Sonbaharın gelmesiyle birlikte, yaz aylarının o cıvıltılı neşeli dışa dönük ruh halinden biraz daha pencerenin ardından bakan, daha fazla kendisini dinleyen, bireysel zaman geçiren hafif yağmurlu ve parçalı bulutlu bir ruh haline geçmiş bulunmaktayız. Bilimsel olarak nitelikli bir kanıtı olmasa da mevsimlerin depresyon süreçlerine ivme kazandırdığı yada sönme sağladığı,edinilen bilgiler arasındadır.
İnsanın kendini değersiz ve yetersiz görmesi, kötü hissetmesi, zaman zaman herkes için geçerlidir. Bu bir suç ve zayıflık değildir. Bu duygular depresyona dönüşmüşse tedavi ve profesyonel bir yardımla büyük rahatlama elde edilebilir.
Depresyonu ve bu tanıyı alabilme sürecini şu şekilde tanımlayabiliriz;
-Hoşlandığınız şeylerde azalma ve ilgi kaybı.
-Kendini üzgün, hüzünlü hissetme, keyfi yerinde olmama durumu.
-Kiloda azalma ya da artışlar.
-Uyku bozukluğu ya da aşırı uyku.
-Sıkıntı, huzursuz olma, yerinde duramama, kararsızlık.
-Kendini yetersiz, değersiz, suç işlemiş gibi hissetme.
-Dikkat, düşünce konsantrasyonunda azalma.
-Enerjide azalma, yaşlanıyor olma hissi, çalışma güç ve veriminde düşüşler.
-Tekrarlayan ölüm düşünceleri.
-Cinsel ilgide değişme.
Bu belirtilerden en az 3 tanesine sahip ve minimum 2 haftadır yaşıyor iseniz depresyonla alakalı klinik bazlı bir tedavi önerilmektedir.
Hepimizin bildiği veya aşina olduğu bir kavram depresyon. Depresyondaki kişilerin ruh halinden beklentimizde aynı şekilde herbirimiz için benzer ifadeleri içeriyor. Bunlar ; depresyondaki kişinin elemli olması, mutsuz olması, hayattan zevk almaması, bireysel takılması, sosyal iletişimindeki zayıflıklar, devam eden üzgün bir duygudurum..
Fakat örtük depresyon tüm bilinen tabuları yıkıyor, çünkü örtük depresyondaki birey depresif belirtiler göstermiyor.. Başkalarına mutlu görünüp, yüzünde daima bir tebessüm varken içten içe acı çekerler. Maskeli depresyon olarak da bilinen gülümseyen depresyon genelde fark edilmez. Bundan muzdarip kişiler duygularını önemsemez ve onları hep hasıraltı ederler. Bu kişiler depresyonda olduklarının farkında bile olmayabilirler ya da zayıf görünme korkusuyla depresyon belirtileri yaşadıklarını kabul etmezler.
“Gülümseyen depresyonun en belirgin özelliği üzüntüdür. Yüzdeki gülümseme ve dıştan görünüş kişinin gerçek duygularını saklamak için arkasına sığındığı bir savunma mekanizmasıdır. Bir kişi mutsuz sonla biten bir ilişki, ailevi sebeplerle yaşadığı türlü iç sıkıntılar, kariyeriyle ilgili yaşadığı zorluklar ya da hayatta kendisine doğru bir hedef belirleyememiş olma gibi sebeplerle üzüntü yaşayabilir. Örtük depresyonun diğer sık görülen belirtileri huzursuzluk, korku, öfke, yorgunluk, sinirlilik, umutsuzluk ve çaresizliktir.
Örtülü depresyonda neşesizlik, durgunluk, elem, bir şeyden zevk almama duygusu fazla gözlemlenmez. Depresyon bu sefer, beden ve organ diliyle ortaya çıkmaktadır. Kronik, gezici ağrılar, yüz ağrıları, baş ağrıları, astım krizi, mide bağırsak bozuklukları, çarpıntılar, baş dönmeleri, tansiyon dengesizlikleri, bulantı ve kusmalar, alerjiler, romatizmalar, unutkanlık, öğrenme güçlükleri, uyku problemleri, iştah, cinsel sorunlar, alkol-uyuşturucu madde kullanımları, saplantılar, takıntılar, kişilik değişimleri depresyonun farklı biçimde yansımaları olabilir.
Peki bu durumdan kurtulmak mümkün mü?
Evet örtük depresyonun bir tedavisi var, hem de aklınızdaki kadar zor değil. Danışmanlık hizmeti ya da psikoterapi, hipnoterapi gibi destekler almanın yanı sıra, gülümseyen depresyon yaşayan kişiler işe ilk olarak etraflarında olan kişilere kendilerini açarak başlayabilirler.
Aileden yakın birini, bir arkadaşını kişinin kendine bir dert ortağı seçmesi ve bu kişiyle duygu ve endişelerini paylaşmayı bir rutin haline getirmesi gibi. Bunu yaparken kişinin kendisini karşı tarafa yük oluyor gibi hissetmemesi önemlidir.
Biz bazen etrafımızdaki kişilerin bize destek olduklarında mutlu olabilecekleri gerçeğini göz ardı ederiz, her ne kadar kendimiz aynı şeyi başkaları için yaptığımızda bunun bizi mutlu ettiğini bilsek de. Açılmak ve duyguları paylaşmak depresif düşüncelerle başa çıkabilmenin en önemli adımı. İnsan hayatının her noktasında sosyal bir varlıktır, birileriyle etkileşim halinde olmak, hem bu durumla sizin yüzleşmenizi kabullenmenizi sağlar, hem de bir başka kişiyle paylaşıyor olmanın hafifliğini yaşarsınız. Unutmayın ki depresif duygu ve düşünceler gerektiği şekilde ele alınmadığı zaman içinizde katlanarak büyür ve sizi esir alır. Biriyle paylaşmak ve bir uzmanla görüşmenin temelinde de paylaşıp o olumsuz duygu ve düşünceleri bölüştürmek ve azaltmak vardır. Mutsuzluk paylaştıkça azalır, mutluluk paylaştıkça çoğalır.