Panik bozukluk- panik atak-anksiyete bozukluğu

Panik bozukluğu çarpıntı,nefes almakta güçlük,baygınlık hissi,uyuşma karıncalanma, kontrolü kaybetme hissi gibi belirtilerin eşlik ettiği, tekrarlayan yoğun korku ve endişe nöbetlerinin olduğu bir tür kaygı bozukluğudur. Bu ataklar kişide belirgin düzeyde sıkıntı yaratır ve kişinin hayatını olumsuz etkiler. Kişi bu atakların tekrar edeceğinden endişe duyar ve hayatını buna göre şekillendirmeye çalışarak davranış değişikliklerine gider (işe gitmeme, kalabalığa yada trafiğe girmeme, yardım alamayacağını düşündüğü yerlerden kaçınma, spor yapmama, fiziksel şikayetlerinden dolayı hissettiği ölüm korkusu, çıldırmak korkusu yada felç geçiriyormuş gibi hisler nedeniyle acil servislere müracaat gibi)

Panik Atak nedir?

Prof. Dr. M Alpay ATEŞ

Panik bozukluğunda görülen bu kaygı nöbetleri panik atak şeklinde tanımlanmaktadır. Bu ataklar panik bozukluğu dışında zaman zaman başka psikiyatrik rahatsızlıklarda da görülebilmektedir.

Bu atakların özelliği herhangi bir tetikleyici faktör olsun olmasın ani başlamaları ve fiziksel belirtilerle kendilerini göstermeleridir. Bu fiziksel belirtiler şöyle sıralanabilir:

Çarpıntı,kalp atımlarını duyumsama ya da kalp hızında artma

Terleme

Titreme ya da sarsılma

Nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma duyumları

Soluğun kesilmesi

Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı hissi

Bulantı ya da karın ağrısı

Baş dönmesi, sersemlik, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi hissetme

Gerçek dışılık ya da benliğinden ayrılmış olma hissi

Kontrolünü kaybedeceği ya da çıldıracağı korkusu

Ölüm korkusu

Uyuşma ya da karıncalanma hisleri

Ürperme ya da sıcak basmaları

Bu ataklar ortalama 10 dakika içerisinde yoğunlaşır ve genellikle 10-30 dakika kadar sürerek kendiliğinden söner, nadiren 1 saate kadar da uzayabilir.

Panik bozukluğu kimlerde ne sıklıkta görülür?

Panik bozukluğu toplumda yaklaşık % 3-4 oranında görülmektedir. Genelde 20’li yaşlarda başlayan rahatsızlık 30’lu 40’lı yaşlarda da kendisini gösterebilmektedir. Kadınlarda erkeklerden ortalama 2 kat daha çok görülür. Çocuklarda nadiren görülebilmektedir.

Rahatsızlık süreci nasıl seyreder?

Panik bozukluğu olan yada panik atak geçiren hastaların büyük çoğunluğu özellikle de rahatsızlığın başlangıç dönemlerinde kalp krizi yada felç geçiriyor korkusuyla, yani bir anlamda yoğun ölüm korkusu nedeni ile hastanelerin acil servislerine müracaat ederler.Yapılan tüm tetkikler neticesi (EKG, kan tetkikleri, tomografi vb.) belirtilerini açıklayacak fiziksel bir rahatsızlık bulunamaz. Bu genelde hastaları şaşırtır çünkü fiziksel seyreden şikayetlerinin psikiyatrik olduğunu kabul etmekte zorlanırlar. Bu acil başvuruları ve psikiyatri dışı müracaatlar(kardiyoloji,nöroloji gibi) bir süre daha devam edebilir. Bu müracaatlarda hastalara yanlış tanılar konularak nefes açıcılar baş dönmesine yönelik ilaçlar, tansiyon ilaçları yada kalp ilaçları gibi değişik tedaviler de başlanabilir. Hastalarda genelde ilk ataktan sonra beklenti kaygısı dediğimiz tekrar atak yaşama korkusu gelişir. Bu nedenle hastalar kendilerince bazı önlemler alırlar. Alkol alımı, sakinleştirici ilaç taşımak, şikayetlerini tetikleyecek yiyecek içeceklerden uzak durmak, evden dışarı çıkmamak, deniz ulaşımından kaçınmak, hastane yakınlarında vakit geçirmek gibi birçok davranış şekli bu önlemlere örnek olarak verilebilir.

Agorafobi nedir?

Panik bozukluğu başlıca agorafobili ve agorafobisiz panik bozukluğu olmak üzere iki başlıkta değerlendirilmektedir. Panik nöbetleri olan hastaların panik atakları sırasında yardım alamayacaklarını düşündükleri yerlerden kaçınma davranışı sergilemelerine agorafobi denir. Mesela agorafobili panik hastaları kalabalık yerlerden, evde yalnız kalmaktan, toplu taşıma araçlarından, asansör gibi dar ve hemen çıkamayacakları yerlerden, büyük alışveriş merkezlerinden kaçınırlar. Hastaların çoğunda agorafobi durumu görülmektedir.

Ayırıcı tanıda neler düşünülmeli?

Ayırıcı tanıda öncelikle hastanın müracaatında mevcut fiziksel yakınmalarını açıklayacak psikiyatri dışı bir rahatsızlığının olup olmadığı değerlendirilmelidir. Panik bozukluğu tanısı konması için fiziksel rahatsızlıkların dışlanması gerekmektedir. Ancak bazı fiziksel rahatsızlıklar da panik nöbetlerine benzer belirtiler yaratabilir. Bu rahatsızlıkların başlıcaları:

-Tiroid hormon fazlalığı (hipertiroidi), demir eksikliği anemisi ve diğer kansızlık durumları, mitral kapak yetmezliği gibi kalp hastalıkları

-Özellikle uyarıcı etkisi olan psikoaktif madde kullanımı sonrası

-Epilepsi (sara) hastalığı gibi bazı nörolojik rahatsızlıklar olarak sıralanabilir.

Panik bozukluğunun tedavisi mümkün müdür?

Panik bozukluğu psikiyatrik rahatsızlıklar içerisinde tedavisi mümkün olan rahatsızlıklardandır. Gerek ilaç tedavileri gerek terapiler gerekse ilaç ve terapinin birlikte kullanıldığı ikili tedaviler neticesi sonuçlar yüz güldürücü olabilmektedir. İlaç tedavilerinde başlıca kullanılan ilaçlar antidepresanlardır. Tedavinin başında genelde antidepresanlara benzodiazepinler eşlik eder. Yine panik bozukluğunda etkinliği yüksek olan bir başka tedavi metodu da bilişsel davranışçı terapilerdir. Bu terapilerde esas olarak exposure (yüzleştirme) ve response prevention (tepki önleme) yöntemleri kullanılmaktadır.Meşguliyet tedavisi dediğimiz hobiterapiler, petterapi gibi kişinin zihnini başka şeylerle meşgul etmesinin de faydası vardır. Genelde tedavinin başlangıcından itibaren ilk birkaç hafta içerisinde yakınmalar gerilemektedir. Hastanın ataklar esnasında bunun fiziksel değil psikolojik temelli bir durum olduğunu, bu atağın kendisinde sekel bırakmayacağını ve geçeceğini hatırlaması, stres artırıcı etmenlerden uzaklaşması, kendisini rahat hissedeceği bir yerde oturması yada uzanması, nefesine odaklanması, çok derin ve hızlı nefes almamaya çalışması atakla mücadelede önemli etmenlerdir. Ayrıca sigara, çay, kahve gibi alışkanlıklardan da uzaklaşması atakları önlemekte yardımcı olacaktır.

Exit mobile version