Prostat kanseri tanısı için son birkaç yıldır uygulanan robot destekli yeni biyopsi yöntemi MR-TRUS Füzyon’dan tümörlerin kurtulma şansı neredeyse hiç yok.
Güncel rakamlara göre prostat kanseri gelişmiş ülkelerde erkeklerde en sık görülen kanser türü. Ülkemizde yapılan çalışmalarda ise prostat kanserinin erkeklerde en sık görülen ikinci kanser olduğu gözleniyor. Anadolu Sağlık Merkezi Üroonkoloji Merkezi Direktörü Prof. Dr. Cemil Uygur, özellikle de prostat kanseri tanısında son birkaç yıldır kullanılmaya başlanan yeni biyopsi yöntemi MR-TRUS Füzyon’un, hastalar açısından önemli avantajlar sağladığını dile getiriyor.
Yüz güldüren gelişmeler
Bilimsel verilerdeki hızlı gelişmeye paralel olarak ürolojik kanserlerin tanı ve tedavisinde hastalara olumlu yansıyan çok ciddi gelişmeler söz konusu. Tanı ve tedavide halen en kıymetli araçlar hasta hikayesi ve muayene olmakla birlikte laboratuvar testleri ve görüntüleme yöntemlerindeki ilerlemeler, özellikle kanser hastalarında yüz güldürücü sonuçlara olanak sağlıyor ve yeni gelişmelerin önünü açıyor.
Son 10 yılda en hızlı gelişme gösteren alanların başında ise prostat kanseri yer alıyor. Günümüzde özellikle prostat kanserleri, “Robot Yardımlı Laparoskopi” yöntemiyle başarıyla ameliyat edilebiliyor. Bu hastalarda kanama oranları çok daha az ve hastanede yatış süreleri de oldukça kısa. “Akıllı biyopsi” yöntemi MR Trus Füzyon ise hastaların yüzünü güldüren bir başka önemli gelişme.
Prostat bezinin görüntülenmesi, teknik yetersizlikler nedeniyle uzun yıllar istenilen başarıya ulaşamamıştı. Ancak multiparametrik Manyetik Rezonans Görüntüleme (mpMRG) yöntemi sayesinde artık prostatın da diğer organlar gibi yüksek kalitede görüntülerini almak mümkün hale geldi. Bu kesinlik, sadece sağlıklı dokuyu değil kanserli dokuyu da gösterebildiğinden oldukça önemli. Böylece muayene ve/veya Prostat Spesifik Antijen (PSA) yüksekliği nedeniyle tümör şüphesi olan hastalarda biyopsi yapmadan önce hastalığın nerede aranacağını daha iyi bilmek de mümkün hale geldi. Ancak mpMRG’nin aydınlattığı yolda daha da önemli bir diğer teknolojik gelişme ise prostat biyopsilerinin hedefe yönelik yapılabilmesini sağlayan, böylece doğru tanı oranını artıran MR-Trans Rektal Ultrason (MR-TRUS) Füzyon biyopsi yöntemi…
Tekrarlayan biyopsilere son!
“MR-TRUS Füzyon”, prostat kanseri tanısında doğruluğu ve hassasiyeti yüksek “akıllı biyopsi” yöntemi. Prostata ait Manyetik Rezonans (MR) görüntülerinin, özel bir yazılım yardımı ile işlenmesi ve gerçek zamanlı Trans Rektal Ultrasonografi (TRUS) görüntüsü ile birleştirilmesi esasına dayanıyor. Gelişmiş MR teknolojisi sayesinde prostatta kanser açısından şüpheli odaklar işaretleniyor; biyopsi sırasında Prostat MR-TRUS Füzyon cihazından elde edilen prostat görüntüleri, yine aynı cihazda üç boyutlu hale dönüştürüldükten sonra MR ile TRUS görüntüleri üst üste getirilerek “füzyon” işlemi gerçekleştiriliyor. Sonrasında biyopsi iğnesi robotik bir kol yardımıyla, işaretlenmiş şüpheli MR bölgelerine yazılımındaki navigasyon özelliği ile yönlendiriliyor ve hedefe yönelik biyopsi işlemi yapılıyor. Bu yöntem sayesinde kanser odakları daha yüksek doğrulukla saptanabiliyor ve tek seferde biyopsi alınıyor. Böylece tekrarlayan biyopsilere de gerek kalmıyor.
Klasik biyopsiye göre üstün yönleri neler?
Bilindiği gibi klasik biyopsi yönteminde, Trans Rektal Ultrason eşliğinde standart bölgelerden biyopsi örnekleri alınıyor. Gelişmiş MR görüntülerini gerçek zamanlı ultrason görüntüleri ile birleştiren MR-TRUS Füzyon yöntemi ise, prostatın üç boyutlu haritasını çıkararak biyopsi iğnesini doğrudan kanser şüphesi olan odaklara yönlendiriyor. Muayenesi normal, PSA’sı yüksek hastalarda kanser oranı yüzde 25-30. Klasik biyopsi, var olan kanserlerin yüzde 70-75’ine tanı koyabilmekte. Biyopside alınan parça sayısına bağlı olarak enfeksiyon ve septik komplikasyon riski koruyucu önlemlere rağmen yüksektir. MR-TRUS Füzyon biyopsisiyle ise tanı oranı yüzde 95’in üzerine çıkıyor. Ayrıca MR-TRUS Füzyon biyopsisi hedefe yönelik yapıldığı için alınan parça sayısı az olacağından enfeksiyona bağlı komplikasyon olasılığı daha azdır. MR-TRUS Füzyon biyopsisi sayesinde özellikle PSA yüksekliği devam eden ve tekrarlayan prostat biyopsilerinde tümör saptanmayan hastalarda klinik açıdan önemli (hastaya zarar verme olasılığı yüksek) kanserlerin yakalanma oranı yükseliyor.
Yeni teknolojiler gelecek için ümit verici
MR TRUS Füzyon biyopsisi, prostattaki şüpheli lezyonların klinik önemlerine göre sınıflandırılabilmesinin yolunu açmış olması açısından gelecekteki tedavilere ışık tutuyor. Örneğin bu sayede, yakın gelecekte yalnızca hasta için yüksek risk oluşturan tümörlerin tedavi edilebileceği fikri, tıp dünyasında şimdiden konuşuluyor. Ayrıca bu teknolojiler, klinik olarak önemi düşük olan tümörlerin takibini daha güvenli ve sağlıklı bir temele oturtacağı gibi gelecekte düşük riskli hastalarda fokal tedavilerin başarısına da katkı sağlayabilir.
Mr-trus füzyon biyopsisi ne gibi avantajlar sunuyor?
- Prostat kanserinde lokal veya genel anesteziyle ofis şartlarında bile kolaylıkla uygulanabilir.
- Örnek alırken sapma ve hata olasılığı en aza iner.
- Teknik olarak örnek almanın zor olduğu bölgelerden biyopsi almaya imkan tanır.
- Tekrarlayan biyopsi gereksinimini azaltır. Klinik olarak yüksek riskli tümörlere kesine yakın tanı konulmasını sağlar.
Bu yaşlara dikkat!
20-30’lu yaşlar, erkeklerde testis tümörünün en sık görüldüğü dönem. Bu nedenle kendi kendine muayene büyük önem taşıyor. Özellikle testislerdeki şişlik ve sertlikleri ciddiye almak ve bir üroloji uzmanına başvurmak gerekir. İdrarda ağrısız kanama olmasının, mesane ve ürotelyal kanserler açısından uyarıcı bir işaret olabileceği unutulmamalıdır. 40 yaş itibariyle ise prostat kanseri riski arttığı için, yılda bir kez üroloji kontrolü yaptırın.
Erkeklerin 5 düşmanı!
Sigara/Tütün
Özellikle mesane ve böbrek kanseri gelişimiyle doğrudan ilişkilidir.
Kimyasallar
Boya, petrol, deri, metal gibi sektörlerdeki endüstriyel kimyasallarla karşı karşıya kalmak, mesane kanseri için risk faktörleri arasındadır.
Obezite
Böbrek tümörleri için önemli bir risk faktörüdür.
Kötü genler
Özellikle prostat kanseri gelişiminden ağırlıklı olarak sorumludur.
İnmemiş testis
Testis tümörleri için inmemiş testis (infertilite) de risk faktörleri arasındadır.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre yılda yaklaşık 1 milyon kişi prostat kanseri tanısı alıyor.
Beslenme ve hayat tarzı değişikliklerinin kanıtlanmış bir etkisi olmamakla birlikte; diyetle alınan hayvansal yağların azaltılmasının, yağ tercihinin zeytinyağı yönünde kullanılmasının, pişmiş domates, meyve ve sebze tüketiminin artırılması ve her gün düzenli yürüyüş/ağır olmayan sporların prostat kanseri riskinin azalmasında olumlu etkileri olabileceği düşünülüyor.