Öpücük hastalığı hemen her yaşta görülse de, en sık 15-18 yaş grubunda ve 5 yaşın altındaki çocuklarda görülür.
Bu içeriğin geliştirilmesinde Acıbadem Sağlık Grubu’nun Tıbbi Direktörlük ekibi katkı sağlamıştır.
Öpücük Hastalığı Nedir?
Hiç kuşkusuz çocuklara karşı duyulan sevgi en sık ‘öpücüklerle’ ifade edilir. Ancak özellikle çocuklarını dudaklarından öpen ailelerin bu davranışlarından kaçınmalarında fayda var. Çünkü bu masum öpücükler, çocuğunuzda ‘öpücük hastalığı’na yol açabilir.
Öpücük Hastalığı Neden Olur?
Tipik olarak vücut sıvıları, özellikle tükürük yoluyla bulaştığı için halk arasında ‘öpücük hastalığı’ olarak bilinen “Enfeksiyöz Mononukleoz”; sıklıkla Epstein-Barr virüsü (EBV) daha nadir olarak da sitomegalovirüs (CMV) nedeniyle oluşan viral bir hastalık olarak nitelendirilir. Pek çok insan 1 yaş sonrası çocukluk döneminde EBV enfeksiyonu geliştirir, ancak küçük çocuklarda bu hastalık genellikle semptomsuz ya da çok hafif semptomlarla atlatıldığından çoğu zaman fark edilmez.
Bununla birlikte, gelişmiş ülkelerdeki pek çok çocuk bu enfeksiyonlara ilk yıllarında değil, ergenlik ve genç yetişkinlik döneminde maruz kalır. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde öpücük hastalığı daha çok mono daha çok 15-18 yaş grubunda görülür.
Yurtdışı istatistik verilerine göre, 5 yaşına kadar Epstein-Barr virüsü ile karşılaşma oranı yüzde 50 gibi yüksek bir oranda seyreder. Herpes virüs ailesinin bir üyesi olan EBV’ye çoğu kişi hayatının bir noktasında maruz kalır.
Öpücük Hastalığı Nasıl Bulaşır?
Öpücük hastalığı bulaşıcıdır ancak soğuk algınlığı gibi yaygın hastalıklara göre yakalanma riski daha düşüktür.
Öpücük hastalığı, fark edilmeyecek kadar hafif seyredip hiçbir sorun oluşturmayacağı gibi, yüksek ateş gibi yakınmalarla çok ağır da seyredebilir. Özellikle küçük çocuklarda semptom görülmeyebilir. Şiddetli seyrettiğinde tedavide geç kalınırsa ciddi durumlar oluşturabilir. Bu nedenle ailelerin çocuklarını özellikle dudaklarından öpmekten kaçınmaları çok önemli.
“Öpücük hastalığı nasıl bulaşır?” sorusunun bir diğer yanıtı da çatal, kaşık ve bardaklardır. Bu nedenle ebeveynlerin, ağızlarıyla temas ettikleri çatal, kaşık ve bardak gibi nesneleri de çocuklarına kullandırmamaları önem taşır. Çünkü virüs, tükürük veya ağız salgıları yoluyla çocuğa bulaşarak onda öpücük hastalığına neden olabilir.
Özellikle tükürük gibi vücut salgılarıyla bulaşsa da hastalığa neden olan virüsler; nadiren cinsel temas, kan ve organ nakli gibi yollarla da bulaşabilir.
Öpücük Hastalığı Belirtileri
Öpücük hastalığı (Enfeksiyöz Mononukleoz), çocuklarda genellikle 2-4 haftalık kuluçka dönemi sonrasında belirti verir. Çocuklarda en sık görülen öpücük hastalığı belirtileri şunlardır:
- Vücutta yaygın halsizlik ve yorgunluk hissi
- Ateş
- Boğaz ağrısı
- Bademciklerde büyüme ve bazen bademcikler üzerinde beyaz iltihap alanları
- Özellikle boyun lenf bezeleri olmak üzere; koltuk altı ve kasık bölgesi dahil tüm vücut lenf bezelerinde büyüme
- İştah kaybı
- Baş ağrısı
- Çocukların yaklaşık yüzde 50’sinde dalakta büyüme ve karnın dalak bölgesinde dolgunluk hissi
- Yüzde 20’sinde karaciğerde büyüme
- Cilt döküntüsü
Öpücük Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?
Öpücük hastalığının teşhisinde yaş en önemli faktörlerden biridir. Özellikle 15-25 yaş arası hastalarda görülen öpücük hastalığının en yaygın semptomları ateş, boğaz ağrısı ve şişmiş lenf bezleridir. Epstein-Barr virüsüni teşhis etmek için genellikle laboratuvar testlerine gerek yoktur. Ancak tipik olmayan vakalarda, hekiminiz tam kan sayımı ve antikor testleri isteyebilir. Bu virüsle enfekte olan bir kişinin kan testinde:
- Normalden daha yüksek miktarda hücresi (lenfosit) görülmesi beklenir.
- Beyaz kan hücreleri (atipik lenfositler) olağandışı görünüme sahiptir.
- Nötrofiller ve trombositler normalden daha azdır.
- Anormal karaciğer fonksiyonu görülür.
Öpücük Hastalığı Tedavisi
Öpücük hastalığını önleyen bir aşı bulunmamaktadır. Öpücük hastalığının aslında özgün bir tedavisi yoktur ve viral bir hastalık olduğu için bakteriyel enfeksiyonlarda kullanılan antibiyotik tedavisi fayda sağlamaz.
Öpücük hastalığından korunmak için bu hastalığa yakalanmış bir kişi ile öpüşülmemesi, diş fırçası gibi kişisel eşyaların, yiyecek ve içeceklerin paylaşılmaması gerekir. Sık sık elleri yıkamak da iyi bir önlemdir. Enfekte olunsa bile, bazı kişilerde hastalık hissedilmeden geçirilebildiğinden bulaşma yaşanabilir.
Öpücük hastalığına yakalanan bir çocuğun fiziksel aktiviteden uzak durması, bol bol istirahat etmesi ve bol sıvı alması gerekir. Ayrıca ateş yüksekliği durumunda ateş düşürücü ilaç kullanılması önerilir. Komplike vakalarda, merkezi sinir sistemi tutulumunda, hemolitik anemi veya trombositopeni vakalarında, solunum yolu darlığı gelişmesi halinde nadir olarak hekiminiz kısa süreli kortikosteroid kullanmanızı önerebilir.
İyileşme, 2-4 hafta içinde beklense de, bazı durumlarda halsizlik, lenf bezi ve dalağın normale dönmesi birkaç ayı bulabilir. Bazı durumlarda semptomların tamamen ortadan kalkması 6 ayı bulabilir, nadir vakalarda ise hastalık tekrar edebilir. Dalak tamamen iyileşene kadar ağır cisimleri kaldırmaktan ve futbol, basketbol, karate gibi temas sporlarından kaçınmak gerekir. Zira enfeksiyon sebebiyle şişmiş olan dalağın yırtılma riski, riskli aktivitelerle artmaktadır. Normal aktivitelere dönmeden önce mutlaka hekiminize danışmanız önerilmektedir.
Öpücük Hastalığı Menenjite Neden Olabilir
Nadiren ağır geçirilen öpücük hastalığı vakalarının tedavisinde geç kalınırsa, çeşitli komplikasyonlar oluşabilir. Karaciğer tutulumu olursa sarılığa dönüşebilir. Dalak büyümesi veya yırtılmasına yol açabilir. Öpücük hastalığı, Epstein-Barr virüsü nedeniyle oluşuyorsa merkezi sinir sistemini etkileyip menenjite, akciğerleri etkileyip zatürreye, hatta kalbi çevreleyen zarı etkileyip bu zarın iltihaplanmasına (perikardit) neden olabilir. Bu yüzden öpücük hastalığında erken tanı yaşamsal öneme sahiptir.
Öpücük Hastalığının Neden Olduğu Komplikasyonlar
- Şişmiş Bademcikler: Solunum yolunu daraltarak yutmayı ve ağızdan nefes almayı zorlaştırır.
- Büyümüş Dalak: İleri derece büyüme cerrahi müdahale gerektirebilir. Bu nedenle karnın sol üst tarafında ani ve keskin bir ağrı varsa mutlaka acile gidilmesi gerekir.
- Karaciğer Sorunları: Hepatit veya sarılık yaratabilir.
- Kan Sorunları: Nadir olarak kırmızı kan hücresi ve pıhtılaşmada görevli kan hücreleri olan trombosit sayıları azalabilir.
- Kalp Sorunları: Nadir olarak kalp kasının iltihaplanması görülebilir.
- Sinir Sistemi Sorunları: Nadir olarak EBV sinir sistemini etkileyerek menenjit, Guillain Barre Sendromu gibi komplikasyonlara yol açabilir.
HIV gibi nedenlerle bağışıklık sistemi düşükse bu komplikasyonların gelişme riski daha fazladır.