Güney Afrika’da ‘Nu’ ismiyle ortaya çıkan ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından Omicron olarak adlandırılan yeni koronavirüs varyantı toplumda kaygı yaratmaya devam ediyor. Omicron’un daha önce görülmediği kadar fazla mutasyon taşıdığını belirten uzmanlar, buna karşın diğer varyantlarla benzer semptomlar gösterdiğini ifade ediyor. Uzmanlar, bulaşmayı engelleyemese de ağır hastalık riskini yüzde 90’ların üzerinde azaltan aşılarla ilgili spekülasyonların iddiadan öteye geçemeyeceğini vurgulayarak aşı olunmasını ve toplumsal psikolojinin korunmasını tavsiye ediyor.
Üsküdar Üniversitesi Biyogüvenlik Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu, Güney Afrika’da ortaya çıkan Omicron isimli varyantla ilgili değerlendirmelerde bulundu ve tavsiyelerini paylaştı.
Endişelerin alt yapısı var
Güney Afrika’da 24 Kasım 2021‘de ortaya çıkan ilk ismi ile ‘Nu’ ve son olarak Dünya Sağlık Örgütü’nün “Omicron” ismini koyduğu yeni Koronavirüs varyantının dünyada hızla yayılmaya devam ettiğine dikkat çeken Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu, “Daha önce ortaya çıkan Alpha, Beta ve Delta’dan sonra dördüncü kaygıya neden olan varyant Omicron ile ilgili şu an sınırlı bilgiler olsa da bilim insanları endişeli. Bu endişenin elbette bir alt yapısı var. Öncelikle daha önce görülmediği kadar fazla mutasyon taşıyan bu varyant, özellikle virüsün bağlanma bölgesi olan Spike proteininde diğer varyantlara oranla çok daha fazla mutasyon taşıyor.” dedi.
Omicron, Spike proteininde 30 kadar mutasyon taşıyor
Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu, ‘Dünyada şu an yapılan aşıların en çok bu bölgeyi hedef alması ve bağışıklık yanıtından kaçmak için virüsün bu bölgede oluşturduğu mutasyonları kullandığının düşünülmesi konuyu önemli hale getiriyor’ dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Yeni bir varyant çıktığında en çok endişelenilen durumlar, yeni varyantın ne kadar bulaştırıcı olduğu, hastalık şiddeti, bağışıklıktan kaçış potansiyeli ve aşı direnci olarak sayılabilir. Bu sebeple her mutasyon taşıyan varyant dikkatle değerlendiriliyor ve özellikle yukarıda sayılan durumları etkileyebilecek mutasyonları taşıyan varyantlar dikkatle takip ediliyor. Omicron varyantı, özellikle hem immün sistemin hem de aşıların hedef aldığı, bağlanma bölgesi olan Spike proteininde 30 kadar mutasyon taşıyor. Bunlardan neredeyse yarısı daha da önemli olan Spike proteininin RBD denilen ana bağlanma bölgesinde bulunuyor. Ayrıca genomunda çok sayıda silinme ve eklenme mutasyonları da taşıdığı biliniyor. 3 adet mutasyon ise virüsün bulaştırıcılığını etkileyen furin kesim bölgesinde yer alıyor. Sonuç olarak yeni varyant şimdiye dek en yüksek sayıda önemli mutasyon taşıyan varyant olarak endişe yaratıyor.”
Diğer varyantlarla benzer semptomlar gösteriyor
Omicron varyantının yeni semptomlar göstermediğini ifade eden Yılancıoğlu, “Hastalar, daha önce ortaya çıkan varyantlar ile benzer semptomlar gösteriyor. Şu ana kadar hafif ve orta dereceli hastalar bildirilmiş durumda fakat durumun hasta sayısı arttıkça daha fazla netlik kazanması bekleniyor. Güney Afrika’dan gelen ilk bilgilere göre hastalar halsizlik, baş ağrısı ve ağrılar ile kendilerine başvuruyor, öksürük ve koku, tat kaybı görmediklerini bildiriyorlar. Yine Güney Afrika Sağlık Bakanlığı, genç grupta hastane yatışlarının artmadığını bildiriyor fakat hastalığın yaşı ileri gruba yayıldıkça neler olacağını izlemek gerektiğine vurgu yapılıyor.” dedi.
Aşının etkisinin azaldığına dair kanıt bulunmuyor
Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu, aşıların etkinliği konusunda bilgilerin sınırlı olduğunu hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yapılan açıklamalar, aşıların hastalığa karşı koruyuculuğunun bir miktar daha düşeceği ve aşılılarda hastalığın bir önceki varyantlara oranla daha sık görülebileceği yönünde fakat aşıların ağır hastalıktan korumaya devam edeceği beklentisi de yüksek. Dünya Sağlık Örgütü yaptığı açıklamada, şimdiye dek aşı etkinliğinin azaldığına dair bir kanıt olmadığını, yeni varyantın daha hızlı bulaştığını fakat yeni aşı geliştirmeye şu an için gerek olmadığını, üçüncü doz aşılamalardan ziyade hiç aşı olmamış olan kişilere yoğunlaşılması gerektiğini düşündüklerini paylaştı. Şu an elimizdeki bilgilere göre aşı etkinliğinde önemli ölçüde bir azalmaya işaret eden kanıt bulunmuyor. Durum dikkatle izlenmeli ve net konuşmak için zamana ihtiyaç var.”
Spekülasyonlar insanların aklını karıştırıyor
Spekülasyonların elbette insanların aklını karıştırdığına vurgu yapan Yılancıoğlu, “Aşılanan taraf aşılanmayanlar sebebi ile varyantların oluştuğunu, aşılanmayan kesim ise aşıların varyantlara sebep olduğunu savunuyor. Elbette bunun kesin bir şekilde bilinmesi imkansız çünkü varyantlar hem aşılı hem de aşısız kişilerde gelişebilir. Aşılar yoğun bir seçilim baskısı yaratarak varyantlara sebep olabilir. Bunun yanında aşısız kişilerde ve özellikle bağışıklığı baskılanmış kişilerde virüs daha fazla çoğalarak daha uzun süre mutasyon geçirme şansına sahip olup yeni varyantlar ortaya çıkabilir. Bunlar spekülasyondan öteye geçemeyecek iddialar olduğu için tartışılmasının şu noktada gereksiz olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.
Aşı ağır hastalık riskini önemli ölçüde azaltıyor
Omicron varyantı ile mücadelede diğer varyantlara kıyasla bir değişikliğin söz konusu olmadığını ifade eden Yılancıoğlu, “Yine ünlü sloganımız maske, mesafe ve hijyen yeterli olacaktır, tabi buna bir de aşı eklendi. Kendisini korumak isteyenlerin aşı olması öneriliyor. Aşılar bulaşmayı engelleyemese de ağır hastalık riskini yüzde 90’ların üzerinde azalttığı aşikar. Bu durumda korunmak için aşı olunması mantıklı.” diye konuştu.
Tam kapanma olmayacaktır
“Dünyada ve ülkemizde kapanma olabilir mi?” sorusuna elbette oluşan yeni durumlara göre yöneticilerin cevap verebileceğini belirten Doç. Dr. Yılancıoğlu, “Fakat benim kanaatim artık kapanmaların, en azından tam kapanmanın olmayacağı yönünde. Daha önceki tecrübelerimizden yola çıkarak kapanmanın pandemiyi bitirmediğini hatta ekonomik, sosyal, psikolojik boyutları ile topluma daha fazla zarar verdiği söylemek mümkün. Bu sebeple kapanma beklememekle birlikte belki bir miktar kısıtlamaların sıkılaştırılması gündeme gelebilir. Aşıların varlığı sebebi ile artık sıkı önlemlerin alınmayacağını düşünüyorum.” dedi.
Psikolojinin korunması çok önemli
Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Sakin olunması gerekiyor. Yeni varyant ile ilgili bilgilerimizin sınırlı olmasına karşın artık virüsü bildiğimizi ve herhangi bir varyanta karşı hızlı önlem alabileceğimizi söyleyebilirim. Şu ana kadar gelen bilgiler gayet olumlu, elbette bekleyip göreceğiz fakat toplumsal olarak psikolojimizi korumamız da çok önemli. Hayat devam ediyor ve edecek. Yeni varyantlar gelecek fakat artık savunmasız değiliz. Aşılarımız var ve ilaçlar yolda.”