Halk arasında panik atak geçiren herkes panik bozukluğu olarak algılanır. Ancak panik atak bir bozukluk değil belirtiler kümesidir. Panik atak ya da panik nöbet her türlü ruhsal rahatsızlıkta gözlenebilir. Panik bozukluğunda ise gelişen panik ataklarının bir daha geleceği ile ilgili beklenti endişesi ve bu endişenin sebep olduğu kaçınma davranışı ön plandadır.
Panik bozukluğu hemen her zaman bir panik atak geçirilmesi ile başlar. Çoğu hasta ilk nöbette acil olarak bir hastaneye ya da bir kliniğe gider. Bu ataklar devam etmezse panik bozukluğu gelişmez. Ancak devam eder, sıklığı ve şiddeti gitgide artmaya başlarsa nöbetler kişinin zihnini sürekli meşgul etmeye başlar, atakların tekrar yaşanabileceğine dair endişeler gelişir. Beklenti endişesi birçok danışanın kaçınma dönemine girmesine sebep olur. Kişi panik atak geçirme ihtimali olan her yerden ve aktiviteden kaçınmaya başlar. Mesela kalp krizi korkusuyla spor yapmaktan kaçınır, bayılabileceğini düşündüğünden bir yere giderken mutlaka yanında birisinin olmasını ister, acil servise gitme ihtiyacı olabileceğini düşünür ve trafik tıkanıklığı yaşarım kaygısı ile yola çıkmaz, tıbbi yaşarım endişesi ile uzun mesafeli yolculuklardan kaçınır. İlerleyen süreçte kaçınılan durumlar da bir fobi nesnesine dönüşür ve panik bozukluğu kişinin bütün hayatını kısıtlayan bir tabloya dönüşür. Kişi hep birilerine muhtaç ve bağımlı yaşayabilir hale gelir.
PANİK BOZUKLUĞU BELİRTİLERİ
Fiziksel Belirtiler
- Kalpte hızlanma ve şiddetli atış
- Göğüste sıkışma ve basınç hissi
- Tansiyon yükselmesi
- Boyunda gerginlik
- Sıcak basması
- Fenalık hissi
- Nefes alıp vermede hızlanma
- Hava açlığı, nefese doyamam
- Ağızda kuruluk
- Boğazda düğümlenme ve yumru hissi
- Ellerde titreme, diz ve bacaklarda güçsüzlük
- El, ayak ve yüzde karıncalanma
- Avuç içi terlemesi
- Soğuk ve ıslak cilt
- Baş dönmesi, sersemlik, gözde kararma
- Bayılacakmış hissi
- Bulantı, kusma, ishal
- Mide gaz ve şişkinlik
- Bulanık görme
- Şuurda bulanma duygusu
- Dikkatte dağılma
- Rüyada gibi olma
- Çevreyi veya bedeni değişmiş olarak algılama
Kaygı ve korku dolu düşünceler
- Ölmek üzereyim.
- Aklımı yitiriyorum galiba
- Kontrolümü kaybediyorum
- Kalp krizi geçiriyorum
- Buradan çıkamayacağım
- Nefes alamayıp öleceğim
- Tıkanma yüzünden öleceğim.
- İnme inecek, felç olabilirim
- Komik duruma düşeceğim
- Rezil olacağım
Kaçınma Belirtileri:
- Tek başına kalamama
- Evden uzaklaşamama
- Alışveriş merkezlerine gidememe
- Pazara çıkamama
- Kalabalık yerlerde yürüyememe
- Spor yapamama
- Yüzememe
- Yolculuğa çıkamama
- Köprüden geçememe
- Tünelden geçememe
- Tek başına otomobil kullanamama
- Tek başına alışverişe gidememe
- Asansöre binememe
- Otobüste seyahat edememe
- Metroya binememe
- Uçak seyahati yapamama
Panik bozukluğu anlamak için adımlar
Panik bozukluk ve panik atakları nasıl ayırt edeceğinizi öğrenmek
▪ Panik atak, bir kereliğine aniden ortaya çıkan güçlü korku ve kaygı hislerinin adeta taşmasıdır.
▪ Panik bozukluk durumunda, tekrar panik atak geleceğine dair daimi bir kaygı yaşantısı ile birlikte tekrarlayan panik ataklar vardır.
Panik bozukluk ve panik atakların fiziksel belirtilerini anlamak
▪ Fiziksel işaret ve semptomlar; nefes almada zorluk, yutma güçlüğü, kalp veya göğüs ağrısı, karın krampları, terleme, kalp ritim hızında artış, baş dönmesi, titreme, baş ağrısı, sıcak veya soğuk basması, ayak parmakları ya da ellerde uyuşukluk veya karıncalanma olabilir.
▪ Panik atak 10 dakikadan 30 dakikaya kadar sürer, nadiren bir saatten fazla sürer.
PANİK BOZUKLUĞU NASIL OLUŞUR?
İlk atak başlıyor:
Hiçbir neden yokken birdenbire başlayan göğüs ağrısı, göğüste sıkışma, çarpıntı, nefes alamama, terleme, titreme, üşüme ya da ürperme, bazen de bulantı ya da karın ağrısı, baş dönmesi, dengesizlik; düşecek ya da bayılacakmış gibi olma, uyuşma ya da karıncalanma gibi belirtiler, kişiyi dehşet içinde bırakır. O an “kalp krizi” geçirdiğini ya da felç geçirmekte olduğunu zannederek yoğun bir “ölüm korkusu” ya da “felç olma korkusu” yaşar.
Hasta büyük bir korku ve endişe ile yakınları tarafından en yakın doktor ya da acil servise götürülür. Orada yapılan birçok muayene, çekilen film, EKG, BT ve diğer incelemelerde hiçbir şey bulunmaz, oksijen verilerek ya da “sakinleştirici” bir iğne yapılarak evine gönderilir.
Ataklar tekrarlıyor:
Danışan o an biraz rahatlamakla birlikte, bir süre sonra yeni bir Panik Atağı ile aynı dehşet ve korkuyu yeniden yaşamaya ve her yeni atak ile acil servislere taşınmaya başlar.
Her seferinde yeniden muayene, yeniden incelemeler yapılmasına ve hiçbir olumsuz sonuç bulunmamasına rağmen hasta bir türlü iyileşmez; hatta kalbinde ya da beyninde kötü bir şey olduğuna, ancak doktorların bunu bir türlü bulamadığına inanmaya başlar.
Bazen de yanlış tanı konularak hasta, antibiyotikten nefes açıcıya, çarpıntı ilacından, tansiyon ve kalp ilacına ve vitamine kadar değişik ilaçlar ile tedavi edilmeye çalışılır, ancak bir türlü sonuç alınamaz.
Beklenti Anksiyetesi gelişiyor:
Ataklar tekrarlamaya devam ettikçe, danışan, ataklar arasındaki dönemde; gergin, huzursuz ve endişeli bir şekilde her an yeni bir Panik atağının geleceğini beklemeye başlar. Bu endişeli bekleyişe “beklenti anksiyetesi” adı verilir. Genel bir kaygı hali olur. Atakların çoğu zaman belirsiz zaman ve yerlerde gelmesi bu kaygıyı daha çok artırır. Bu nedenle sağlık kuruluşlarına yakın olmak isterler. Bedensel ve çevresel değişikliklere duyarlı hale gelerek atağın kestirmeye çalışırlar.
Psikoterapi ve Bilişsel Davranışçı Terapi
Panik bozuklukta en geçerli terapi yöntemlerinden biri de bilişsel ve davranışçı terapilerdir. Bu terapi, danışanın geçmişten getirdiği ve onu panik atağa sürükleyen negatif düşünce ve inançlarının daha yararlı olanlarla değiştirilmesini sağlar. Davranışçı yaklaşımda da korkulan durumlarla ilgili sistematik ya da direkt üstüne gitme yöntemleri uygulanır. Bu özellikle kaçınmaların tedavisinde yararlı olabilmektedir. Ancak üzerine gitme terapisinin uygulanabilmesi için kişinin yoğun negatif duygulardan ve düşüncelerden büyük ölçüde arınmış olması sağlanıyor.