yapı anlamına gelmektedir. Psikolojik iyi olmanın temel yapı taşları anne ve ya da ilk bakım veren kişi ile kurulan ilişkiye dayanmaktadır. Bu dönemdeki aksaklıklar kişiliğin gelişimi noktasında ciddi olumsuzluklara yol açacaktır. Bu dönemi sağlıklı geçiren bebek baba ile yola devam edip ikinci adımı gerçekleştirecektir. Burada babanın destekleyici, cesaret verici yaklaşımı kıymetlidir. Çocuğun ilerleyen zamanlarda kendine güvenen, kararlarından emin ve girişimler noktasında cesur bir yapıya ulaşmasını sağlayacaktır. Kişilik gelişimi noktasında son destekleyici çevre olacaktır. Özellikle ailenin yerini yavaş yavaş okulun, öğretmenlerin ve arkadaşların aldığı dönemden bahsediyoruz. Özellikle kişinin sosyalleşmesinde kendini dengeye getirmesinde sosyal çevrenin tepkileri önemlidir.

İnsan gelişimi hayatının sonuna kadar devam etmektedir. Tabii olarak ilk dönemlerdeki gelişim hızı orta ve son dönemlerden farklılık göstermektedir. Kişinin anne baba tutumu, sosyal çevresi bunu etkilemektedir. Örneğin savaş ortamında veya da evlilik krizlerinde birey yeterli düzeyde destek görmemektedir. Bu durum bireyde yetersizlik duygusuna, çaresizlik, değersizlik hislerine neden olacaktır.

Psk. Dan. Ali Kültekin

Özellikle anaokulu ve ilkokulu çağında eğitim öğretim kişilik gelişimini destekler nitelikte olmalıdır. Bu da öğrencinin kendini rahatlıkla ifade ettiği, bireysel özelliklerinin dikkate alındığı, kültürel yapıların rol model yöntemleri ile aktarıldığı bir eğitim sistemi ile mümkün olacaktır. Akademik becerilerin iyi olabilmenin tek yolu olarak yorumlandığı eğitim ortamları sadece kişinin performans anksiyetisi yaşadığı, giderek uzaklaştığı bir olumsuz tecrübeye dönüşecektir. Özellikle de ailelerin bu şekilde olumsuz dönen değirmene su taşıyan tavırları sadece kişinin bu sistem taşları arasında ezilmesi anlamına gelecektir.

Kişinin kendisini ifade edebilmesi kıymetlidir. Anlaşıma hissini yaşayabilmesi ve düşünceleri sembolleştirerek bi ötekine iletmesi kişinin kendisini düzenleyebilmesi için gereklidir. Kendini ifade etmesine müsaade edilen kişiler problemlerini rahatlıkla ve sağlıklı bir şekilde çözerler. Alternatif üretebilirler lakin bastırılmış toplumlarda yetişen bireyler hissettiklerini söze dökemedikleri nedeniyle şiddete başvururlar. Toplumumuzda yaşanan vakalar bu yönde yorumlanabilir. Daha ilkel çözüm yöntemlerine başvururlar.

Şiddet bazen bir sarmalı anımsatabilir. Anne çocuğuna, eş eşine, trafikte sürücü yayaya, okulda öğretmen öğrenciye veli öğretmene idareci çalışanına müşteri iş yerine, üreten tüketene bu örnekleri çoğaltmak mümkün. 

Sadece fiziksel şiddeti düşünmek yeterli olmayacaktır. sözel şiddet , psikolojik şiddet bunları da diğer yazımızda aktarmak dileğiyle .

Exit mobile version