Open türkiye, Obeziteye yönelik çalışmalarda rol üstlenmeye hazırlanıyor?
Obeziteye yönelik etkili yaklaşımların ve çözüm önerilerinin geliştirilmesine yönelik küresel çapta faaliyet gösteren OPEN (Obesity Policy Engagement Network) isimli girişim 11 ülkenin ardından Türkiye’de de faaliyetlerine başladı.
OPEN Türkiye; hastalığın nedenleri, korunma yöntemleri ve etkili tedavi yöntemleri konularında tartışma zemini oluşturarak, obeziteye yönelik ulusal çapta yürütülen çalışmalara bütünsel bir yaklaşımla katkı sağlamayı amaçlıyor.
Dünya genelinde obeziteye yönelik faaliyet gösteren OPEN isimli küresel girişim, Türkiye Obezite Araştırma Derneği’nin (TOAD) liderliğinde ve bir paydaş olarak Novo Nordisk’le birlikte Türkiye’de faaliyete başladı. Avrupa Obezite Derneği (EASO) tarafından 2013’te kurulan OPEN’ın ağına Amerika, Avrupa, Avustralya ve Körfez Bölgesi’ndeki ülkelerin ardından Türkiye 12’nci ülke olarak dahil oldu.
OPEN Türkiye çatısı altında, obezite ile ilişkili tüm hedef gruplar nezdinde hastalık farkındalığının sağlanması, önlenmesi, tanı ve tedavinin tüm obeziteli bireylere ulaşması gibi etkili hastalık yönetimine dair süregelen çalışmaları destekleyecek projelerin hayata geçirilmesi planlanıyor. Girişimin başkanlığını, TOAD’ın da başkanlığını yürüten Prof. Dr. Volkan Yumuk, genel sekreterliğini ise Prof. Dr. Dilek Yazıcı üstleniyor. Obeziteye yönelik çalışmalarıyla ülkemizde öne çıkan 13 bilim insanının da komisyon üyeliğini yaptığı girişimin çatısı altında obeziteye yönelik bilimsel çalışmalara katkı sağlanacak ve toplumda obeziteye dair farkındalığın arttırılmasına yönelik projeler geliştirilecek.
OPEN, Türkiye’deki ilk toplantısını geniş bir katılımla gerçekleştirdi.
OPEN Türkiye, 11 Haziran Cumartesi günü Ankara’da düzenlenen bir organizasyonla kamuoyuna duyuruldu. Türkiye’de obeziteye yönelik çalışmalara imza atan sivil toplum kuruluşları, kamu kurumları ve üniversitelerin yanı sıra; aralarında hasta temsilcilerinin (TOAD Hasta Grubu) de bulunduğu yüze yakın konuk ağırlandı. Toplantıda; Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Avrupa Obezite Araştırma Derneği (EASO) ve Obezite ile Yaşayan İnsanlar İçin Avrupa Koalisyonu (ECPO) gibi uluslararası kurumlardan temsilciler ve Türkiye’den birçok akademisyen konuşmacı olarak yer aldı. Katılımcı profili ve nitelikli içeriğiyle öne çıkan organizasyon, OPEN’ın Türkiye’de gerçekleşen ilk toplantısı olma özelliğini taşıyor.
“Obezite bir tür şişmanlık durumu değil, kronik bir hastalıktır”
Obezitenin Türkiye için önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirten OPEN Türkiye Başkanı Prof. Dr. Volkan Yumuk, “İçinde bulunduğumuz yüzyılda dünyamız büyük bir obezite salgınıyla karşı karşıya. İstatistikler 2030’a geldiğimizde 1,12 milyara varan insanın obeziteyle yaşayacağına işaret ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün son yayımladığı verilere göre, ne yazık ki Türkiye, Avrupa bölgesinde aşırı kilo sorununun en yaygın olduğu ülke konumunda. Ülkemizde her üç yetişkinden biri obezite ile yaşıyor ve çocuklarımız arasında da obezite hızla yayılıyor. Sorun, aslında sandığımızdan çok daha büyük. Bu tablonun önüne geçmek için öncelikle obeziteye yaklaşımımızı değiştirmemiz gerekiyor. Obezite kozmetik bir problem değil, konumuz sağlık. Tek başına mücadele yeterli değil. Hastalığın nedenleri, korunma yöntemleri, tanı ve tedavisi için bütünsel bir yaklaşım benimsenmeli” dedi.
OPEN Türkiye’nin obeziteye karşı sürdürülen çalışmalarda önemli rol üstleneceğini hedeflediklerini belirten Prof. Dr. Volkan Yumuk, “Obezitenin önlenmesi ve tedavisinde yeni yaklaşımların ilgili tüm paydaşların katılımıyla çok yönlü biçimde tartışılması, bunun yanında yeni çözüm yollarının arayışına girilmesi ülkemizin geleceği için önemli bir ihtiyaç durumunda. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak, OPEN Türkiye’yi ülkemizde hayata geçirdik. OPEN Türkiye olarak bundan sonraki yol haritamızda bilimsel çalışmalara katkı sağlamak, obeziteye yönelik toplumsal farkındalığın artmasını destekleyen projeler geliştirmek ve ülkemizdeki obezite sorununu çok yönlü şekilde ele alacak kapsamlı bir rapor oluşturmak yer alıyor. Önemli hedeflerden biri obeziteye bağlı gelişen sonlanım noktalarında iyileşme kaydetmektir” dedi.
Novo Nordisk Türkiye Obezite İş Ünitesi Kıdemli Direktörü Dr. Rabia Demet Özcan OPEN Türkiye’nin kurulmasına dair yaptığı açıklamada “Novo Nordisk olarak, obezitenin hızlı ilerleyişini yavaşlatmak küresel ölçekteki üç misyonumuzdan biri konumunda. Obezitenin önemli bir sağlık sorunu olduğu ülkemizde de bu misyon doğrultusunda çalışmalarımızı güçlü iş birlikleri ile sürdürüyoruz. Küresel salgın halini alan bu kronik hastalığın önüne geçebilmek için yeni yaklaşımlar gerekiyor. Bu doğrultuda, OPEN ağına ülkemizin dahil olması hepimiz için önemli bir gelişme oldu. OPEN Türkiye’nin obeziteye yönelik süregelen bilimsel çalışmalara ve toplumsal farkındalığın artmasına katkıda bulunmasını diliyorum” dedi.
Konuya dair açıklamalarda bulunan Avrupa Obezite Derneği (The European Association for The Study of Obesity – EASO) AB Politikaları Lideri Jacqueline Bowman ise şöyle konuştu: “OPEN Türkiye’nin yolculuğuna başladığını görmekten mutluluk duyuyoruz. EASO olarak, OPEN-EU’nun uzmanlık sekretaryasını üstleniyoruz ve bu süreçte kronik obezite hastalığının teşhisi, tedavisi ve uzun vadeli yönetimi için sürdürülebilir çözümler bulmak için çok paydaşlı ve çok disiplinli bir ortaklık yaklaşımı benimsemenin ne kadar önemli olduğunu öğrendik” dedi.
Etkinlikte söz alan isimlerden Obezite ile Yaşayanlar için Avrupa Koalisyonu’ndan (The Association for The Study of Obesity- ECPO) Vicki Mooney “Kronik bir ağrısı olan ancak obeziteli bireyler olmaları sebebiyle damgalanan, doktora yıllarca gidemeyen kişiler var. Yapılan araştırmalara baktığımızda obeziteli hastalar 6 ile 9 yıl sonra doktora gidebiliyor. Bu noktada önce obeziteli bireylerin toplumda ayrımcılığa uğramasının, dalgalanmanın önüne geçmeliyiz. Hastaların söylediklerini duymalıyız. Hastalarımızı obeziteyi tanımak, topluma anlatmak ve önlemek için değerli bir araç olarak görmeliyiz” dedi.Türkiye Obezite Araştırma Derneği’nden Şeniz Ünal da konuşmasında şu noktalara değinerek sözlerini sonlandırdı: “Çaresizlik duygusu obeziteli hastaların çok yakından hissettiği bir duygu. Hastalarımız obeziteli bireyler olduğu için suçluluk duygusu beslememeli. Obeziteli hastaların duygularına, bedenlerine ve imkânlarına saygı göstererek; onların tedavi almalarına, farkındalıklarını artırmalarına destek olmalıyız.”