Papatya bitkisinin çiçek başları çay yapımında, sıvı ekstratında, kapsüllerde veya tabletlerde kullanılmaktadır. Taze veya kurutulmuş çiçek başlarının demlemesi ile elde edilen uçucu yağlar; aromalı, tatlandırıcı ve renklendirici özelliklere sahiptir.
Bunlar sabunlar, deterjanlar, parfümler, losyonlar, merhemler, saç ürünleri, unlu mamüller, şekerlemeler, alkollü içecekler ve bitki çayları gibi ticari ürünlerde kullanılmaktadır (1).
Papatya bitkisi; fenolik bileşikleri, başlıca flavonoidlerden apigenin, quercetin, patuletin, luteolin ve bunların glukozitlerini içermektedir. Papatya çiçeklerinden olan uçucu yağ ekstratının ana bileşenleri terpenoidler α- bisabolol, azulenler ve asetilen türevleridir.
Yapılan çalışmalarda papatyadan izole edilen apigenin ve luteolin gibi flavonoidlerin anti-inflamatuar, anti-kanserojenik, antispazmotik ve hafif sakinleştirici etki gösterebilecekleri öne sürülmüştür (1,2,3).
Tip 2 diyabetli hastalar üzerinde yapılan bir çalışmada papatya çayının insülin direnci, kan lipit profili ve LDL üzerine etkileri araştırılmıştır. Çalışmada 32 tip 2 diyabetli birey günde 3 kez olmak üzere toplamda 8 hafta papatya çayı (1g papatya ve 150ml su) içti.
Sonuç olarak katılımcılarda insülin direnci, kan insülin miktarı, kan trigliserit miktarı ve kan kolesterol düzeylerinde olumlu etkiler görülmüştür.. Ancak LDL kolesterolünde bir değişim görülmemiştir.(5). Başka bir çalışmada papatyanın, kan şekeri düzeylerini baskılayarak, karaciğer glıkojen depolarını yükselterek ve kan eritrositlerinde sorbitolün oluşumunu inhibe ederek hiperglisemi ve diyabetik komplikasyonları iyileştirdiğini ileri sürümüştür.
Papatya özütünün farmakolojik aktivitesinin insülin sekresyonundan bağımsız olduğu gösterilmiştir ve çalışmalar, hiperglisemiye bağlı oksidatif stresin azaltılmasına bağlı olarak pankreatik β hücreleri üzerinde koruyucu bir etki ortaya koymuştur. Diyabetin yönetiminde papatya ilacının yararlılığını değerlendirmek için ek çalışmalara ihtiyaç vardır. (6)