Koronavirüs ülkemizde ve tüm dünyada yayılmaya devam ettikçe insanlardaki endişe, stres ve paranoya giderek artıyor. Pandemi nedeniyle günlük hayattaki değişiklikler ve evde geçirilen sürenin artması insanların psikolojisini olumsuz etkiliyor. Bu sürecin ruh sağlığına etkilerini azaltabilmek için bazı pratik önerilere uyulması önem kazanıyor. Memorial Kayseri Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nden Uz. Dr. Şaban Karayağız, pandemi sürecinde kaygı düzeyini azaltmanın yolları hakkında bilgi verdi.
Belirsizlik sorunları artırdı
Yeni tip koronavirüsün, fizyolojik etkilerinin yanı sıra psikolojik ve davranışsal sorunlara da neden olduğu belirlendi. Pandemi sürecindeki belirsizlik nedeniyle insanların uzun süre eve kapanması psikolojik sorunların ortaya çıkmasına neden oldu. Mümkün olduğunca sosyal mesafeyi koruyarak hastalığın bulaşıcılığını en aza indirmek ve sevdiklerini korumak için yapılan sosyal izolasyon, tek çare olarak düşünüldü. Ancak sosyal izolasyon nedeniyle ortaya çıkan kısıtlanma duygusu; sıkıntı, endişe, çaresizlik ve karamsarlığı artırdı. Bu süreçte insanlar yaşam tarzını değiştirmek zorunda kaldı. Özgürlüğün sınırlandırılması ve bireylerin istediklerini yapamaması, engellenmişlik duygusunu ortaya çıkardı. Hatta psikiyatrik rahatsızlığı olanların tedavileri için evlerinden çıkmaması bile başlı başına bir sorun haline geldi.
Pandeminin ruh sağlığı üzerindeki 4 etkisi
Pandeminin ilk dalgası başarılı bir şekilde atlatmış gibi gözüksek de, sürecin ikincil tesirleri toplumun ruh sağlığını etkiledi. 300 kişi üzerinde yapılan ön araştırmanın sonuçlarına göre;
– Pandemi sürecinde erkeklerde kadınlara göre daha yüksek seviyede kaygı düzeyi belirlendi.
– Hali hazırda kaygı bozukluğu olan ama tedavi ve kontrol altında olan bireylerin genel kaygı düzeyleri, böyle bir rahatsızlığı olmadığını söyleyenlere göre daha düşük tespit edildi.
– Çeşitli mecralar aracılığıyla salgın haberlerini takip edenlerin kaygı düzeyi takip etmeyenlere göre daha yüksek olduğu ortaya çıktı.
– Kendini hastalık bulguları açısından takip etmediğini veya hastalıktan korkmadığını söyleyenlerin kaygı düzeyinin daha yüksek olduğu tespit edildi. Yani anlık kaygı düzeyinde bir kişi salgın haberlerini ne kadar çok izliyor, salgın hakkında ne kadar çok konuşuyorsa kaygı düzeyi de o oranda arttığı belirlendi.
Günlük rutine dönülmeli
Özellikle karantina sürecinde kaygılı ve evhamlı yapısı olan bireylerin gösterdikleri aşırı hassasiyet ve insan ilişkilerini düzenleme konusunda yaşadıkları zorluk, bazı sorunları ortaya çıkardı. İnkar mekanizması nedeniyle bazı bireyler, pandemi sürecinde alışkanlıklarını değiştirme konusunda güçlük yaşadı. Dikkat, odaklanma, stres, planlama ve düzenleme gibi sorunlar kişilerin hayatında daha da belirginleşti. Sürecin psikolojik etkileriyle baş edebilmek için bireylerin rutin gündelik hayatlarına mümkün olduğunca sürdürmesi gerekirken, alışkanlıkları değiştirmek ve belirsizlikler olağandışılık duygusunun ortaya çıkmasına neden oldu.
Pandemi sürecinde kaygıyı azaltacak öneriler
– Günlük rutin işlerle uğraşmaya devam edilmeli, çalışma düzeni yeni şartlara göre ayarlanmalı.
– Düzenli uyumaya, yatma ve uyanma saatlerine özen gösterilmeli.
– Normal düzendeki hobilere devam edilmeli, bol kitap okunmalı ve müzik dinlenmeli. Mümkünse bir hobi edinilmeli.
– Egzersiz yapılmalı, kalabalıktan uzak doğa yürüyüşleri tercih edilmeli. Evde spor yapma alışkanlığı kazanılmalı.
– Bağışıklık sisteminin düşmemesi için düzenli ve dengeli beslenilmeli. Alkol ve sigara gibi zararlı alışkanlıklar terk edilmeli.
– Pandemi sürecinde doğru kaynaklardan bilgi alınmalı. Psikolojimizi bozacak sosyal medyada kaynağı belli olmayan dezenformasyon içeren bilgilere itibar edilmemeli.
– Koronavirüs ile ilgili edindiğimiz bilgileri aile bireyleri ile paylaşırken dikkatli olunmalı. Özellikle çocuklara kaygı düzeyini artıracak bilgiler verilmemeli.