Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Herkes bilgelik yolunda kendini geliştirmeli”
Bilgeliğin, zevk mutluluğunu değil, anlam mutluluğunu öğrettiğini kaydeden Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu zamanda bilgeliğe herkesin ihtiyacı olduğunu söyledi. Bilge bir kişi bulayım da ona sorayım demek yerine kişi bilgelik yolunda kendini geliştirmeye çalışmalı diyen Tarhan, bilgeliğin kişinin kendi bilgisinin sınırlarını tanıması, belirsizliği ve değişimi kabul etmesi, olayı bağlamıyla büyük resmi düşünebilmesi olduğunu belirtti. Tarhan, bilgeliğin bir durum değil yolculuk, yolda olmak olduğunu da sözlerine ekledi.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bilgelik konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Doğru bilgiyi ayırt etmek kolay değil
Özellikle 20. yüzyılın bilgelik yüzyılı olduğunu, 21. yüzyıla ciddi bir bilgi veri tabanı ile girildiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Büyük veri tabanının en büyük bir güç olduğu insanlık dönemine girdik. Bilgiye çok kolay ulaşılıyor fakat bu bilginin içerisinde iyi, doğru, güzel, faydalı olanı ayırt etmek çok daha önemli bir hale geldi. Daha önce böyle durumlarda bilge kişilere danışılıyordu. Şimdi bu kişilerin yerine arama motorlarına giriyorsunuz, birçok bilgiye kolayca ulaşıyorsunuz ama bu bilgi benim için iyi mi, faydalı mı, geçerli mi, güvenli mi, değerli mi, değersiz mi, zararlı mı, değil mi insanoğlu buna karar veremiyor.”dedi.
Bilgi ayrı, bilgelik ayrı kavramlar
Bilginin ayrı, bilgeliğin ayrı kavramlar olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, zaman zaman çok akıllı bilinen kişilerin de çok büyük hatalar yapabildiklerini söyledi. “21. yüzyılda bilgelik daha çok bir ihtiyaç olacak” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bilgeliğe ihtiyaç olacak çünkü bu kadar bilgi bolluğu hatta kirlenmesi içerisinde faydalı, doğru, geçerli bilgiyi nasıl bulup çıkarabileceğiz? Şu anda bu konuda ciddi eksiklikler var. Herkes ualaşımıyor.” dedi.
Doğru bilgeliğin özeti: Bir Azeri atasözü
Son olarak kaleme aldığı Bilgelik Psikolojisi kitap serisinde yer verdiği bir Azeri atasözüne işaret eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Çok güzel Azeri atasözü vardır. O kitaba onunla giriş yaptım: ‘Az yiyerem hekimle işim olmaz, düz giderem hâkimle işim olmaz.’ diyor. Buradaki düz, doğruluk anlamında kullanılıyor. ‘Doğru gidersen, dürüst olursan ve hâkimle, mahkemeyle, kaosla, kanunla işin olmaz. Az yersen de sağlığına zarar olmaz.’ Aslında bir nevi bu bilgelik işte. Bu doğu bilgeliğin bir özetidir.”dedi.
Hedonizmin olduğu bu çağda bilgeliği kaybettik
Günümüz dünyasında bu bilgeliğin kaybedildiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu zamanda bilgi çağında, haz ve hız çağında o kadar hızlı yaşıyoruz ki hedonizmin olduğu bu çağda bilgeliği kaybettik. Mesela Sokrates’in talebesi Eflatun ve Aristo’nun insanın mutluluğunu hedonistik mutluluk ve ‘eudaemonik’ anlam mutluluğu diye ikiye ayırıyor. Hedonistik mutluluk kişinin zevk peşinde koşup, bir zevke ulaşınca mutlu olması ama bu kayıyor ve zevkler mutlu etmiyor. Günümüzde bütün zevklere ulaştım yine mutlu değilim diyen insanlar çoğaldı.”dedi.
İnsanı tatmin edecek mutluluk anlam mutluluğudur
Anlama bağlı mutluluğun önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İşte bilgelik, bunu öğretiyor. Anlam mutluluğunu öğretiyor. Zevk mutluluğunu değil, anlam mutluluğunu öğretiyor. Zevk mutluluğunda kişi evim olsun, arabam olsun istiyor. Maddi beklentiler ortaya çıkıyor. Bir gün varlıklı bir aileden bir hanımefendi bize başvurdu. ‘Pırlanta yüzüklerim var, spor arabam var, havuzlu villam var. Her şeyim var ama yine mutlu değilim’ dedi. Aslında burada cevap sorunun içindedir. Mutluluğu bir maddeye bağlamış. Anlam mutluluğu değil, anlam mutluluğu somut mutluluk. İnsanı tatmin edecek mutluluk, soyut mutluluktur; o da anlam mutluluğudur. Hayatını anlama uygun geçirebilmektir. Bilgelik işte bunu öğreten bir yoldur.” dedi.
Alim başkalarına, arif kendine şekil veren insandır
Kültürümüzde yer alan “âlim, arif ve hikmet” tabirlerine dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Âlim, bir konuda ilim sahibi ve bilgili olmaktır. Mesela depremle ilgili alimsen o konuda son sözü sen söylersin, senin görüşün alınır, bilgin vardır. Alim insan en iyi bilgiyi insanlara anlatmaya çalışır. Sokrates’in bilgelik tanımı da arife çok uyuyor. Arif, kendini tanıyan kimsedir. Kendine şekil veren kimsedir. Âlim başkalarına heykel gibi şekil veren kimsedir. Arif kendine şekil veren kimsedir.”dedi.
Bilgelik zarar vermemek ve iyilik yapmaktır
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bilgeliğin bir cümlede özetlenmesi gerekirse “Başkasına zarar verme, iyilik yap” şeklinde özetleyenler olduğunu belirterek “Kimseye zarar verme, iyilik yap. Hiçbir şeye zarar verme, iyilik yap. Özeti zarar verme, iyilik yap denebilir.
Başkalarına faydalı olmak da bilgeliktir
Kişinin iyi insan olmasının yanı sıra ahlaki değerlerinin, temel değerlerinin iyi olmasıyla birlikte kişinin başkalarına faydalı olmasının da bilgelik olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Sadece kendine faydalı olan kişiler benmerkezci kişilerdir. Bu kişiler zarar verme iyilik yap ilkesine uymamış oluyorlar. Hikmet arayışı içinde olmak önemlidir. Yani hem kendimizi tanımamız hem başkalarını tanımamız hem de en doğru, en iyi şekilde nasıl yapmamız gerektiğini düşünmek önemlidir. Yerinde ve zamanında, neyi, nasıl, nerede, ne zaman, niçin yapacağını sorarak hareket edebilmek hikmetle hareket etmektir. 5N1K aslında hikmet sorularıdır. Onun için bu sorular, bizim hikmet bilgeliği öğrenirken bu asırlardan gelen birikimleri ve bu çağın doğrularını sentez edebilmektir.” diye konuştu.
Bilgelikten ne anlaşıldığının da önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “O nedenle bilgeliği sadece bir kenara çekilip yaşayan bir kişi olarak görmemek gerekiyor. Konfüçyüs bilgeliği şu şekilde tanımlıyor: ‘Kendi iç dünyasına düzen getiren bir kimse, önce sosyal hayatına ev işlerine düzen getirir. Daha sonra devlet işlerine düzen getirir’ diyor. Bilgeliği böyle tarif etmiş.” dedi.
Bilgeliğin hayatın her alanında uygulanması gereken bir kavram olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kişi eğer bir yöneticiyse kendi işlerini, kendi iç düzenini, sosyal işlerini ve şirketin işlerini yönetiyorsa, bunları düzenli bir şekilde yürütebilmek aslında bunları yapabilmek bilgeliktir. Bilgelerde vizyon önemlidir. Sadece bugünü iyi yönetmesi yetmiyor, beş sene on sene sonrasını uzun vadeli düşünme ve tahmin edebilirlik çok önemlidir.” dedi.
Kişinin kendini geliştirmek gibi bir amacı olmalıdır
Bilgi çağında bilgelikle ilgili her konuda kişinin kendisini geliştirmenin ve bilgelik yolunda olmak gibi bir amacının olmasının çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Son yıllarda bilgeliğin psikolojik boyutları da ön plana çıktı. Bir kişi kendi kendinin lideri olamazsa bir ailenin lideri olamıyor, bir toplumun lideri olamıyor. Bir kişinin kendine karşı da empati yapması lazım. Empati yapmayı, başkasının duygularını, ihtiyaçlarını dikkate alma olarak tanımlıyoruz. Empati bilgelikte de ruh sağlığında da toplumda da önemli bir kavramdır. Empati, ahlaki temellerin en temelidir. Psikolojide kişinin kendine de empati yapması ancak kendine de haksızlık yapmaması gerekiyor. Kendi haklı ihtiyaçlarını da dikkate alması gerekiyor. Bu kişinin kendiyle barışık olmasını sağlıyor. Onun için bilgelik psikolojisini önemsedik.”dedi.
Psikoloji çareyi bilgelikte buldu
Günümüzde insanlığın refah seviyesinin çok yükselmesine rağmen suç ve şiddettin arttığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Dünya genelinde intihar artmış durumda, boşanmalar artmış durumda. Böyle bir durumda insanlar varlıklı ama mutlu değil. Psikoloji bilgeliği araştırdı. Çareyi, çözümü bilgelikte buldu. Bununla ilgili bilim dalı gelişti ‘mutluluk bilimi’, ‘pozitif psikoloji’ deniyor. Dünyanın önde gelen üniversiteleri bunu ders olarak veriyor. Bu iyilik bilimi diye de geçiyor. Bu bilgelik öğretisi küresel ihtiyacının bir ifadesidir. Hepimizin ihtiyacı var buna.”dedi.
Bilgelik yolunda ilerleyen insanın kendini geliştirmeye çalışan bir insan olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Çünkü bir insanın yeri, hayatının sonunda belli olur. Terazinin bir tarafına artıları bir tarafına eksileri konur. Bu kişi insanlığa ne katmış, nasıl bir hayat geçirmiş, ne gibi izler bırakmış, iyilikleri mi daha çok yoksa insanlara verdiği olumsuzluklar mı daha çok diye bir terazide tartılır. Bu insanla ilgili genel bir kanaat oluşur.” diye konuştu.
Bilgelikte akla duygular da ekleniyor
Kişinin problem çözme becerisinin de bir tür bilgelik olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan,
“Felsefede duygular yok. Sadece düşünce, akıl var ama bilgelikte akla duygular da ekleniyor. İşte pozitif psikoloji bunu yaptı. Psikolojiye ihtiyaç var. Bilgelik, duyguları felsefeye kattı. Duygular da bilimsel kategori olarak anlaşıldı. Duyguların nörobilimi ortaya çıktı.” dedi.
Duygular, felsefenin de önemli bir alanı oldu
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İnanç konusu hep şöyle kabul ediliyordu: İnancın akılla ilgisi yoktur. İnsan inanır akılla yolda gitmez diyordu. Duygular bilimsel kategoride değerlendirildikten sonra artık sadece bilgeliğin bir konusu değil felsefenin de önemli bir alanı oldu. Arizona Üniversitesi geçtiğimiz yıllarda bir manifesto yayınladı. Adı ‘post materyalizm bilim manifestosu’. Yani materyalizm ötesi bir bilim var artık. Bu da rasyonel inanç gerekiyor. Akla uygun inanç, sağlam inançtır. İnsan ölümden sonrasına açıklama getiremezse mutlu olamıyor, anlam yakalayamıyor.” dedi.
Bilgelik Psikolojisi kitabı iki bölümden oluşuyor
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Bilgeliğin Psikolojisi kitabını iki bölüme ayırdığını, birinci bölümde “Rasyonel inanç, Spinoza’nın yanılgısı ve evrimin evrimi” şeklinde bir başlık attığını söyledi. İkinci kitapta da iyi, doğru, güzeli bulma sanatı kavramlarını ele aldığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu kitapta iyi, doğru, güzeli bulma sanatı diye bazı bilgelik hikâyeleri ile insan mutluğu kavramlarını birleştirmeye çalıştığını kaydetti.
Bilgelik evrensel bir doğrudur
Bilgeliğin bilginin doğru kullanımı anlamına geldiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şunları söyledi: “Bu zamanda da bilgeliğe herkesin ihtiyacı var. Yani bilge bir kişi bulayım da ona sorayım demek yerine kişi bilgelik yolunda kendini geliştirmeye çalışsın. Bu bilgelik hayatlara daha güzel geçer, daha mutlu olurlar, hem mutlu hem başarılı olurlar. Hem başkalarına faydalı hem kendilerine faydalı olurlar. Böyle bir insan tipine çok ciddi ihtiyacımız var. Bencillik ile bilgelik bir arada olmuyor. Yaşadığı toplumun bir parçası olduğunu unutan bir kimse, bilgeliğini kaybeder. Bilgelik kişinin kendi bilgisinin sınırlarını tanıması, belirsizliği ve değişimi kabul etmesi ve olayı bağlamıyla büyük resmi düşünebilmesi ve olaya farklı bakış getirerek yeni sorun çözme stilleri geliştirebilmesidir. Bilgelikte büyük fotoğrafa bakmak çok önemlidir. Onun için bilgeliğin öğrenilmesi gerekiyor. Bilgelik bir durum değil yolculuktur, yolda olmaktır. Bırakalım biz bilgelik yoluna girelim. Bakın o zaman nasıl bilgiler önümüze çıkıyor da ne güzel anlamlar buluyoruz. Hem insan kendisiyle barışık biri oluyor hem çevresine pozitif enerji veren birisi oluyorsun, mutluluk veriyorsun. Mesela Rahibe Teresa bilge bir rahibeydi. ‘Dünya nasıl yaşanılabilir olur?’ diye soruyorlar. ‘Birebir iyilik yapmakla yaşanır olur’ diyor. O yüzden bilgelik evrensel bir doğrudur, bunu yapacağız.”