Pek çok hastalığın tedavisinde kullanılan beyin pili (DBS) Parkinson hastalarının da yaşam kalitesini artırıyor.
Parkinson hastalığı hareketlerin yavaşlaması, kol ve bacaklarda istirahat halinde ortaya çıkan titremeler, kaslarda katılık ve sertlik, postür reflekslerinde azalma gibi ana bulgularla seyreden, ancak bunların yanında birçok diğer sistem bulgusunun da olabildiği yavaş ilerleyici bir beyin hastalığı. Vücutta hareketin kontrolünü ve dengesini sağlamada önemli bir rolü olan “dopamin” adlı kimyasal maddenin üretim yeri olan “substansiya nigra” isimli bölgede, dopamin üreten hücrelerde etkilenmeler ve kayıplar ortaya çıkıyor. Belirli bir oranda hücre kaybı olunca da hastalarda bulgu ve belirtiler görülmeye başlıyor. Parkinson hastalığının kesin bir tedavisi yok ancak bazı ilaçlarla hastalığın belirtileri hafifletilebiliyor. Bazı durumlarda semptomların iyileşmesi için beynin çeşitli bölgelerine cerrahi olarak müdahale edilebiliyor. Üstelik hastalığın hem epidemiyolojisine yönelik bilgiler hem de tedavisine yönelik farklı seçenekler son yıllarda arttı. Anadolu Sağlık Merkezi’nde de ve bazı merkezlerde bu tedaviler kullanılıyor. Bunlardan en yeni ve etkili tedavi yöntemi ise beyin pili (DBS). Bu yöntemle hastalık tamamen yok olmasa da hastanın hayat kalitesini artırmak ve hastalığın ana bulgularını büyük oranda düzeltmek mümkün.
Anadolu Sağlık Merkezi Nöroloji Bölümü Direktörü Prof. Dr. Yaşar Kütükçü ile Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü Direktörü Prof. Dr. Serdar Kahraman’ın paylaşımlarıyla, Parkinson hastalığının geleceğine yepyeni bir ışık tutan beyin pili tedavisi hakkındaki ayrıntıları bu yazımızda okuyabilirsiniz.
Vücutta belirtiler nasıl seyrediyor?
Hastalarda bulgular büyük oranda tek taraflı başlayıp yıllar içinde vücudun diğer tarafına da geçebiliyor. Hastalık ilerledikçe vücudun öne ve yanlara doğru eğilmesi (fleksiyon postürü), harekete başlamada zorluk (donma), unutkanlık, psikiyatrik bulgular, kabızlık gibi sindirim sistemi bulguları, ürolojik belirtiler, uyku bozuklukları gibi diğer sistem etkilenmeleri de ortaya çıkıyor.
Parkinson önlenebilir mi?
Hastalığın ilerleyişini tamamen durduracak bir tedavi yöntemi yok ancak hastalık insanların yaşam süresini kısaltmaz, mevcut bulguların tedavisi ile de hastalar yıllarca yaşam kalitesini belirli seviyede tutarak tedavi edilebilirler.
Tedaviye büyük oranda iyi yanıt veriyor
Tanı doğru konmuş ise Parkinson hastalığı tedaviye yüzde 90’ların üzerinde iyi yanıt veriyor. Tedavi yöntemlerini ise; ilaç tedavisi, cerrahi tedavi ve diğer yöntemler olarak sınıflandırabiliriz. Fakat tüm bu tedavi planlarının deneyimli bir nöroloji uzmanı tarafından yapılması oldukça önemli. Çünkü bu konuda çok çeşitli ve etkili ilaçlar mevcut. Örneğin, ileri evre hastalarda ortaya çıkan bazı komplikasyonları tedavi etmek ve hastalık bulgularını düzeltebilmek için apomorfin uygulaması ve devamlı dopamin infuzyonu (levodopa içeren özel hazırlanmış jellerin, özel bir pompayla ince bağırsağa gün boyu verilmesi) şeklinde özel tedavi seçenekleri geliştirilmiş ve uygulanmakta.
Bazı hastalarda ilaç tedavisi ile yeterli yanıt alınamazsa veya ilaçlara bağlı istemsiz hareketler gelişmiş ise cerrahi tedavi yapılabiliyor. Bunlar beyinde bazı özel çekirdeklere yönelik yakma cerrahisi (talamotomi, pallidotomi) veya özel bazı çekirdeklere elektrot yerleştirerek buralara stimulus gönderme (talamik stimulasyon, pallidal stimulasyon ve subtalamik stimulasyon gibi) şeklindedir. Özellikle cerrahi, bazı Parkinson hastalarında iyi bir tedavi seçeneği olarak kullanılıyor, ancak ameliyatın kime ve nasıl yapılacağının kararını vermek çok önemli.
En yeni tedavi: beyin pili (dbs)
İlk olarak Prof. Benabid’s ile 1983 yılında tanıştığımız beyin pili (DBS) uygulaması, günümüze kadar oldukça büyük gelişim göstererek yüksek standartlı merkezlerde rahatlıkla uygulanabilen bir tedavi yöntemi haline geldi. Bu uygulama, kalpteki ritim bozukluklarını normale getirmek için kullanılan kalp pili uygulaması ile karşılaştırılabilir.
Derin Beyin Stimülatörü (DBS) beyindeki anormal siklus oluşumunu düzeltip beynin normal çalışmasını sağlıyor. Burada DBS, nörolojik fonksiyon bozukluğuna neden olan beynin özellikli noktalarına devamlı elektrik uyarısı veriyor ve böylece dopamin salgılanmasını düzenleyerek problemi ortadan kaldırıyor.
Pil, nasıl bir yöntemle takılıyor?
DBS mikroelektrod ucu beynin; talamusun ventralis intermediate nükleusu (Vim), globus pallidus interna (GPi) ve subtalamik nikleustur (STN) hedeflerine üç komponent ile yerleştiriliyor:
1 Elektrod; bu aslında etrafı kaplanmış, beyindeki hedefe yerleştirilen kablodur.
2 Elektrod, uzatma kablosu ile kafa derisinin altından, boyun omuz ve göğse gelir ve internal pals jeneratörü (IPG, pil) ile birleştirilir.
3 IPG ya da pil denilen bu üçüncü komponent göğüs üzerine cilt altı olarak yerleştirilir.
Cerrahide lokal anestezik ile kafa kemiğinden küçük bir delik açılıyor. Burada, hastanın nörolojik durumunu değerlendirmek için uyanık olması gerekiyor. Fakat hasta uyanıkken elektrodun ilerletilmesi esnasında herhangi bir ağrı hissetmiyor çünkü beyine yapılan temaslar ağrıya neden olmaz. Bilgisayar ve başa konulan stereotaktik taç ile titremenin nedeni olduğu düşünülen bölge, nokta hassasiyetinde bulunabilir.
Doğru hedefte olduğu test edildikten sonra uzatma kablosu cilt altından göğüsteki kesiye uzatılıyor ve göğse pil yerleştiriliyor. Elektroda verilecek elektrik miktarı ise dışarıdan mıknatıs kullanılarak ayarlanıyor. Hastanın eline verilen mıknatıs ile hasta evdeyken pil kapatılıp dışardayken açık tutulabilir. Eskiden değiştirilmesi gereken pil bataryaları artık gelişen teknoloji ile dışarıdan şarj edilebilir duruma geldi. Dolayısıyla bir arıza durumu olmadıkça değiştirilmiyor.
Her hastaya beyin pili takılabilir mi?
DBS için uygun olan Parkinson hastaları, hareket bozukluğu tecrübesi olan nöroloji uzmanları tarafından belirleniyor. Bu hastalar; hastalığı minimum üç yıldır devam eden, ilaca dirençli, orta ya da şiddetli düzeyde Parkinson hastalarıdır.
İlaçlar fayda etmezse
Parkinson hastalarında özellikle ilerleyen dönemlerde ilaçların etkili olmadığı “Off” dönemi diye adlandırılan kapalı dönemleri vardır. Bu dönemlerde hastalığın birçok bulgusunda belirginleşme artma ve hastanın hareketlerinde bozulmalar ortaya çıkıyor. Beyin pili;
- “Off” yani kapalı dönemleri kısaltır,
- Parkinson hastalarında dopaminerjik tedaviye bağlı ortaya çıkan diskinezi denilen istemsiz hareketleri azaltır veya hafifletir,
- İlaç dozlarını düşürmeyi sağlar,
- Yaşam kalitesini artırır.
Ancak;
- Hastalığı tamamen tedavi etmez,
- Hastalığın ilerlemesini durdurmaz,
- Hasta tamamen ilaçlardan bağımsız hale gelmez.
Hangi riskler var?
İyi seçilmiş hastalarda beyin pili (DBS) oldukça güvenli olsa da elbette bazı riskler var. Ancak bunlar genellikle küçük olup tedaviyle giderilebiliyor. Burada yüzde 2-3 oranında beyin kanaması, inme gibi riskler ve yine az da olsa baş ağrısı yapan beyin omurilik sıvı sızıntısı olasılığı söz konusu. Eğer enfeksiyon meydana gelirse, elektrod kablo ve pil çıkarılmalıdır.