Prof. Dr. Tayfun Uzbay: “Yeni ilaç Alzheimer tedavisinde yeni bir sayfa açabilir”
“Kesin çözüm bulundu’ olarak algılanmamalı”
İlaçla ilgili verilerin teyidi için Faz 4 dönemi beklenmeli
Dünya çapında çözüm bekleyen en önemli sağlık sorunları arasında yer alan Alzheimer hastalığının ilerlemesini önlemek üzere geliştirilen ilaç büyük yankı uyandırdı. Prof. Dr. Tayfun Uzbay, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA) kullanımına onay verdiği “Aducanumab” isimli ilacın Alzheimer tedavisinde yeni bir sayfa açabileceğini söyledi. Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Hastaların ve hasta yakınlarının bu gelişmeyi ‘Alzheimer’e kesin çözüm bulundu’ şeklinde algılamaması lazım. Beklenti, hastalığın ilerlemesini yavaşlatıcı ve bilişsel becerileri daha fazla koruyucu bir etki şeklinde olmalı.” dedi. Prof. Dr. Tayfun Uzbay, ilaçla ilgili verilerin teyidi için Faz 4 döneminin beklenmesi gerektiğini ifade ediyor.
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Başkanı, Rektör Danışmanı, NPFUAM Müdürü Prof. Dr. Tayfun Uzbay, Alzheimer’ın ilerlemesini önlemek üzere geliştirilen Aducanumab isimli ilaç hakkında değerlendirmelerde bulundu.
65 yaştan sonra Alzheimer riski artıyor
Alzheimer hastalığının çözüm bekleyen en önemli sağlık sorunlarından biri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Özellikle 65 yaş sonrasında yaş ilerledikçe hastalığa yakalanma riski katlanarak artıyor. 80 yaşın üzerindeki her 5 kişiden birinin Alzheimer hastası olduğunu söyleyebiliriz. Dünyada yaklaşık 45 milyon Alzheimer hastası bulunuyor ve her yıl 7 milyondan fazla kişi Alzheimer hastalığına yakalanıyor. 2040 yılında 81 milyon, 2050 yılında ise 135 milyon kişinin Alzheimer hastası olacağı öngörülüyor. İnsanın ortalama 100 yaşına kadar yaşaması halinde nüfusun yüzde 75’inin Alzheimer hastası olacağı tahmin ediliyor.” dedi.
Alzheimer bellekte sıra dışı oluşumlara yol açıyor
Alzheimer hastalığına yol açan kesin nedenin bilinmediğini ifade eden Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Hastalıkta beyindeki bellekle ilişkili bazı bölgelerde nöron ve nöronal bağlantı kayıpları ve asetilolin isimli nörokimyasalın aktivitesinde belirgin bir azalma söz konusu. Ayrıca bellekle ilişkili bölgelerde ‘amiloid plaklar’ ve ‘nörofibriler yumaklar’ dediğimiz sıra dışı oluşumlar ortaya çıkıyor. Bu plaklar ve yumaklar, temiz bir suyu bulandıran kirlilik veya bir iletişim hattında iletişimi zorlaştıran pas tabakası gibi de düşünülebilir. Bilim insanları bellekle ilişkili sorunlara ve hastalığın giderek ilerlemesine bu plak ve yumakların yol açtığını düşünüyorlar ancak bunların hastalığın nedeni mi yoksa sonucu mu olduğu henüz tam olarak netleştirilemedi.” diye konuştu.
Mevcut ilaçlar ancak ilerlemeyi yavaşlatılabiliyor
Hastalığın maalesef koruyucu ya da ilaçla kökten bir tedavisinin mümkün olmadığını ifade eden Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Alzheimer’in güncel tedavisinde en çok kullanılan Takrin, Donepezil, Rivastigmin ve Galantamin gibi ilaçlar, asetilkolini parçalayan enzimi baskı altına alarak asetilkolinin beyinde miktarını ve etkinliğini artırmayı amaçlar. Glutamatın bağlandığı alıcılardan biri olan NMDA’yı ketleyen Memantin isimli ilaç bunlardan sonra tedaviye girdi. Mevcut ilaçlar kullanılarak tedaviye erken başlamak koşulu ile hastalığın ilerlemesinin bir miktar yavaşlatılması mümkün olsa da bunun ötesinde ilaçla tedavide henüz beklenen bir fayda sağlanamadı. Bu nedenle Alzheimer hastaları ölene kadar deneyimli veya uzman bir bakıcının bakımına muhtaç oluyor ve hastalık ilerledikçe özel bakım kliniklerine ihtiyaç duyuyorlar.” dedi.
Son 20 yılda Alzheimer için yeni ilaç sunulmadı
Alzheimer tedavisinin en çok yatırım yapılan nörobilim alanlarından biri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Uzbay, “Dünyanın birçok önemli merkezinde etkili bir tedavi sağlamaya yönelik ilaç araştırmaları sürdürülse de son 20 yılda tedaviye yeni bir Alzheimer ilacı sunulmadı. Bazı umut verici adaylar da klinik faz çalışmaları sırasında yan tesirleri veya beklenen etkiyi sağlayamamaları gibi nedenlerle onay alamadan rafa kalktı. Geçtiğimiz gün Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), uzun bir aradan sonra ilk kez bir Alzheimer ilacının kullanımına onay verdi. Aducanumab isimli bu yeni ilaç hem bilim çevrelerinde hem de hastalıktan mustarip kesimde sevinç ve umutla karşılandı.” diye konuştu.
Alzheimer tedavisinde yeni bir sayfa açılabilir
Prof. Dr. Tayfun Uzbay, Aducanumab’ın halen tedavide kullanılanlardan farklı strateji ile üretilmiş ve amiloid plakların oluşumunu engellemeye yönelik bir monoklonal antikor olduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Mevcut ilaçların hastalığın ilerlemesini yavaşlattığı düşünülürken, Aducanumab’ın Alzheimer’da ortaya çıkan hücre dışı amiloid plaklarının temizlenmesi yoluyla hastalığın ilerlemesini önleyeceği ve hastaların özellikle bilişsel işlevlerinde mevcut ilaçlara göre daha fazla düzelme sağlayacağı öngörülüyor. FDA’ya sunulan dosyada buna dair umut verici bazı veriler olsa da bu verilerin teyidi ancak Faz IV dönemi dediğimiz yaygın kullanımda sağlanabilecek. Zaten ilacın FDA’dan aldığı onayda oybirliği de yok. Tedavide kullanılması için erken olduğunu düşünen üyeler de olmuş. Ayrıca üzerinde araştırma yürütülen benzer başka monoklonal antikorlar da var. Bu yeni yaklaşımın Alzheimer tedavisinde yeni bir sayfa açacağını ve açılışı Adecanumab ile yaptığını söyleyebiliriz. İlaç özellikle hasta yakınları arasında büyük bir heyecan yaratmış olsa da şimdilik çok büyük bir beklenti içine girmemekte yarar var.”
Adecanumab kesin çözüm olarak algılanmamalı
İlaçla ilişkili güvenilir bilimsel veri tabanları incelendiğinde yaklaşık 100 kadar çalışma yapıldığının anlaşıldığını belirten Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “İlacı üreten firma dışında bağımsız araştırmacılar ve kliniklerden gelecek raporları da görmek gerekiyor. Bu biraz zaman alacak. İlacın Alzheimer hastalığını kökten tedavi etmesi ihtimali ise son derece düşük ihtimal, hatta mümkün görünmüyor. Zaten üreticinin de böyle bir iddiası yok. Bu nedenle hastaların ve hasta yakınlarının bu gelişmeyi “Alzheimer’e kesin çözüm bulundu” şeklinde algılamaması lazım. Beklenti, hastalığın ilerlemesini yavaşlatıcı ve bilişsel becerileri daha fazla koruyucu bir etki şeklinde olmalı. İlaç iddia edildiği gibi burada dikkate değer bir etki ortaya koyarsa, bu bile Alzheimer ile mücadelede oldukça büyük bir aşama olacak. Ayrıca benzer strateji ile üretilen daha etkili ilaçların da tedaviye girmesini kolaylaştıracaktır.” ifadelerini kullandı.
İlaç fiyatı mevcutlara kıyasla pahalı olacaktır
İlacın ne kadarlık bir fiyat ile ve nasıl bir protokol ile kullanıma sunulacağının önemli olduğunu da belirten Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Monoklonal antikor teknolojisine dayalı yeni ilaçların mevcutlara göre daha pahalı olacağı kesin. Fiyatın sigorta şirketleri veya devlet tarafından karşılanabilir ölçüde olması önemli. Türkiye’de de Sağlık Bakanlığı’nın bu yeni ilaca nasıl bakacağını ve değerlendireceğini zaman içinde göreceğiz. Sonuç olarak, Aducanumab’ın Alzheimer tedavisinde yeni ve umut verici bir sayfa açtığını, ancak hastalığın kökten tedavisine yönelik sevinç çığlıkları atmak için henüz erken olduğunu söyleyebiliriz. Bununla beraber ilacın hastalığın yavaşlatılmasında ve hastaların bilişsel işlevlerinin düzeltilmesinde mevcutlara göre daha etkili olması kuvvetle muhtemel.” diye konuştu.