Üsküdar Üniversitesi tarafından düzenlenen 3. Uluslararası Yalnızlık Sempozyumu, bu yıl “Dijitalleşme ve Yalnızlık” başlığı altında gerçekleştiriliyor. Üsküdar Üniversitesinden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı ve Avrasya Üniversitesinden Dr. Öğretim Üyesi Nihan Kalkandeler tarafından gerçekleştirilen “Türkiye Dijitalleşme ve Yalnızlık Araştırması Sonuçları” da açıklandı. Türkiye genelinde 7 bin 140 kişinin katıldığı çalışma ilginç sonuçlarıyla dikkat çekti. Araştırmaya göre gençler ve kadınlar daha yalnız.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Yönetim Üst Kurulu Başkanı Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, geleceğin tehlikesinin nükleer silah değil, küresel bencillik olduğunu belirterek “Bunun sonucu da yalnızlık. İnsanlığı ve gelecek kuşakları bekleyen yalnızlığı vurgulamamız ve bununla ilgili bazı şeyler yapmamız çok önemli.” dedi.
10-11 Aralık 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilen sempozyumda dijitalleşmenin yalnızlığa etkileri, Kazakistan, İngiltere ve Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden bilim insanları ve akademisyenlerin katılımlarıyla ele alınıyor.
Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı: “Dijitalleşme ve yalnızlık ilişkisi derinlikli ele alınacak”
Pandemi tedbirleri çerçevesinde çevrimiçi düzenlenen sempozyumun açılış konuşmalarını Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı, Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı yaptı. Dijitalleşmenin iletişim, kültürlenme, güncel gelişmeleri anlık takip edebilme gibi artılarının yanında bireylerin yaşam dengesini ele geçiren bir güce sahip olduğunu dile getiren Süleymanlı, dijitalleşme süreçleri ile yalnızlık durumu arasındaki karmaşık ilişkileri bütünlüklü, özgün ve derinlikli bir biçimde tartışmayı hedeflediklerini söyledi.
80’ler dizisinden özel mesaj
80’ler dizisi oyuncularının dijitalleşme ve yalnızlık üzerine sempozyuma özel dizi setinde çekilmiş video mesajının da gösterildiği sempozyumun ilk oturumunda, dijital çağda yalnızlık ele alındı.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Dijitalleşme arttıkça yalnızlık da artıyor”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Yönetim Üst Kurulu Başkanı, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Dijitalleşme Çağında Yalnızlık” başlıklı bir konuşma yaptı. Dijitalleşme ve yalnızlık arasında ciddi bir şekilde sebep sonuç ilişkisi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Dijitalleşme arttıkça yalnızlık da artıyor. Dijitalleşme şu anda ciddi bir küresel gerçek. Bu küresel gerçeğe karşı bizim yalnızlaşma olmadan nasıl bir çıkış yolu bulabiliriz diye düşünmemiz gerekiyor.” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Sosyal medya yerine sanal medya denilmeli”
“Sosyal medya” yerine “sanal medya” denilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Hep sosyal medya deniyor ama dijital medya aslında sanal medya. Hiçbir sosyallik yok ki orada dijital bir iletişim var. Konuşma yok, sohbet yok, fiziksel bir temas yok, yakınlık yok içtenlik yok, samimiyet yok. Sanal medya aslında.” dedi.
Dijital dünyada 2000’li yıllardan sonra dijital dönüşümlerin yaşandığını, 1993‘te ilk internetin kullanılmaya başladığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Dijitalleşme 2000’lerin ortalarında artık kişinin kendini yeni ifade ettiği bir iletişim alanı haline geldi. Burada dijitalleşme ile yalnızlık arasındaki ilişkiye yeni boyut kazandıracak bir şey var. 2018’de Davos’ta konuşuldu ve küresel değişimlerin sinyali verildi. Orada dijital kontrol alt yapısı oluşturulup ilan edildi. Hatta orada bir itiraz sesi de yükseldi. Harari, ‘Dünyada dijital diktatörlüğe gidiliyor. Özgür olan son nesiliz.’ dedi. Bu haklı bir yansıma da aldı. ‘Yeni Tanrı yapay zekâ’ kavramı konuşuldu. Tanrı nedir? Her şeye gücü yeten, her şeyi kontrol eden, her şeye güç veren. Burada da en büyük güç anlamında kullanıldı ve yapay zekâya böyle bir anlam yüklendi. ‘Zihinlerimiz beyinlerimiz hacklenebilir’ denildi ki doğru. Çeşitli dalgalarla kullanıyoruz. Manyetik uyarıları ve radyo frekanslarının hayvanlara etki ettiğini ve değiştirdiğini gören çalışmalar var.” dedi.
Bu alandaki çalışmaların devam ettiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, özellikle beyin hastalıkları alanında önemli çalışmaların yapıldığını, bilimin yeni uzayının beyin olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Metaverse, sanal evrende üç boyutlu kimliğimiz olacak”
Metaverse denilen yeni bir kavramın artık konuşulduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Metaverse derken evren üstü denilmek isteniyor. Şu anda sanal evren planı var. Sanal evrende çevrimiçi oyunlar var ve arttırılmış gerçeklik kullanılıyor. Bu evrende özel bir gözlükle dijital paralarla alışveriş yapılacak. Finansal sistem ve sanal evren oluşturulacak. Birbirinden bağımsız mecralar her biri. Mesela bizim sosyal medyada bir kimliğimiz var. Oradaki kimlik artık üç boyutlu olacak. O kimlikle artık siz sanal evrende girip sokaklarda dolaşacaksınız. Alışveriş yapacaksınız, oradaki kripto paralar kullanılacak. Gerçek dünyanın davranışını arttırılmış gerçekle teknolojiyle orada yaşayacağız. Blockchain bütün bilgiler kayıt altına alınacak. Veri tabanı oluşturuyor. Her şey kayıt altına alınacak ve bu o dünyada dijital varlıklar oluşacak. İnsan o evrene girecek, hiçbir iş yapmadan gezecek ve eğlenecek. Tüm bunlar sanal evrende yaşanacak.” diye konuştu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Dünyada ilk 10’dayız”
Dünyada sosyal medya kullanımının en çok kullanıldığı ülkenin Güney Kore, ardından İngiltere olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Biz de ilk ondayız dünyada. İnternet alt yapısında kullanmada ABD’den öndeyiz. Türkiye de kişi başına günde 7 saat kullanım var. Birçok konuyu orada çözmeye çalışıyoruz, orada yapıyoruz.” dedi.
İnsanlığın gidişine bakıldığında zenginleşmeye rağmen aynı oranda mutluluk puanının artmadığını, hatta düştüğünü belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bunun sebebi araştırıldığında Kaliforniya Sendromu ortaya çıkıyor. En çok orada dikkat çektiği için onun ismi verildi. Dört tane ana belirtisi var: Birincisi Hedonizm yani zevkçilik. Bu çağın insanı ego ideali olarak haz peşinde koşmayı yaşam felsefesi olarak kabul ediyor. Fedakârlık yapmak, ülke için, vatan için fedakârlık yapmak önemsenmiyor. Bunun yerine kişi ben önemliyim diyor. Kimi zaman gözlemliyoruz. Amerika’da eğitim almış bazı psikolog arkadaşlar, evlilik problemi çıktığı zaman ‘Sen önemlisin, aile önemli değil. Ayrıl’ tavsiyesinde bulunuyor. Aile demek birlikte uzun bir yolculuğa çıkmak demektir. Uzun yolculuğa çıkan biri okyanusun ortasında ben gemiyi terk ediyorum diyebilir mi? Bu anlayış kendi çıkarları için yaşayan ve kendi zevklerini önemseyen bir insan tipini ortaya çıkardı. Kendi zevkini ego ideali seçen bir insanda benmerkezcilik ortaya çıkıyor. ‘Ben önemliyim aile önemli değil’ diyor. Böylece aile içi adalet olmuyor. Güçlünün dediği olur.” diye konuştu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Yalnızlık ve mutsuzluk ortaya çıkıyor”
Kaliforniya sendromunun ikinci belirtisinin benmerkezcilik, üçüncü belirtisinin yalnızlık ve dördüncü belirtisinin ise mutsuzluk olarak ortaya çıktığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Zevki amaç edinen, sadece kendi çıkarını düşünen bir kimse eşi hasta olunca dünyaya bir daha mı geleceğim diyerek evliliği bitiriyor. Çocuğu ergenlikte sorun yaşamaya başlayınca Sosyal Hizmetler Kurumu ilgilensin, ben 18 yaşından sonra karışmam diyor. Böyle durumlarda sosyal bağlar zayıflıyor. Mutsuz insanlar çoğalıyor.” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Geleceğin tehlikesi küresel bencillik”
Mutsuzluğun tabi bir duygu ve ruh hali olduğunu, depresyonun ise klinik bir durum olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Mutsuzluk çok uzun sürdüğü zaman beyin kimyası bozuluyor ve depresyon oluyor. Klinik ve uzman yardımı gereken bir noktaya geliyor. Şiddet artıyor, suçlar artıyor, acımasızlık artıyor bütün bunlar sonucunda toplumsal barış, tehdit yaşıyor. Geleceğin tehlikesi nükleer silah değil, geleceği tehlikesi küresel bencillik. Bunun sonucu da yalnızlık. Metaverse sonrası sanal dünyaya girecek insan, evlenmeye ne gerek var ki diyecek, çalışmaya ne gerek var ki diyecek. ” dedi.
“İnsanlığı bekleyen, gelecek kuşakları bekleyen yalnızlığı vurgulamamız, bununla ilgili bazı şeyler yapmamız çok önemli.” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Burada üretilen bilgileri biz yayına dönüştürüp bilimsel dünyaya duyuralım, bizim vazifemiz bunları yapmak. Harikalar çağında yaşıyoruz bence. İyi ve güzeli biz anlatalım, adım atalım bunun karşısında iyi ve güzel değişiklikler olur.” dedi.
Pamukkale Üniversitesi’nden Prof. Dr. Milay Köktürk, “Dijital Çağda Derin Yalnızlaşma” ve Marmara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Durmuş Ümmet “Sosyal Medya Bağımlılığı ve Yalnızlık” başlıklı sunumlarıyla sempozyuma katıldı. Bireyin yaşadığı yalnızlık duygusuyla olumsuz psikolojik göstergeler arasında yakın ilişkiler bulunduğunu gösteren araştırmalar olduğunu ifade eden Doç. Dr. Durmuş Ümmet, “Yalnızlık düzeyi yüksek olan bireylerde düşük yaşam doyumu, akademik ve sosyal başarısızlıklar, olumsuz sosyal davranışlar, depresyon, intihar eğilimi, düşük benlik saygısı gibi birçok konu var.” dedi
Üsküdar Üniversitesinden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı ve Avrasya Üniversitesinden Dr. Öğretim Üyesi Nihan Kalkandeler tarafından gerçekleştirilen “Türkiye Dijitalleşme ve Yalnızlık Araştırması Sonuçları” da açıklandı. Türkiye genelinde 7 bin 140 kişinin katıldığı çalışmanın çarpıcı sonuçları dikkat çekti.
Yabancı katılımcılar, dünyadaki yalnızlığı anlattı
Sempozyumun ikinci oturumuna Institute for Demographic Research’ten (IDR, FCTAS, RAS)
Prof. Dr. Sergey Ryazançev ve Prof. Dr. Tamara Rostovskaya, “Dijital Çağda Göçmen Kadınların Yalnızlığı” başlıklı sunumlarıyla katıldı.
Doğu Kazakistan ve İngiltere’deki yalnızlık ele alındı
S.Amanjolov Doğu Kazakistan Üniversitesinden Psikolog Botagöz Tolepbergenova ve Doç. Dr. Yelena Barabanova ise “Dijital İletişim Bakımından Yetişkinlerde Bir Yaşam Tarzı Olarak Yalnızlık” başlıklı sunumlarıyla sempozyuma katıldı.
İngiltere’den Compaign to End Loneliness Direktörü Robin Hewings, sempozyuma “Birleşik Krallık’ta Yalnızlık: Campaign to End Loneliness’dan On Yıl Boyunca Öğrenilenler” başlıklı sunumuyla katıldı.
Prof. Dr. Barış Erdoğan: “Çevrimiçi Buluşma Sitelerinde Kadınların Yalnızlıktan Kurtulma Deneyimleri” anlattı.
Sempozyumun üçüncü oturumunda ise uzmanlar, yalnızlık konusunu farklı perspektiflerden değerlendirdi. Çukurova Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mustafa Günay, “Dijital Çağda İnsan İlişkileri ve Yalnızlık: Felsefi Bir Bakış”; Üsküdar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Barış Erdoğan ise “Çevrimiçi Buluşma Sitelerinde Kadınların Yalnızlıktan Kurtulma Deneyimleri” başlıklı sunumuyla dikkat çekti.
Hacettepe Üniversitesinden Prof. Dr. Süleyman Sadi Seferoğlu, “Dijital Dönüşüm Sürecinde Dijital Yalnızlık” konusunu ele alırken; Anadolu Üniversitesinden Dr. Öğretim Üyesi Ufuk Eriş, “İnsan ve teknolojinin yalnızlık bağlamında karşılıklı varoluşsal ilişkisi” sunumuyla yalnızlığa farklı bir bakış açısı getirdi.
İkinci gün kalabalıkların yalnızlığı konuşulacak
Sempozyumun 11 Aralık 2021 Cumartesi devam edecek olan ikinci gününde ise iki ayrı oturum gerçekleşecek. İlk oturumda İstanbul Üniversitesinden Prof. Dr. Veysel Bozkurt, “Kalabalıkların Yalnızlığı” başlıklı konuşmasıyla katılacak.
İstanbul Teknik Üniversitesinden Prof. Dr. Belma Oğul ve Arş. Gör. Oğul Köker, “Erkeğin Yalnız Mekânı Olarak Ev Stüdyosu”; Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesinden Prof. Dr. Fulya Bayraktar, “Dijitalleşen Dünyada İnsan Olma Sorunu” ve Trakya Üniversitesinden Doç. Dr. Deniz Mertkan Gezgin, “Nomofobi ve Yalnızlık İlişkisi” sunumuyla katılacak.
“Yalnızlık, Yalnızlaştırma ile Ayrımcılık ve Şiddet İlişkisi” ele alınacak
Sempozyumun son oturumunda ise Hacettepe Üniversitesi Prof. Dr. Kadriye Bakırcı tarafından “Yalnızlık, Yalnızlaştırma ile Ayrımcılık ve Şiddet İlişkisi” ele alınacak.
Üsküdar Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Cem Tutar ve İletişim Uzmanı-Sosyolog Bilge Evran da “Dijital Mekânlar ve Yalnızlık” başlıklı sunumlarını gerçekleştirecek.
Yapımcı senarist Birol Güven: “İnterneti Olan Yalnız Olmaz”
Eğitimci, yazar Hülya Mutlu’nun “Dijitalleşme ve İş Hayatında Yalnızlık” başlıklı sunumuyla devam edecek oturum, yapımcı-senarist Birol Güven’in “İnterneti Olan Yalnız Olmaz” başlıklı sunumuyla sona erecek.
3. Uluslararası Yalnızlık Sempozyumu, Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı’nın kapanış konuşması ile sona erecek.