Medikal Estetik Hekimi Dr. Biran Ekici, “Kanda pıhtılaşmayı sağlayan trombosit (platelet) kanın temel hücrelerindendir. Pıhtılaşmayı sağlama yanında onarım ve iyileştirme sürecine katkısı PRP’nin birçok tedavide kullanılmasına sebep olmuştur. Hasar görmüş dokuların onarımını sağlamak için gereken “büyüme faktörlerini” yapısında barındıran kan bileşenleri olan trombositler (platelet) dokularda bir hasar oluşursa bu dokuya toplanarak bir onarım süreci başlatırlar. PRP uygulaması hedef dokuya kan dolaşımı ile taşınabilecek olandan çok daha fazla sayıda plateleti verme amacı taşır.
PRP ile elde edilen plateletlerin yoğunluğu kandakinden 2-4 kat fazla olduğundan PRP tedavisi sonrasında hasarlı dokunun onarımı hızlı ve güçlü bir şekilde başladığı gözlemlenmiştir. Kök hücre ve Prp tedavisi birbirinden farklıdır. Kök hücre tedavisi veya hücresel tedavi bir yaralanma veya hastalığı tedavi etmek amacıyla hasar görmüş olan bir organa yeni hücrelerin tanıtılması anlamına gelmekte. PRP uygulamasında ise hasarlı dokunun onarımı için onarımı başlatan ve uyaran bir faktör olarak plateletlerden yararlanılmaktadır” dedi.
Ciltte uygulanan PRP işleminin ince çizgilerde, leke tedavisine destek olarak, vücutta çatlak tedavisinde, parlak ve sağlıklı bir cilt için uygulanabildiğini kaydeden Dr. Ekici, “Ciltte fibroblastları uyararak yeni elastin kollejen sentezlenmesini sağladığı bilinmektedir. Yüz, boyun, kollar, eller, bacak içleri ve dekolte gibi vücut bölgelerinde estetik amaçlı lazer ve peeling gibi uygulamalardan sonra, derinin hızlı bir şekilde yapılanmasının sağlanması amacıyla. Yıllarca UV ışınlarına maruz kalmaya bağlı deri kırışıklarının düzeltilmesi, çöküklerin giderilmesi, esneklik ve parlaklığın geri kazanılması amacıyla.
Yara, çatlak ve deri niteliğinin zarar gördüğü, iyileşmesi uzun süren durumlarda kontrolün sağlanması amacıyla, ayrıca saç dökülmesi tedavisinde tek başına kullanılabildiği gibi, diğer yöntemlere yardım amacıyla da uygulanabilir. PRP , Androgenetik alopesi (hormona bağlı saç dökülmesi) de, mevsimsel dökülmelerde, diğer tüm sistemik dökülme durumlarında tedaviye destek olarak uygulanabilir. PRP saçlı deride sinyal ileti yolaklarını aktive ederek hücrelerin yaşam sürelerini uzatır, kıl döngüsündeki yapım fazını uyarır ve kıl foliküllerinin etrafındaki damar ağını artırcı özellik gösterir” diye konuştu.
Kişinin ihtiyacına göre 10-15 günlük aralıklarla en az 6 seans uygulama yapmanın gerekebildiğini kaydeden Dr. Ekici, “Hekimin ihtiyaç görmesi durumunda mezoterapi ürünleriyle birlikte yapılabilir. Uygulama sonrasında hafif kızarıklık normaldir, işlem sonrası uygulama yapılan bölgenin o gün yıkanmaması gerekir. Gebeler, emziren anneler, kan sulandırıcı ilaç kullanan kişilerde, kollejen doku hastalıklarında ve kronik enfeksiyon hastalarında PRP uygulaması yapılmaz” şeklinde konuştu.