Prostat kanseri hakkında bilinmesi gerekenler
Prostat kanseri, prostat bezinin habis bir tümörüdür. Prostat kanserinin çeşitli evreleri vardır. Tedaviniz, tümörün spesifik özelliklerine ve tıbbi ekibinizin tecrübesine bağlıdır.
Bu serideki bölümlerde prostat kanseri, prostat kanserinin tanısı ve tedavi seçenekleri ile ilgili genel bilgiler verilmektedir. Bireysel durumunuzla ilgili en ideali için doktorunuzla görüşün.
Prostat nedir?
Prostat, alt üriner sistemde mesanenin altında, üretranın etrafında yerleşimli bir bezdir. Prostatbezi sadece erkeklerde bulunur. Semendeki sıvıların bir bölümünü üretir. Prostat bezinde, ejakülasyon (boşalma) olurken semenin dışarı atılmasını sağlayan düz kaslar bulunmaktadır.
Sağlıklı bir prostat yaklaşık bir ceviz büyüklüğünde ve 15- 25 ml hacimdedir. Erkekler yaşlandıkça prostat bezi yavaşça büyümektedir.
Tıbbi bir terim olarak iyi huylu prostat hiperplazisi, boyutu artan prostat bezi anlamında kullanılır.
Prostat kanseri genellikle yavaş gelişir ve belirgin semptoma yol açmaz. Hızlı ilerleyen prostat kanseri nadirdir. Prostat kanseri gelişme riski yaşla birlikte artmaktadır. Prostat kanserinin ortalama tanı konulma yaşı 69’dur.
Tanı araçlarındaki gelişmeler ve beklenen yaşam süresinin artması tanı konulan prostat kanseri sayısını artırmaktadır. Prostatkanseri, Avrupa’da yaşlı erkeklerde en sık gözlenen kanserdir. Prostat kanserli hastalarda beklenen yaşam süresi göreceli olarak uzundur ve bu süre artmaya da devam etmektedir.
Hastaliğin evresi
Prostat kanseri farklı evrelere sahip bir hastalıktır. Tümör prostatta sınırlı kalmış ve yayılma olmamışsa lokalize prostat kanseriolarak adlandırılmaktadır. Lokal ileri prostat kanserinde, tümör dokusu seminal veziküller, mesane boynu veya etrafındaki lenf nodları gibi dokulara yayılma olmaktadır. Uzak lenf nodlarına veya diğer organlara tümör yayılımı varsa bu durum metastatik hastalık olarak ifade edilmektedir.
Prostat kanseri risk faktörleri
Prostat kanseri için bilinen çeşitli risk faktörleri vardır ki bunlardan en önemlisi yaştır. Prostat kanseri 40 yaş altında oldukça nadirdir ve çoğunlukla 65 yaş üstü erkeklerde gelişmektedir. Aile geçmişi de risk artışı getirebilir.
Aile geçmişinin olduğu prostat kanser oranı Afrikalı erkeklerde yüksek, Asyalı erkeklerde daha azdır. Bunun nedeni tam olarak bilinmemektedir. Daha fazla et ve süt ürünü tüketiminin kanser riskini artırdığı söylenmekle beraber daha fazla araştırmaya gerek vardır.
Prostat kanser hücre büyümesinde hormonların rolü
Hücreler normalden daha hızlı büyümeye başladığında tümör gelişmektedir. Prostat kanser hücresinin büyümesi androjen olarak bilinen erkeklik hormonlarına bağlıdır. En önemli androjen testosterondur ve çok büyük oranda testiste sentezlenir.
Sınıflandırma
Prostat tümörleri, tümör evresi ve tümör hücrelerinin agresiflik derecesine göre sınıflandırılır. Bu iki faktör, muhtemel tedavi seçeneğinin belirlenmesinde esastır. Doktorunuz, sizin gerçek durumunuzu daha iyi anlamak için bir dizi test yapar. Hastalığın evresini belirlemek için fizik muayene ve görüntüleme tetkikleri kullanılabilir. Prostat kanseri, tümörün ne kadar ilerlemiş olduğuna ve kanserin lenf bezi veya diğer organlara yayılıp yayılmamasına göre sınıflandırılır Prostat tümörünün evresi TNM sınıflandırmasına dayanmaktadır. Ürolog, tümör (T) boyutu ve invazivliğine (yayılma kapasitesi) bakar ve 4 evrede değerlendirilen hastalığın sizde ne kadar ilerlemiş olduğunu belirler. Doktorunuz, tümör boyutuna göre, tümör derecesini a, b veya c olarak da işaretler. Prostat etrafında herhangi bir lenf düğümü (N) tutulumu olup olmadığını veya kanserin vücudunuzun (M) herhangi bir yerine yayılıp yayılmadığını da kontrol eder. Eğer prostat tümörü metastaz yaparsa, genellikle kemikler, sıklıkla omurga, akciğer veya beyine yayılır. Şekil 2-6 farklı evreleri göstermektedir.
Sınıflandırmada diğer faktör Gleason skorudur. Gleason skoru biyopsi sırasında alınan dokuya göre, patolog tarafından belirlenir. Bu tümörün agresifliği hakkında bilgi verir. Patolog, kanser hücrelerinin yapı ve düzenlerine dayanarak, tümörün ne kadar hızlı büyüyeceğini anlayabilir.
Gleason skoru 6 ile 10 arasında değişir. Daha yüksek skorlu tümörler daha agresiftir ve tedavi edilmesi daha zordur. Bu skor kanser hücrelerinin paternlerine (yapı ve düzenlerine) dayanır. Her bir patern 1 ile 5 arasında bir değer alır. Patolog doku örneklerinde en çok görülen iki paternin skorlarını toplar. Örneğin; en çok görülen paternin skoru 3 ve ikinci en yaygın skor 4. Bu vakada Gleason skoru 3 + 4 = 7.
Risk grupları: Hastalığınızın risk sınıflandırmasını oluşturmak için, tümör sınıflandırması; yaşınız, tıbbi geçmiş ve aile geçmişiniz, genel sağlık durumunuz ile birlikte değerlendirilir.Tümörün nihai olarak sınıflandırılmasının sadece ameliyatla prostatınızın tamamının çıkarılmasını takiben mümkün olacağı unutulmamalıdır.
Multidisipliner sağlık ekibi
Ürolog: Ürolog üriner sistemin sağlığı ve hastalıkları konusunda uzmanlaşır, genellikle bir cerrahtır.
Medikal Onkolog: Medikal Onkolog tüm kanser türlerinde uzmanlaşır ve onları tedavi için ilaç kullanır.
Üro-onkolog: Üro-onkolog ürolojik kanserlerde uzmanlaşır, örneğin; mesane, böbrek, prostat veya testis.
Radyasyon onkoloğu: Radyasyon onkoloğu kanser tedavisinde radyoterapi kullanır.
Patolog: Hastalıkların karakteristik özelliklerini anlamak için doku, kan ve idrar örneklerini inceler. Kanser tedavisinde, patolog tümor sınıflandırması ile yardımcı olur.
Radyolog: Radyolog, görüntüleme tekniklerinde uzmanlaşır ve tümor tanısı veya takibi için ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ve diğer görüntüleme yöntemlerini inceler.
Prostat kanseri belirtileri
Prostat kanseri genellikle asemptomatiktir, yani prostat kanseri belirtisi olan net bir bulgu yoktur. Çoğu durumda semptomlar, iyi huylu prostat büyümesi (BPE) ve/veya enfeksiyon nedeniyle oluşur. Eğer prostat kanseri semptomlara neden olursa bu genellikle hastalığın ilerlemiş olduğunun bir belirtisidir. Bundan dolayı, bu semptomlara neyin neden olduğunu anlamak için doktora başvurulması önemlidir.
Bu semptomlar aşağıdakileri içerebilir:
- Üriner semptomlar (sık idrara çıkma, idrar akımında zayıflık gibi)
- İdrarda kan bulunması,
- Sertleşme problemleri,
- İdrar kaçırma,
- Barsak kontrolünün kaybı,
- Kalça, sırt, göğüs veya bacaklarda ağrı,
- Bacaklarda güçsüzlük,
- Kemik ağrısı kanserin vücuda yayılmış olduğunun işareti olabilir. Bu metastatik hastalık olarak bilinir.
Tanı araçları
PSA Testi: Prostat hastalıklarını teşhis etmek için en sık kullanılan yöntemlerden biri, prostat-spesifik antijen (PSA) seviyesini kontrol etmek için yapılan kan testidir. Eğer PSA seviyesi çok yüksekse, bu prostattaki hücrelerin alışılmadık biçimde davrandığını destekler. Bu durum tümör nedenli olabileceği gibi aynı zamanda enfeksiyon, veya prostatın iyi huylu büyümelerinde de olabilir. Prostat kanseri genellikle asemptomatiktir, ancak bilinen bir kaç risk faktörü vardır. Bunlar; ileri yaş, ailede prostat kanseri geçmişi ve ırktır. Eğer prostat kanseri olma riskiniz yüksekse, doktorunuz kan prostat-spesifik antijen (PSA) düzeyini ölçmek için bir test yaptırmanızı önerebilir. Bu PSA testi olarak bilinir.
PSA testinin asıl avantajı, prostat kanseri gelişme riski yüksek olan erkeklerin düzenli olarak kontrol edilebilmesidir. Böylece bu tümörlere daha erken tanı konulabilir ve hastalığın tedavi şansı daha yüksek olur.
PSA testinin ana problemi, ciddi sağlık problemlerine neden olmayan tümörleri de saptamasıdır. Bu tümörlerin tedavisi, istenmeyen fiziksel yan etkilere neden olabilir. Kanser tanısı da stres ve endişeye neden olabilir. Bazı ürologlar fazla/aşırı tedavi denilen durumdan kaçınmak için düzenli PSA testiyle yapılan prostat kanseri taramalarına karşıdır.
PSA testinin artılarını, eksilerini ve sizin için gerekli olup olmadığını doktorunuzla görüşün.
Test parmakla rektal muayene: Doktorunuz prostatınızın boyutunu, şeklini ve sertliğini değerlendirmek için parmakla rektal muayene yapacaktır. Bu test parmakla rektal muayene (PRM) olarak bilinir.
Bazı durumlarda doktorunuz alt üriner sistem görüntülenmesi yapılmasını tavsiye edebilir. Ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme ve kemik taraması gibi farklı tipte görüntülemeler mevcuttur. Bu yöntemlerden hiçbiri prostat kanseri olup olmadığınızın cevabını kesin olarak veremez.
Doktorunuz prostat kanseri olma riskinizi tahmin etmek için yaşınız ve aile geçmişinizle birlikte test sonuçlarınızı değerlendirecektir.
Biyopsi: Risk yüksek ise, size prostat biyopsisi gerekebilir. Bu test tümörünüzün olup olmadığını teyit etmek için yapılır. Biyopsi sırasında 8-12 arasında prostat doku örneği alınır. Eğer kan pıhtılaşmasını engellemek için ilaç alıyorsanız, prostat biyopsisi öncesi ilacınızı bırakmanız gerekip gerekmediğini doktorunuzla görüşün. Doktorunuz biyopsiden önce antibiyotik verir ve enfeksiyondan korumak için rektum ve kalın bağırsağınızın temizliğinden emin olur. Doktor lokal anesteziyi takiben rektal bölgeden iğneyle prostata girer. Prostat bezinin farklı bölgelerinden örnekler alınır. Eğer bir görüntüleme tetkikiniz varsa biyopsi prostatta muhtemel tümör olan alanlara yönlendirilir. Doku örnekleri, gelecekteki tedaviyi belirlemeye yardımcı olmak için patolog tarafından incelenir. Prostat biyopsisinden sonra idrarda ve menide kan görebilirsiniz. Ateşiniz olursa hemen doktorunuza başvurmanız gerekir. Biyopsi güvenilir bir tanı aracı olmasına rağmen, prostattaki tümörü saptayamama/gözden kaçırma ihtimali vardır.
Füzyon biyopsisi: Prostat Füzyon Biyopsi nedir? : Erkeklerde en sık görülen kanser, prostat kanseridir. Prostat kanserinin tanısında kullanılan standart yöntem, transrektal ultrason (TRUS) rehberliğinde yapılan prostat biyopsisidir. Bu yöntemde sistematik olarak prostattan 6-12 adet örnekleme yapılır.
Prostat biyopsisi yapılan her üç hastanın birinde kanser tespit edilmektedir. Prostattaki kanser odaklarını TRUS ile belirlemek zordur. TRUS rehberliğinde yapılan sistematik biyopside yapılan rastgele örneklemeyle, saldırgan bir prostat kanserini atlayabilme olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle, kanser saptanamayan ancak klinik olarak kanser şüphesi devam eden hastalara 2. hatta 3. defa biyopsi yapmak gerekebilmektedir.
Son yıllarda prostat kanserinin tanısında yaygın olarak kullanılmaya başlanan multiparametrik MR ile prostatta yüksek tümör riski olan alanlar belirlenebilmektedir. Prostat içindeki kanserli alanlar, pıhtı, enfeksiyon vb. patolojilerden daha net olarak ayırt edilebilmektedir. Bu sayede biyopsi gerekliliği daha kesin olarak belirlenmekte ve gereksiz biyopsilerden kaçınılmaktadır.
MR TRUS Füzyon Biyopsisi, akıllı biyopsi robotu ve gelişmiş bilgisayar yazılımlarının kullanıldığı bir biyopsi yöntemidir. Bu yöntemde MR ve ultrason görüntüleri bilgisayar ortamında üst üste getirilerek prostatın 3 boyutlu görüntüsü oluşturulur. Üç boyutlu görüntülenen kanser odaklarından minimal sapmayla örnekleme yapılır.
Prostat Füzyon Biyopsi’nin üstünlükleri nelerdir?
• Tümör riski taşıyan alanlardan minimal sapma ve hatayla örnekleme yapılır.
• Tekrarlayan biyopsi gereksinimi azalır.
• Körleme yapılan standart biyopsinin aksine, multiparametrik MR’da kanser şüphesi taşıyan lezyonlardan doğrudan biyopsi yapılabilir.
• Klinik olarak saldırgan tümörlere daha hızlı tanı konulmasını sağlar.
• Ultrasonla görüntülenemeyen, teknik olarak örnek alınması zor bölgelerden biyopsi almaya olanak tanır.
Prostat Füzyon Biyopsi nasıl yapılır?
Biyopsi işlemi genel ya da bölgesel anesteziyle yapılır. İşlem öncesi enfeksiyon riskini azaltmak için antibiyotik verilir. Füzyon biyopsi yapılacak olan hastalara öncesinde multiparametrik MR yapılır. Füzyon biyopsi robotuyla prostat bezinin sınırları ve büyüklüğü belirlenir. Multiparametrik MR’da yüksek tümör riski taşıyan alanlar bilgisayarda işaretlenir. Bu görüntüler ile TRUS rehberliğinde alınan görüntüler üst üste getirilerek prostatın 3 boyutlu modeli oluşturulur. Biyopsi iğnesi robotik bir kol yardımıyla işaretlenmiş şüpheli alanlara yönlendirilerek, hedeflenen alandan yeterli derinlikte, tam doğrulukla doku örneklemesi yapılır. Biyopsi sonrası örnekleme yapılan alanların prostat içindeki tam koordinatları izlem amaçlı kaydedilir.
TEDAVİ
1-Lokalize prostat kanseri
Lokalize prostat kanseri; prostatta sınırlı olan ve vücudun başka herhangi bir yerine yayılmayan tümörü tarif eder. Tümörün boyutuna ve prostattaki yerleşim yerine bağlı olarak T1 veya T2 tümör olabilir.
T1, görüntüleme yöntemlerinde görülemeyecek veya parmakla rektal muayenede (PRM) hissedilmeyecek kadar küçük tümör anlamına gelir. T1 tümörler biyopsi ile teyit edilir ve patoloğun incelemesine dayanarak a, b veya c evresi olarak belirlenir.
T2 tümör, prostat kanserinin PRM sırasında hissedilebildiği fakat halen prostatta sınırlı olduğu anlamına gelir. Doktorunuz ayrıca bu evreyi, tümörün boyutuna ve bir veya daha fazla prostat lobunu tutup tutmamasına bağlı olarak a, b veya c olarak belirler.
Tedavi seçenekleri
Eğer lokalize prostat kanseri tanısı aldıysanız, doktorunuz kanserin tedavisinde konservatif tedavi, radikal prostatektomi, radyoterapi veya yeni deneysel yöntemleri size önerebilir. Her bir tedavinin kendine özgü avantaj ve dezavantajları vardır. Tedavi seçimi sizin bireysel durumunuza bağlıdır. Bu bölümde, doktorunuzla birlikte karar vermeniz gereken farklı tedavi seçenekleri anlatılmaktadır. Bunlar genel bilgiler olup, bireysel gereksinimlerinize göre özelleştirilmemiştir. Bireysel önerilerin ülkenize ve sağlık sisteminize bağlı olduğunu unutmayınız.
Konservatif tedavi: Konservatif tedavi, hastalığın ilerlemesinin yakından takip edildiği bir tedavi türüdür. Prostat kanserinde bu, aktif izlem veya bekle gör ile yapılabilir. Aktif izlem süresince, doktor sıkı bir takip programıyla tümör ve tümör büyümesini izler. Her bir kontrolde, kandaki prostat-spesifik antijen (PSA) seviyesinin kontrolünü de içeren birçok test yapılır. Amaç hastalığın ilerlediğine dair bulgu varsa diğer tedavi seçeneklerine geçmektir. Aktif izlem düşük gleason skorlu lokalize prostat kanserini tedavi etmek için bir tedavi seçeneğidir. Eğer lokal-ileri prostat kanseriniz varsa, diğer tedavi seçenekleri önerilecektir. Bekle gör, semptoma dayalı bir tedavi şeklidir. Amaç, sadece semptomlar görüldüğü zaman diğer tedavi seçeneklerine geçilmesidir. Doktorunuz diğer tedavi seçenekleri sizin bireysel durumunuz için uygun olmadığı zaman bekle gör seçeneğini önerebilir. Doktorunuzla konservatif tedavinin avantaj ve dezavantajlarını, sizin için uygun olup olmadığını görüşün.
Radikal prostatektomi lokalize prostat kanseri için bir cerrahi tedavi seçeneğidir. Amaç prostatın tamamının ve seminal veziküllerin çıkartılmasıdır. Radikal prostatektomi için genel anestezi alacaksınız.
Doktorunuzla radikal prostatektominin avantaj ve dezavantajlarını, sizin için uygun olup olmadığını görüşün.
Radikal prostatektomi: Radikal prostatektomi nasıl yapılır? Radikal prostatektomi açık veya laparoskopik(klasik laparaskopik veya Robotik) cerrahi ile yapılabilir. Açık cerrahide, cerrah prostata doğrudan ulaşmak için karın duvarına veya perine bölgesine cerrahi kesi yapar. Prostat ve seminal veziküller çıkarılır, mesane ve üretra (idrar kanalı) biraraya getirilir (Şekil 1). Doktor, üretra ve mesane iyileşmesi için kateter yerleştirir. Kateter genellikle 7 gün sonra çıkartılır.
Klasik Laparoskopik cerrahide, cerrah karnınızın içine küçük plastik trokarlar (kanüller) yerleştirir. Bu trokarlar aracılığıyla cerrah prostatı çıkarmak için gerekli aletleri karın içine yerleştirebilir. Küçük trokarlardan biri, monitörde prostatın yüksek kalite görüntüsünü görebilmek için kamera yerleştirilmesinde kullanılır. Laparoskopik cerrahi, robotik cerrahi sistem yardımıyla da yapılabilir. Lokalize prostat kanserinin açık veya laparoskopik radikal prostatektomi ile çıkartılmasının eşit derecede etkili olduğu görülmektedir.Pelvik lenf nodu çıkarılması Pelvik bölgede eğer kanser lenf nodlarına yayılırsa/yayılmışsa, doktorunuz radikal prostatektomi esnasında pelvik lenf nodu çıkarılmasına karar verebilir.
Robotik Radikal Prostatektomi: Prostat kanserinin tedavisinde farklı yöntemler mevcuttur. Radikal prostatektomi ameliyatı bu tedavi yöntemlerinin en etkin olanıdır. Radikal prostatektomi operasyonu geçiren iyi diferansiye tümörlü hastaların 10 yıllık hastalığa özgü sağ kalım oranları %90’ın üzerindedir. Bu nedenle radikal prostatektomi operasyonu tüm tedavi yöntemleri arasında en çok tercih edilendir. Geleneksel açık radikal prostatektomi operasyonları büyük bir cerrahi kesi ile yapılmaktadır. Bu da hastanın operasyondan sonra geç sürede iyileşmesine, daha uzun süre hastanede yatmasına, daha fazla yara enfeksiyonu riskine maruz kalmasına ve hastada büyük bir yara izine yol açmaktadır. Son yıllarda yıllarda yaygınlaşan robotik prostatektomide ise çok küçük kesiler ile operasyon yapılabilmekte ve böylece hastalara daha az travmatik bir minimal invaziv tedavi alternatifi sunulmaktadır. Robotik cerrahide sinir damar demetleri korunarak prostat çıkarılır.
Robotik Radikal Prostatektominin Avantajları: 1 -Daha az kan kaybı. Robotik radikal prostatektomi operasyonlarında batın gazla şişirilmektedir. Bu gaz basıncından dolayı kanamalar oldukça azalmaktadır. Operasyonun bitiminde gaz batından boşaltılmaktadır. Ayrıca 3 boyutlu yüksek çözünürlüklü ve operasyon alanını büyütebilen kameralar yardımı ile kanamalar daha net olarak görülebilmekte ve erkenden durdurulabilmektedir. Genellikle hastalara kan nakli yapılmamaktadır. 2-Daha az hastanede kalış süresi. -Robotik cerrahide ameliyat kesilerinin daha küçük olması ve kan kaybının çok daha az olması nedeniyle hastalar açık operasyonlara oranla daha erken hastaneden taburcu edilebilmektedir. 3-Daha kısa sonda süresi. Robotik prostatektomi ameliyatında idrar kesesi ile idrar yolunun birbirine su geçimez şekilde dikilebilmesi ( anastomoz ) nedeniyle sonda denilen kateter 6-7 gün içerisinde alınabilmektedir. 4 -Daha az ağrı. Yara kesilerinin daha küçük olması nedeniyle hastalar açık operasyonlara oranla daha az ağrı hissetmektedirler. 5 -Daha iyi kanser kontrolü. 3 boyutlu yüsek çözünürlüklü görüntü ve 7 derece hareket edebilen enstrümanlar yardımı ile cerrah robotik prostatektomide kanserli prostat dokusunu daha net olarak görüp disseke edebilmektedir. Robotik cerrahide prostatın apikal bölgesi çok daha iyi ve net bir şeklide görülmekte ve kesilmektedir. Bunun neticesinde cerrahi sınır pozitiflikleri önemli ölçüde azalmaktadır. 6-Daha iyi idrar kontrolü. Robotik prostatektomide açık radikal prostatektomiye oranla idrar kontrolü daha erken sağlanmaktadır. Görüntünün daha iyi olması, daha az kanamanın olması ve daha uzun bir üretral uzunluğun bırakılabilmesi idrar kontrolünün erken oluşmasını sağlayan etkenlerdir.7 -Daha erken cinsel yaşama dönüş. Uygun hastada prostat civarındaki sinir-damar demetinin korunması, robotik prostatektomide daha iyi yapılabimekte ve cinsel yaşam bu hastalarda daha erken normale dönmektedir.
Ameliyat için nasıl hazırlanırım?
Doktorunuz ameliyat için nasıl hazırlanacağınız konusunda detaylı bilgi verecektir. Anesteziye hazırlanmak için cerrahiden 6 saatten önce sigara dahil herhangi bir şey yiyilip içilmemelidir. Herhangi bir ilaç kullanıyorsanız bunu doktorunuzla görüşün. Cerrahiden birkaç gün önce bu ilaçları bırakmanız gerekebilir. Doktorunuz ilaçlarınıza tekrar ne zaman başlamanız gerektiği hakkında önerilerlerde bulunacaktır.
Ameliyatın yan etkileri nelerdir ?: Ameliyattan sonra genellikle 3-7 gün arasında hastaneden ayrılabilirsiniz. Hastanede kalış süresi ülkelere göre farklılık gösterebilir. Açık radikal prostatektomiden birkaç hafta sonrasına kadar alt karın bölgesinde hafif ağrı hissedebilirsiniz. Ameliyat sonrası idrar kaçırma ve sertleşme problemleri şikayetleriniz olabilir. Bu durumlar için tedaviye ihtiyaç duyabilirsiniz. Ateş olması, Ağır kan kaybı, Şiddetli ağrı hissi, İdrar yapmakla ilgili problemler varsa, doktorunuza veya hastaneye derhal gitmeniz gerekebilir.
Ameliyat sonrası sorunlar:
Ereksiyon bozukluğu: Radikal prostatektominin diğer yaygın riski sertleşme bozukluğudur. Ameliyat sırasında cerrahın penis sinir ve damarlarına yakın ameliyat yapması gerekir. Cerrah penis sinirlerine zarar vermemeye çalışır. Bu başarı tümörün bulunduğu yere ve kanserin agresifliğine bağlıdır.Tümör prostat beziyle sınırlı ise cerrah ameliyat sırasında penisin sinirlerine dokunmamaya çalışacaktır. Buna sinir koruyucu cerrahi denir. Sinir koruyucu cerrahi başarılı olsa dahi radikal prostatektomi sonrasında geçici sertleşme sorunu sık görülür.Bunun sebebi sinirlerin çok hassas olması dolayısıyla en ufak hasardan etkilenmesidir. Ameliyat sırasında herhangi bir hasar oluşursa penisin kan damarlarına giden sinirlerin sinyalleri durur. Sinirlerin iyileşmesi 2 yıl sürebilir. Penise ve penisten kan akışını sağlayan kan damarları da ameliyattan etkilenebilir. Sonuç olarak, penisin süngerimsi dokusuna daha az kan giderek buraya hasar verir. Bu hasar nedeniyle sertleşme sorununun iyileşmesi daha zor olabilir. Tümörün prostat dışına yayıldığı durumlarda ya da başka nedenlerden dolayı bazı durumlarda sinir koruyucu cerrahi mümkün değildir. Sinir koruyucu olmayan ameliyat sonrası, sertleşme fonksiyonun iyileşmesi beklenilmez ancak imkânsız değildir. Doktorunuz ile endişelerinizi ve olası tedavi seçeneklerini görüşün.
İdrar kaçırma(inkontinans): Radikal prostatektomi stress tipte idrar kaçırmaya (STİ) neden olabilir. Bu durum, prostatın üretra etrafını çevrelemesi ve dolu mesanenin basıncına karşı gösterilen dirence yardımcı olması nedeniyle olur. Prostatınızın çıkartılması, üretranın ne kadar basınca karşı koyacağına bir etkisi olabilir. STİ’nin iyileştirilmesi veya tedavisi için çeşitli tedavi seçenekleri vardır.
Gerekirse, doktorunuz stres inkontinans veya erektil disfonksiyon için tedavi önerebilir. Doktorunuzla endişeleriniz hakkında görüşmek konusunda tereddüt etmeyin. Diğer tedavi seçeneklerinin sizin için daha uygun olup olmadığına birlikte karar verebilirsiniz.
Radikal prostatektominin temel amacının tümörün çıkarılması ve sizi tedavi etmek olduğunu unutmayın.
Ameliyat sonrası takipler nasıl olur?
Prostat kanserinde radikal prostatektomiyi takiben, doktorunuz sizinle düzenli kontroller için planlama yapar. Rutin takip en az 5 yıldır. Kontrolleriniz süresince doktorunuz kan PSA düzeyinizi kontrol eder. Bazı durumlarda parmakla rektal muayene gerekebilir. Takipler, ameliyat sonrası iyileşmenin nasıl olduğunun takibi, genel sağlık durumunun kontrolü ve muhtemel kanser nüksünün saptanması için önemlidir. Takipleriniz süresince PSA düzeyi prostatınızın tamamen çıkarılamadığını gösterirse, tüm tümör hücrelerinin çıkarılması için ek tedaviye ihtiyacınız olabilir. Sizin için hangi tedavi seçeneğinin en iyisi olduğunu doktorunuzla görüşün.
2-Lokal ileri Prostat Kanseri
Lokal-ileri prostat kanseri, prostat dışına yayılmış tümör olarak adlandırılmaktadır. Prostat dışında nereye ve ne kadar uzaklıkta büyümüş olacağına bağlı olarak T3 ya da T4 tümör olabilir. T3, tümörün henüz prostat dışına ya da seminal veziküllere ulaştığı anlamına gelir. T4, tümörün prostat kanseri mesane boynu, üriner sfinkter, rektum ya da pelvik tabana invaze olmuş demektir.
Tedavi seçenekleri
Local-ileri prostat kanserinde en yaygın tedavi seçenekleri; bekle gör, radikal prostatektomi ve radyasyon tedavisi ile hormonal tedavinin kombinasyonudur. Hangi tedavi yolunun sizin için uygun olduğu: Tümör özelliklerine, Tıbbi geçmişinize, Yaşınıza, Kişisel tercih ve değerlerinize bağlıdır.
Bekle gör: Bekle gör, semptom güdümlü tedavinin bir formudur. Amaç , düzenli olarak sağlık durumunuzu izlemek ve sadece semptom oraya çıktığında ileri tedaviye başlamaktır. Bu, palyatif bakım yaklaşımının bir parçasıdır. Doktorunuz, semptomunuz yoksa ve kanda hızlı bir şekilde artan yüksek prostat-spesifik antijen (PSA) düzeyiniz varsa bekle gör önerebilir. Bekle gör, diğer tedavi seçenekleri için uygun değilseniz ya da değerlerinizden ve tercihinizden dolayı bekle gör tedavisini diğer tedavilerin üzerinde seçerseniz, tedavi seçeneği olabilir. Sizin bireysel durumunuz için neyin daha iyi olduğunu doktorunuz ile görüşünüz.
tedavileri sizin için tehlikeli kılabilecek medikal bir durumunun varlığı ile ilişkili olabilir.
Radikal prostatektomi, tamamen prostat ve seminal veziküllerin çıkarıldığı cerrahi tedavidir. Açık ya da laparoskopik cerrahi olarak gerçekleştirilebilir. Lokal-ileri prostat kanseriyseniz genellikle cerrahi sonrası ek tedaviye ihtiyaç duyabilirsiniz. Bu radyoterapi, hormonal tedavi ya da bunların kombinasyonu olabilir.
Radyoterapi, Cerrahiye alternatif olarak doktorunuz kanserinizi iyileştirmek için radyoterapiyi önerebilir. Bu tedavi kanser hücrelerine zarar verir ve öldürür. Lokal-ileri prostat kanseri için yaygın bir tedavi seçeneğidir. Lokal-ileri prostat kanserinde radyasyon tedavisi her zaman hormonal tedavi ile kombine edilir.
Hormonal tedavi vücuttaki testosteron üretimini etkiler. Amaç tümörün büyümesini durdurmaktır. Hormonal tedavinin diğer adı androjen baskılayıcı tedavi‘dir (ADT).
Radikal Prostatektomi
Radikal prostatektomi, lokal-ileri prostat kanseri için bir cerrahi tedavi seçeneğidir. Amaç tümörü olabildiğince çıkarmaktır. Bu, prostat bezi ve seminal veziküller ile birlikte tümor tarafından etkilenmiş dokuyu çıkarmak şeklinde yapılmaktadır. İşlem, pelvik alandaki lenf nodlarının çıkarılmasını da içerir. Radikal prostatektomi için genel anestezi alacaksınız.
Radikal prostatektomi ile tümörü tamamen çıkartmak her zaman mümkün olmayabilir. Bundan dolayı, doktorunuz size ek olarak radyasyon tedavisi ya da hormonal tedavi önerebilir.
Radyasyon tedavisi
Radyasyon tedavisi hücrelere zarar verir, öldürür ve kanser hücrelerine saldırı için kullanılır. Eksternal (dışarıdan) radyoterapi veya brakiterapi (içerden/yakından) ile yapılabilir. Prostat kanseri hücreleri genellikle radyoterapiye yanıt verir. Radyoterapi, tekniklerindeki gelişmeler nedeniyle, lokal-ileri prostat kanseri için etkili bir tedavi yöntemi haline geldi. Doktorunuz radikal prostatektomi sonrası radyasyon tedavisini de önerebilir.
Tedavinin sonuçlarını iyileştirmek için doktorunuz radyoterapi ile birlikte hormonal terapiyi önerebilir. Bu prostat kanseri için bilinen bir kombinasyon tedavisidir. Hormonal terapinin seyri 2-3 yıl sürer.
Nüks tedavisi
Tedavi aldıktan sonra prostat kanserinin geri gelmesi olasıdır. Bu nüks olarak bilinir. Kanser prostatta, prostat çevresindeki dokuda veya pelvik lenf nodlarında ya da vücudun başka bir yerinde nüksedebilir.
Şayet radikal prostatektomi ile tedavi oldunuz ve kandaki PSA düzeyleri artıyorsa bu nüksün bir işareti olabilir. Doktorunuz kurtarma radyasyon tedavisi önerebilir. Bu işlemde prostatın yerleşmiş olduğu alan kanser hücrelerini öldürmek için ışınlanır. Radyasyon tedavisi sizin için iyi bir seçenek değilse doktorunuz hormon tedavisi önerebilir.
Şayet kanseriniz radyoterapi ile tedavi edilmiş ise doktorunuz nüksü, radikal prostatektomi ile tedavi etmeyi önerebilir. PSA düzeyleri hızlı artarsa veya semptomunuz varsa hormon tedavisi önerilecektir. Bazı ülkelerde nüksü tedavi etmek için brakiterapi hormon tedavisine alternatif olarak uygulanabilmektedir.
Hormonal tedavi
Hormonal tedavi lokal-ileri prostat kanseri için bir tedavi seçeneğidir. Tümörün büyümesini durdurmayı amaçlar.
Prostat kanser hücrelerinin büyümesi, androjenler olarak adlandırılan erkek seks hormonlarına bağlıdır. Testosteron en önemli androjendir. Angrojenler çoğunlukla testiste üretilir. Hormonal tedavi, androjenlerin üretimini ya da etkisini bloke eder. Bu kastrasyon olarak bilinir.
Hormonal tedavinin diğer adı androjen baskılayıcı tedavidir (ADT). Bu, cerrahi olarak ya da ilaç tedavisi ile yapılabilir. Cerrahi tedavide testislerin birlikte çıkarıldığı bilateral orşiektomi işlemi olarak adlandırılır. Cerrahi genellikle lokal anestezi altında yapılır. İlaç tedavisi LHRH agonist ve LHRH antagonistlerini içerir, androjenlerin üretimini durdurur. İlaçlar cilt altına ya da kas içine depo enjeksiyon şeklinde de mevcuttur. Anti-androjenler androjen etkisini bloke eden ilaçlardır. Hap olarak kullanılır. Bu tedavilerin hepsi kastrasyona neden olur.
Kastrasyon fiziksel ve duygusal sonuçlara sahiptir. En yaygınları ateş basması, düşük cinsel dürtü ve erektil disfonksiyondur. Cerrahi kastrasyonun etkileri kalıcıdır. Kimyasal kastrasyonda, semptomların bazıları tedavi sonrasında ortadan kaybolabilir. Doktorunuzla herhangi bir endişenizi görüşmek için tereddüt etmeyin.
Lokal-ileri prostat kanserinde hastalığı iyileştirmek için standart tedavi hormon tedavisinin ratyoterapi ile kombine edilmesidir.
3-Metastatik prostat kanseri
Prostat kanseri metastaz yaptı ise genellikle kemiklere ya da omurgaya yayılır. Daha geç evrelerde prostat kanseri akciğer, karaciğer, uzak lenf bezleri ya da beyine de metastaz yapabilir. Pek çok metastaz kandaki prostat-spesifik antijen (PSA) düzeyinde artışa neden olmaktadır.
Omurgadaki metastazlar, ciddi sırt ağrısı, kendiliğinden oluşan kırıklar ya da sinir ya da omurilik basısı gibi şikayetlere neden olabilir. Ayrıca asemptomatik de olabilir. Nadir olgularda akciğer metastazı devamlı öksürüğe de neden olabilir.
Metastazların tespiti için görüntüleme yöntemleri kullanılabilir. Kemik metastazları kemik taramasında görülebilir. BT görüntüleme, kemik metastazları hakkında daha detaylı veri elde etmek için ya da karaciğer, akciğer ve beyin metastazlarının tespiti için kullanılabilir.
Tedavi seçenekleri
Eğer metastatik prostat kanseriniz varsa doktorunuz size hormonal tedavi önerecektir. Bu palyatif bakım yaklaşımının bir parçasıdır. Bu tedavi birincil tümörün ve metastazın büyümesini yavaşlatacak, semptomların hafifletilmesini sağlayacaktır.
Hormonal tedavinin bir diğer adı androjen baskılayıcı tedavidir (ADT). Bu cerrahi olarak ya da ilaç tedavisi ile yapılabilir. Cerrahi tedavide her iki testis bilateral orşiektomi denilen bir prosedür ile alınır. Androjenlerin üretimini durduran ilaç tedavisi ise LHRH antagonisti ya da LHRH agonisti adı verilen ilaçlar ile yapılır. Bu ilaçlar depo enjeksiyon şeklinde cilt altına ya da kas içine verilirler. Antiandrojenler, androjenlerin etkisini bloke eden ilaçlardır. Hap şeklinde bulunurlar. Bu tedavilerin hepsi kastrasyona neden olur.
Kastrasyonun fiziksel ya da duygusal sonuçları vardır. En sık görülenleri sıcak basmaları, cinsel isteksizlik ve ereksiyon bozukluklarıdır. Kastrasyonun etkileri kalıcıdır. Kimyasal kastrasyonda etkilerin bir kısmı tedavi kesildikten sonra geri dönebilir. Doktorunuz ile herhangi bir noktayı görüşmekten kaçınmayınız.
İlaç tedavisi alırken semptomlara neden olan kemik metastazınız varsa, radyasyon tedavisi bunların hafifletilmesini sağlayabilir ve kırıkları engelleyebilir.
LHRH agonistleri metastatik prostat kanseri tedavisinde en sık önerilen tedavi şeklidir. Ancak tedavi seçenekleri her zaman sizin kişisel durumunuza göre düzenlenmelidir. Aşağıda sıralananlar tedavinizi planlarken doktorunuzun göz önünde bulunduracağı noktalardır.
- Yaşınız
- Tıbbi geçmişiniz
- Kanserin nereye yayıldığı
- Semptomlarınız
- Hastanenizde mevcut olan tedavi yöntemleri
- Kişisel tercih ve değerleriniz
- Sizin ulaşabileceğiniz destek ağı
Hormonal tedavi: Hormonal tedavi metastatik prostat kanseri için bir tedavi seçeneğidir. Tümörlerin büyümesinin yavaşlatılması amaçlanmaktadır.
Prostat kanser hücrelerinin büyümesi androjen denilen erkek cinsel hormonlarına bağımlıdır. Testosteron en önemli androjendir. Androjen temel olarak testislerde üretilir.
Hormonal tedavi androjenlerin üretimini baskılar ya da etkilerini bloke eder. Bu kastrasyon olarak bilinmektedir. Hormonal tedavinin bir diğer adı androjen baskılayıcı tedavidir (ADT). Cerrahi olarak ya da ilaç tedavisiyle yapılabilmektedir.
Cerrahi hormonal tedavide her iki testis bilateral orşiektomi denilen bir ameliyat ile alınır. Bu işlem lokal anestezi altında yapılabilmektedir. Hormonal ilaç tedavisi androjenlerin üretimini durdurur ve LHRH agonistleri ve LHRH antagonistlerini içerir. Bu ilaçlar hap ya da cilt altı veya kas içine yapılan depo enjeksiyonlar şeklinde bulunur. Antiandrojen ilaçlar androjenlerin etkisini bloke eder. Hap şeklinde bulunur.
Hormonal tedavinin etkisi geçicidir ve kastrasyon dirençli prostat kanseri ile sonuçlanır. Bu bölüm hakkında daha fazla bilgiyi kastrasyon dirençli prostat kanseri bölümünde okuyabilirsiniz.
Kastrasyona direnci geciktirmek için doktorunuz hormonal tedaviye ara vermeyi önerebilir. Buna aralıklı hormonal tedavi adı verilmektedir. Tedaviye ara verildiğinde doktorunuzu 1-3 ayda bir ziyaret etmeniz gerekecektir. Doktorunuz kan PSA düzeyinizi takip edecektir.
Kemik metastazlarının tedavisi: Prostat kanseri hücreleri kemiklere ve özellikle de omurgaya yayılabilmektedir. Kemik metastazları ciddi yan etkilere neden olabilmektedir. Doktorunuz olası komplikasyon ve yan etkilerin önlenmesi ya da tedavisi için size yardımcı olacaktır. Bu daha az semptom ile daha uzun süre yaşamanızı sağlayacaktır.
Kemik metastazları sırt ağrısına neden olabilir. Doktorunuz ağrı için ağrı kesiciler reçete edebilir. Bazı olgularda doktorunuz morfin benzeri çok etkili ağrı kesicileri tercih edebilir.
Omurgadaki tümörler büyüdüğünde omurilik basısına neden olabilir. Bu nadir bir komplikasyondur ancak acil müdahale gerektirir; çünkü bacaklarda felç oluşmasına neden olabilmektedir. Omurilik basısının temel bulguları:
- Omurgada özel bir noktada normaldeki ağrınızdan farklı bir ağrı olması
- Omurgada ağrı kesicilere yanıt vermeyen ve giderek kötüleşen ağrı olması
- Omurgadan aşağı ilerleyen ve kol ve bacaklara yayılan bir karıncalanma hissi
- Pozisyon değişimi ile değişen omurgada ağrı
- Bacaklarda hissizlik
- Bacaklarda denge kaybına neden olan ağırlık ve sertlik hissi
- Bacak ve kollara yayılan ağrı
- Bacak ve kollarda zayıflık
Eğer omurilik basınız olabileceğini düşünüyorsanız acilen tıbbi yardım için başvurmanız gerekir.
Tümör tarafından etkilenen kemikler çok daha kolay kırılır. Eğer kemik kırıkları açısından risk altındaysanız doktorunuz kemiklerinizi güçlendirecek ilaçlar reçete edebilir. En sık kullanılanlar bifosfonatlar ve denosumab’dır. Doktorunuz kemiklerin daha sert hale gelmesini sağlayacak kemiklerinizi güçlendirecek enjeksiyon tedavisi önerebilir. Buna sementoplasti adı verilir. Nadir olgularda kemiklerin stabilizasyonu için cerrahi gerekli olabilir.
Bifosfonatlar her 4 haftada bir intravenöz olarak verilebilmektedirler. Kemik kütlesini artırırlar, ağrıyı azaltırlar ve kırıkları önlerler. Bifosfonatlar çeneye zarar verebileceği için doktorunuz tedavi öncesinde diş hekimine görünmenizi önerebilir.
Denosumab her 4 haftada bir cilt altına uygulanır. Bu ilaç da kemik kütlesinde artış sağlar ve genellikle bifosfonatlara göre daha az yan etkiye neden olur.
Eğer ilaç tedavisi sırasında kemik metastazları semptomlara neden olursa kemik kırıklarının önlenmesi için radyoterapi faydalı olabilir.
Kemiklerinizi sağlıklı tutmak için düzenli egzersiz yapılmalı, sağlıklı bir kilo muhafaza edilmeli, sigara bırakılmalı, alkol tüketimi orta düzeyde tutulmalıdır.
Kemik komplikasyonlarının riski yaş ile artar. Kemik metastazlarına bağlı komplikasyonların önlenmesi için kalsiyum ya da D3 vitamini gibi besin takviyeleri gerekli olabilir
4-Kastrasyona dirençli Prostat Kanseri:
Kastrasyona dirençli prostat kanseri, prostat kanserinin metastatik hastalık tedavisi sırasında görülen bir tipidir.
Prostat kanseri pelvik bölgenin dışında diğer organ ya da lenf bezlerine yayılabilir. Buna metastatik prostat kanseri denilir. Diğer organ ya da lenf bezlerinde görülen tümörlere metastaz denilir. Doktorunuz metastatik hastalığın hormonal tedavi ile tedavi edilmesini önerebilir.
Hormonal tedavi androjenlerin üretimini durdurur ya da etkilerini bloke eder. Bu kastrasyon olarak bilinir. Etkili olduğunda hormonal tedavi tümörün büyümesini durdurur. Bu etki uzun sürmez ve kastrasyona dirençli prostat kanseri gelişir. Bu hormonal tedavinin başlamasından 2-3 yıl sonra gerçekleşir. Kastrasyona dirençli prostat kanseri tedavi edilemez.
Kastrasyona dirençli prostat tümörleri ilerlemek için çok daha düşük androjen seviyelerine ihtiyaç duyar. Bu vücudunuz hemen hemen hiç androjen üretmese de tümör ya da metastaz büyümeye devam eder. Bu kanser hücrelerine hormonal kastrasyon tedavisine artık yanıt vermedikleri için kastrasyona dirençli denilir.
Bu prostat kanseri tipinde kandaki prostat-spesifik antijen (PSA) düzeyleri tekrar artış gösterir. Doktorunuz kastrasyon dirençli prostat kanseri tanısını 3 haftalık süre içinde kandaki PSA düzeyinin 3 testte de artmasıyla birlikte koyacaktır. Tanı ayrıca tümörün ya da metastazın büyümesine bağlı şikayelerinizin olmasıyla da konulabilir.
Kastrasyona dirençli prostat kanseri üzerine olan araştırmalar devam etmektedir ve tedavi seçenekleri hızla değişmektedir. Bu bölüm doktorunuz ile görüşmeniz gereken değişik tedavi seçeneklerini içermektedir.
Bu bölümde sizin kişisel ihtiyaçlarınızı karşılamayan genel bilgileri içermektedir. Kişisel öneriler, ülkenizin ve sağlık hizmetleri sisteminizin koşullarına göre değişiklik gösterebilir.
Kastrasyona dirençli prostat kanseri tedavisi: Kastrasyona dirençli prostat kanseri tanısı aldıysanız doktorunuz sizin daha uzun yaşamanızı sağlayacak, semptomlarınız ile daha iyi başa çıkmanızı sağlayacak bir bakım planı hazırlayacaktır.
Kastrasyona dirençli prostat kanserinin tedavi edilemez olduğunu hatırlamanız önemlidir.
Kastrasyona dirençli prostat kanseri tedavisinde şunlar yapılabilir:
- Anti-androjen tedavisi
- Östrojen tedavisi
- Adrenolitik ilaçlar
- Yeni hormonal ilaçlar
- İmmünoterapi
- Kemoterapi
- Radyasyon tedavisi
Kastrasyona dirençli prostat kanseri hala androjenlere yanıt verdiği için doktorunuz hormonal tedaviye devam etmenizi ve testosteron düzeylerinin düşük tutulmasını önerecektir.
5-Destek Tedavisi
Kanser tanısını almanın sizin ve sevdiklerinizin hayatında büyük bir etkisi vardır. Kanser kendinizi güçsüz hissetmenize neden olabilir. Bu endişe, öfke, korku hissine hatta depresyona neden olabilir. Kanser nedeniyle tedavi olmak ciddi bir durumdur ve işinizi, sosyal hayatınızı ve cinselliğinizi etkileyecektir.
Destek almak için, hastanede doktorunuza veya hemşirenize ulaşın ya da aile hekiminizle görüşün. Size hasta dernekleri, psikolojik destekte bulunabileceklerin iletişim bilgileri veya mali danışmanlık gibi pratik bilgiler verebilirler..
Konsültasyona hazırlık: Konsültasyona hazırlık çok yararlı olabilir. Bu, sorularınızı ve endişelerinizi cevaplamak için size ve doktorunuza yardımcı olacaktır. Aynı zamanda tedavi ve olası yan etkilere hazırlanmanız için size yardımcı olacaktır. Deneyebileceğiniz bazı şeyler aşağıdadır.
Doktorunuza sormak istediğiniz soruları bir kenara yazın. Bu, sormak istediğiniz şeyleri hatırlamanıza yardımcı olacaktır. Soruları yazmanız düşüncelerinizi organize etmenize yardımcı olabilir.
Muayeneye giderken yanınızda birini götürebilirsiniz. Doktorunuzun ne söylediğini ele almak ve muhtemelen farklı şeylerin hatırlanması için birinin yanınızda olması iyi olacaktır.
Prostat kanserinizin türü hakkında bilgi için soru sorun.
Doktorunuz anlamadığınız kelimeler kullanıyorsa, açıklama yapmasını isteyin.
Kullandığınız ilaçları ve eğer herhangi bir alternatif ilaç alıyorsanız doktorunuza söyleyin. Bu ilaçların bazıları tedaviyi etkileyebilir.
Konsültasyondan sonra yapabilecekleriniz:
Kanser tipiniz hakkında daha fazla bilgi için internette araştırma yapın veya kütüphaneye gidin. İnternette gördüğünüz tüm bilgilerin nitelikli olmadığını bilin. Doktorunuz veya sağlık ekibiniz güvenilir web siteleri önerebilir.
Hasta dernekleriyle iletişime geçtiğinizde size destek olabilir ve bilgi verebilirler.
Tedavinizin muhtemel maliyetini sağlık ekibinizle görüşün. Sağlık ekibiniz sizi ekonomik durumunuz veya mali yardım hakkında öneri alabileceğiniz yerlere veya kişilere yönlendirebilir.
İsterseniz, başka bir uzmandan ikinci bir görüş alabilirsiniz.
Ameliyat sonrası destek: Ameliyat sonrası ilk günlerde veya haftalarda günlük aktiviteleriniz için yardıma ihtiyacınız olabilir. Alışveriş, ev yemeği, temizlik ve bahçe işleri gibi konularda ailenizden, arkadaşlarınızdan veya komşularınızdan yardım isteyebilirsiniz. Ayrıca profesyonel ev bakımı hakkında yardım için sağlık ekibinizle görüşebilirsiniz.
Ameliyattan sonra yorgun olmanız muhtemeldir. Bu normalden daha yorgun hissedeceğiniz, güçsüz olacağınız, konsantrasyon güçlüğü yaşıyacağınız ve uykudan sonra daha iyi olmayacağınız anlamına gelir. İnsanların çoğu, ameliyattan sonra 1-2 ay boyunca yorgunluk yaşar. Yorgunluk ile başa çıkmak için şunları yapabilirsiniz:
Size enerji veren şeyleri yazın ve gün veya hafta boyunca onlara öncelik verin.
Bulaşık, temizlik, ya da bahçe işleri gibi ev işlerinde yardım alın.
Gün boyunca bir kaç kez kestirin/kısa uyuklayın.
Mümkün olduğunca aktif olmaya çalışın. Hergün kısa bir yürüyüş, haftada bir uzun yürüyüşten daha iyidir.
Bir gezi veya ziyaret gibi sosyal aktiviteler planlarken, gün boyunca dinlenmek için zamana ihtiyacınız olabileceğini unutmayın. Bunu aileniz, arkadaşlarınız veya bakıcınızla görüşün böylece önceden plan yapabilirsiniz. Yorgun hissettiğinizde onlara söylemeniz önemlidir
Radikal prostatektomi stres tipi idrar kaçırmaya (STİ) neden olabilir. Bu örneğin; öksürmek, gülmek, koşmak veya ağırlık kaldırmak gibi belirli aktiviteler boyunca idrar kaçıracağınız anlamına gelir. Şikayetlerinize yardımcı bazı ipuçları aşağıdadır:
En yakın tuvaletin nerede olduğunu bildiğinizden emin olmaya çalışın. Evden uzakta olduğunuzda tuvaletin nerede olduğunu sormaktan asla korkmayın veya çekinmeyin.
İdrarınızın damlamasıyla ilgili probleminiz varsa ped veya bunun için bir araç kullanabilirsiniz. Bu araçlar penis üzerine yerleştirilir ve iç çamaşırınızla yerinde tutulur.
Koku gidericiler alın. Bunlar hakkında aile doktorunuz veya eczacınızla görüşün.
Koyu renkli giysiler giyin. Açık renkli giysiler daha kolay leke gösterebilir.
Konforunuz için rahat kıyafetler giyin.
Yedek kıyafet bulundurun.
Cerrahi tedavinin diğer yaygın riski sertleşme problemidir. Bu durumun tedavisinde çeşitli seçenekler vardır. En yaygın olanları; ilaç, enjeksiyon veya protezdir. Sizin için en iyi seçeneğin ne olduğunu doktorunuzla görüşün.
Radikal prostatektomi sonrası STİ veya sertleşme problemi ile başa çıkmak zor olabilir. Uzun süren psikolojik etkileri olabilir. Cerrahınız, hemşireniz veya aile hekiminiz ile konuşun, ihtiyacınız olan desteği bulmanıza yardımcı olabilirler.
Radyoterapi süresince destek: Radyoterapi esnasında genellikle günlük aktivitelerinize devam edebilirsiniz. Tedavi alt üriner sisteminizi ve bağırsaklarınızı etkileyebilir, yorgunluğa neden olabilir. Yorgunluk her gün hastaneye gitmenizin sonucu olabilir. Şikayetleriniz genellikle birkaç ay sonra kaybolur.
Cildiniz radyasyondan etkilenebilir. Cildinizin bakımı için aşağıdakileri yapabilirsiniz :
- Radyoterapi yapılan alanları kaşımaktan ve ovalamaktan kaçının.
- Doktorunuza veya hemşirenize cildin tahrişi ile başa çıkabilmek için hangi tip cilt losyonu kullanmanız gerektiğini sorun.
- Güneşe maruz kalmaktan sakının.
- Yüksek faktörlü güneş kremi kullanın.
- Pamuk veya keten gibi doğal kumaşlardan üretilmiş rahat giysiler giyin.
- Yumuşak bir sabun ve ılık su ile günlük yıkayın.
- Yıkanmadan sonra nazikçe cildinizi kurulayın.
- Saunadan kaçının.
Hormonal tedavi sırasında destek: Hormonal tedavinin en sık yan etkileri sıcak basmaları ve jinekomastidir. Bununla başa çıkmak için doktorunuz kilonuzu kontrol altında tutmanızı ve alkolden kaçınmanızı önerecektir. Eğer sıcak basmalarınız varsa şunları yapabilirsiniz:
- Kat kat giyininiz
- Cildinizin nefes almasına olanak sağlayan doğal pamuk ya da keten içeren kıyafetler giyiniz
- Hafif battaniyeler içeren kat kat örtüler ile yatınız böylece ihtiyaç halinde bazılarını kaldırabilirsiniz.
- Sıcak banyo, sauna ya da kaplıcadan kaçınınız
- Acı ve baharatlı gıdalardan kaçınınız
- Bol miktarda su tüketiniz ve gün boyunca su şişesi taşıyınız
İmmünoterapi ya da kemoterapinin yan etkileri ile başa çıkma: Eğer kanser tedavisine ihtiyaç duyuyorsanız hoş olmayan yan etkiler ile karşılaşabilirsiniz. Bu yan etkiler sık görülür ve tedaviler bu yan etkilerin hafifletilmesine yöneliktir. Yan etkileriniz ile ilgili olarak doktorunuz ile görüşmeniz önemlidir. Günlük olarak şikayetlerinizi not ediniz ve olabildiğince ayrıntılı olarak yazınız. Bu yan etkilerin ne sıklıkta olduğunu ve yaşantınızı ne kadar etkilediğini yazınız. Bazı olgularda tedavinin aralıklı olarak kesilmesi, doz ayarlaması yapılması ya da tedavinin tamamen kesilmesi düşünülebilir.
Yorgunluk hissetmeniz sık gözlenir. Bu normalden daha yorgun hissetmeniz, enerjisiz hissetmeniz, konsantre olmada zorlanma ve uyumanıza rağmen düzelmeme şeklinde görülebilir.
Eğer yorgunluk hissediyorsanız şunlar size yardımcı olabilir:
- Size enerji veren şeyleri not edin, gün ya da hafta boyunca onlara ağırlık vermeye çalışınız.
- Yıkanma, temizlik ya da bahçe bakımı gibi konularda yardım alınız.
- Gün için birkaç kez kestirin, kısa uykular uyuyunuz.
- Olabildiğince aktif olmaya çalışın. Her gün kısa yürüyüşler haftada bir kez uzun bir yürüyüşten daha iyidir.
Bir gezinti ya da ziyaret gibi sosyal aktiviteler planlarken gün içinde dinlenmeniz gerekebileceğini aklınızda tutunuz. Aileniz, arkadaşlarınız ya da bakımınız ile ilgilenen kişi ile görüşünüz ve planlamayı ona göre yapınız. Yorgun hissettiğinizde onlara söylemeniz önemlidir.
Yurtdışına geziye gidecekseniz doktorunuz ile görüşünüz. Doktorunuz size aşılar ve olası ilaç kısıtlamaları hakkında bilgi verecektir. Ayrıca seyahat sigortanızı da mutlaka kontrol ediniz.
Yurtdışına geziye gidecekseniz doktorunuz ile görüşünüz. Doktorunuz size aşılar ve olası ilaç kısıtlamaları hakkında bilgi verecektir. Ayrıca seyahat sigortanızı da mutlaka kontrol ediniz.
Diğer sık görülen yan etkiler, bulantı, ishal, yüksek kan basıncı, ve tat değişiklikleri olarak sıralanabilir. Aşağıda bunlarla başa çıkmak için yapabilecekleriniz sıralanmıştır.
Tedavi sırasında tedaviye, tümör büyümesine bağlı, ya da hastalığınızın gidişatı hakkındaki evhamlara bağlı bulantı hissedebilirsiniz. Doktorunuz bulantıyı azaltmak için ilaç yazabilir.
Ayrıca şunları yaparsanız da faydası olabilir:
- Gün içinde daha sık ve daha az miktarda yemek yiyiniz ve bu sırada yeterli besin aldığınızdan emin olunuz
- Atıştırmalık yemekler yiyiniz
- Susuz kalmamak için kısa aralıklarla az miktarda su içiniz
- Sıcak yemekler bulantıyı artırıyorsa daha soğuk şeyler yiyiniz
- Mümkünse başka birisinin sizin için yemek pişirmesini isteyiniz
Tedavinin önemli başka bir yan etkisi de ishaldir. İshal, dehidratasyona neden olabilir ve bu durumda şunları yapmanız önemlidir:
- Genelde içtiğinizden daha fazla su içiniz
- İshali kötüleştirdiğini düşündüğünüz gıdalardan kaçınınız
- Anal bölgeyi tahrişi engellemek için temiz tutunuz
- Anal bölgede tahriş varsa nemlendirici kullanınız
- İshalin önlenmesi için doktorunuzdan ilaç yazmasını isteyiniz
Ayrıca, tedavinin özellikle erken dönemlerinde hafif ya da orta derecede kan basıncı yükselmesi görülebilir. Bu normaldir ve standart tedavi ile üstesinden gelinebilir. Doktorunuz kan basıncınızın kontrol edilmesi gerekliliği ve bunun sıklığı konularında size önerilerde bulunacaktır. Eğer baş dönmesi ya da başağrısı hissediyorsanız doktorunuzu bundan en kısa sürede haberdar ediniz.
Kemoterapi ayrıca besinlerinin hissettiğiniz tatlarında değişikliğe neden olabilmektedir. Daha önceden tadını sevdiğiniz bazı gıdaları sevmemeye başlayabilirsiniz. Hangi besinlerden daha fazla hoşlandığınızı tespit etmek için şunları yapmanız gereklidir:
Ağız tadınızı nötralize etmek için öncesinde su içiniz
Eğer kırmızı etin tadı tuhaf geliyorsa beyaz et ya da balık tercih edin ya da tam tersini uygulayın
Eğer sıcak gıdaların tadı tuhaf geliyorsa soğuk gıdaları ya da tam tersini tercih edin
Baharat kullanımı artırın ya da azaltın
Metal tadı tuhaf geliyorsa plastik çatal bıçak kullanınız
Kastrasyon Direncli Prostat Kanseri süresince Destek: Kastrasyona dirençli prostat kanseri tanısı almak sizi güçsüz hissettirebilir. Bu, endişe, öfke, korku hissine hatta depresyona neden olabilir.
Destek bulmak için hastanedeki doktor ya da hemşirenize ya da aile hekiminize başvurunuz. Onlar size hasta kuruluşları ya da size psikolojik destek ya da finansal ya da hukuki önerilerde bulunabilecek kişilere ulaşmanız için iletişim bilgisi sağlayacaktır.
Takip
Tedavi sonrası doktorunuzla görüşeceksiniz. Bu ziyarette, hem sonuçlarınız hem de takip programınız değerlendirilecektir. Takip planını sorun, böylece doktorunuzu ne sıklıkla göreceğinizi ve her bir kontrol öncesi ne çeşit testlerin yapılması gerektiğini anlarsınız. Bu hastalığınızın özelliklerine bağlıdır.
Kontrol öncesi olabilecek sorularınızı aşağı yazın. Sorabileceğiniz soru örnekleri:
Kanser yok oldu mu?
Ek tedaviye ihtiyacım var mı? Eğer öyleyse hangi seçenekler benim için uygundur?
Kontrol öncesi hangi testler gereklidir?
Prostat kanseri ve tedavi hayat kaliteme nasıl bir etkide bulunacaktır
Takiplere gitmenizin devamlı olması önemlidir. Bu sırada, doktorunuz sağlığınızı izler ve muhtemel tümör nüksünü zamanında saptayabilir. Herhangi yeni bir belirti farkederseniz doktorunuza söylemelisiniz, bu prostat kanseriyle ilişkili olabilir. Eğer belirtileri fark ederseniz, kontrol öncesinde sağlık ekibi ile temasa geçmekten çekinmeyin.
Yaşam tarzı önerileri
Tedavi sırasında ve sonrasında sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek önemlidir. Düzenli fiziksel egzersiz yapmaya çalışın. Yapmaktan hoşlanacağınız aktiviteler bulun. Neler yapabileceğiniz konusunda tereddütleriniz varsa, doktorunuzdan sizi fizyoterapiste yönlendirmesini isteyin.
Sebze, meyve ve süt ürünlerinden oluşan dengeli bir diyet yemeğe çalışın. Diyet ayrıca ekmek patates gibi nişastalı gıda; pirinç veya makarna; et, balık, yumurta veya baklagiller gibi proteinden zengin yiyecekler içermelidir. Daha az şeker, tuz ve yağlı gıda yemeye çalışın. Herhangi bir sorunuz varsa, doktorunuzdan sizi diyetisyene yönlendirmesini isteyin.
Sigarayı bırakmaya çalışın. Bu tedaviden sonra daha hızlı iyileşmenize yardımcı olabilir.
Psikolojik destek
Tedavinizden sonra hastalığınızın seyri, kanserin sosyal hayatınız, maddi durumunuz veya diğer konular üzerine etkisi hakkında endişelenebilirsiniz.
Kanserin tekrarlaması hakkında endişenilmesi yaygındır. Kanser tanısı alan çoğu insan, veya sevdikleri, muhtemelen bu endişe ve kaygılara sahip olacaktır. Kendinizi endişeli hissediyorsanız, doktorunuzla iletişime geçin ve kanserin nüksetme riskini öğrenin. Konuşmak için birilerine ihtiyacınız varsa psikolojik destek için doktorunuzla görüşebilirsiniz. Bir hasta derneği de size destek sunabilir.
Tedavi süresince işten uzak olacaksınız. İşe geri dönmenin en iyi yolu hakkında patronunuzla görüşünüz. Belki yarı zamanlı veya farklı bir işte çalışabilirsiniz.
Sağlık ekibinizle tedavinizin muhtemel maliyetlerini görüşün. Sizi, ekonomik durumunuz hakkında veya mali yardım hakkında kişilere veya kuruluşlara yönlendirebilirler.
Tedavinin yan etkileri, sosyal ve ekonomik hayata tam olarak katılmayı zorlaştırabilir. Hastalığın veya tedavinin sonucunda günlük yaşamınızdaki değişiklikler, yalnız kalmanıza neden olabilir. Doktorunuz veya hemşirenizle görüşün, ihtiyacınız olan desteği bulmanızda size yardımcı olabilirler.
Kanser tanısı hayata farklı açılardan baktırabilir ve farklı önceliklere sahip olduğunuzun farkına varabilirsiniz. Bu işinizi veya ilişkilerinizi etkileyebilir ve kafasınız karışık, kararsız hissetmenizi sağlayabilir. İhtiyacınız olduğu sürece aileniz ve arkadaşlarınızla konuşun. Yakınlarınızla bu konuları ele alırken kendinizi rahat hissetmiyorsanız, sizi bir psikoloğa yönlendirmesi için sağlık ekibinizle görüşebilirsiniz. Psikolog size bu duygularla başetmeniz ve istediğiniz veya ihtiyacınız olan değişiklikleri gerçekleştirmeniz için önerilerde bulunabilir.
Kanser tedavisi cinsel hayatınızı etkileyebilir. Depresyon ve yorgunluk hissinin de cinsel hayatınız üzerine olumsuz etkisi vardır. Eşinizle duygularınızı paylaşmanız önemlidir. Yakın olabilmenin birçok yolu vardır. Cinsel yönden aktif olmanız zor ise yakınlaşın, birbirinize temas edin, sarılın ve birbirinize yakın olarak oturun veya uzanın.
Aile ve arkadaşlar için destek
Kanser tanısı sadece hastayı etkilemez, aynı zamanda etrafındaki kişileri de etkiler. Sevilen biri olarak, birçok farklı yolla destek sunabilirsiniz. Bazen alışveriş, çamaşır, bahçe işleri gibi pratik şeylerle yardımcı olabilirsiniz.
Doktora birlikte gitmek de yararlı olabilir. Kontrole giderken araç sürmeyi teklif edebilir veya muayene sırasında soruların sorulmasında yardımcı olabilirsiniz. Muayene esnasında orada olmanız iyi olabilir. Aynı zamanda daha sonra birlikte görüşebileceğiniz farklı şeyleri hatırlayabilirsiniz veya diğer detaylara odaklanabilirsiniz. Tedavinin, bakım döneminde sizi nasıl etkileyeceğini ve psikolojik etkilerini doktora sorabilirsiniz.
Tanı ve tedavi kanser olan herkes için çok duygusal olabilir. Kanser tedavisi yoğundur ve hayatınız birden değişebilir. Hastalığın seyri, tedavinin etkileri ve hatta ölüm ihtimali ile ilgili sorular aklınıza gelebilir. Bir arkadaş veya sevilen biri olarak orada olabilir veya dinleyebilirsiniz. Cevapları bilmek zorunda değilsiniz.
Birisiyle konuşma ihtiyacınız olduğunu hissederseniz, destek almak için aile hekiminiz veya sağlık ekibinizle görüşün. Hasta dernekleri, kanser tanısı almış kişilerin aile üyeleri veya arkadaşları için destek sunabilir.
Eşler için destek
Kanser tanısı ilişkiniz üzerindeki baskıyı artırabilir. Birbirinizle konuşmanız sıklıkla tedaviye zaman ve enerji harcanması nedeniyle daha zor hale gelir. Herhangi bir problemi bir doktorla görüşmeye karar verebilirsiniz.
Eşiniz gibi benzer şekilde stres, sinirlilik ve depresyon yaşayabilirsiniz. Hem duygusal hem de fiziksel tükenmişlik hissedebilirsiniz. Bu, eşinize bakma ve evde ek iş alma sorumluluğunun sonucu olabilir. Kendinize zaman ayırdığınızdan, kendi istek ve ihtiyaçlarınızı da düşündüğünüzden emin olun.
Eşinizin kanser tedavisi cinsel hayatınızı etkileyebilir. Duygularınızı eşinizle paylaşın. Yakınlaşabileceğiniz birçok yol var. Birbirinize yakın olun, birbirinize dokunun ve sarılın, birbirinize yakın olarak oturun veya uzanın.
Yalnız kalmak konusunda endişelenmeniz normaldir. Birisiyle konuşma ihtiyacı hissederseniz, aile hekiminiz veya ruh sağlığı danışmanınızla görüşün. Hasta kuruluşları da hastalar için destek sunabilir.