Okula gitmek istemeyen çocukla pazarlığa girilmemeli!

Okula başlama dönemi ve çocuğun okula uyum sürecinde çocuğa zaman tanınması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, bu sürecin yaklaşık 1 ya da 1,5 aylık bir süreyi kapsadığına dikkat çekiyor. Çocuğun okula ve yeni çevreye uyumunda erken çocukluk hatta bebeklik döneminde anne ya da bakım veren kişi ile kurulan güvene dayalı bağlanma ilişkisinin etkisi olduğunu belirten uzmanlar, uyum sürecinin okul ortamı, çocuğun okula hazır oluşu, anne baba tutumları ve çocuğun mizacı ile değişiklik gösterebileceğini kaydediyor. Okula gitmek istemeyen çocukla kesinlikle pazarlığa girilmemesi hatırlatmasında bulunan uzmanlar, bir takım vaatlerden de uzak durulması gerektiğini vurguluyor. 

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Demet Gülaldı, okula uyum ve bu sürecin sağlıklı şekilde atlatılmasına yönelik önemli paylaşımlarda bulundu. Okula uyumun hem akademik başarıyı hem de okula olan memnuniyeti kapsayan çok boyutlu bir yapı olduğunu kaydeden Dr. Demet Gülaldı, “Okula uyum, çocuğun okul kültürünün ve öğrenme ortamlarının gerekliliklerine en üst düzeyde öğrenme için uyum sağlama derecesini ifade eder. Kaygı – stres yaşamadan akranları ve öğretmenleri ile uyumlu bir şekilde etkileşimde olabilmesidir.” dedi. 

Okula uyumun üç boyutu bulunuyor

Okula uyumun akademik boyutunun, öğrencilerin verilen ödevleri ve sınıf etkinliklerini ele alma biçimleri ve sınavlardaki performansları ile ilişkili olduğunu ifade eden Dr. Demet Gülaldı, “Sosyal boyut, sınıf arkadaşlarıyla iş birliği yapmak ve akranlara ve öğretmenlere karşı saygılı bir tutum sergilemek gibi okuldaki sosyal etkinliklere katılımı içerir. Okula uyumun kişisel-duygusal yönü, öğrencilerin kaygı ve stresle başa çıkma biçimleriyle ilgilidir. Okula uyumu sağlayan en önemli faktörler arasında öğretmen, akran ilişkileri, ebeveyn tutumları, okulun fiziki yapısı ve çevresel koşullar gibi faktörler sayılabilir.” dedi.

Okuldan korkma ve okul reddi yaşanabilir

Okula uyum sorunları yaşamayan çocukların “uyumlu çocuk”, sorun yaşayan çocukların ise “uyumsuz çocuk” olarak etiketlendiğini belirten Dr. Demet Gülaldı, okula uyum sağlayamama sonucunda çocukta okuldan korkma, okula gitmeyi reddetme gibi durumların sıklıkla görülebildiğini söyledi. Dr. Demet Gülaldı, şunları söyledi: 

“Çocuklarda okula gitme zamanı yaklaştığında huzursuzluk, ağlama, içe ve dışa yönelik saldırganlık, sinirlilik, baş ağrısı, mide bulantısı ve iştahsızlık gibi tepkiler de ortaya çıkmaktadır. Okulda ise içe kapanma, ağlama, etkinliklere katılmama, sınıfa girmek istememe, akranlarına karşı saldırganlık, öğretmene ya karşı gelme ya da aşırı yakınlık kurma gibi davranışlar gözlenebilir. Okul öncesi dönemde ise uyum sorunu yaşayan çocukların annelerinden ayrılmak istememek, tüm gün ağlayarak kapıda veya pencerede beklemek, annesini de okulda yanında tutmaya çabalamak gibi davranışlar sergilediği görülmektedir. Uyum sorunu yaşayan çocuklarda görülen geceleri alt ıslatma, uyku bozuklukları, yeme bozuklukları, sindirim sistemi bozukları da yaşamı olumsuz şekilde etkileyecektir.”

Güvenli bağlanan çocuklar daha kolay uyum sağlıyor

Çocukların okul ortamıyla tanıştıkları ilk kurumun okul öncesi kurumları olduğunu ifade eden Dr. Demet Gülaldı, “Çocuğun yaşantısındaki en önemli olaylardan hatta tüm yaşamını etkileyecek bir başlangıç olması açısından erken çocukluktaki bu deneyim çok önemlidir.  Erken çocukluk hatta bebekli döneminde anne ya da bakım veren kişi ile kurulan güvene dayalı bağlanma ilişkisinin çocuğun okula ve yeni çevreye uyum sağlamasında önemli etkisi vardır. Güvenli bağlanan çocuklar anneden rahatlıkla uzaklaşıp yeni keşifler yapmaya hazır durumdadırlar. Okula başlama döneminde çocukların okula uyum sağlama süreçleri için çocuğa zaman tanımalıdır. Bu süreç yaklaşık 1-1,5 aylık bir süreyi kapsasa da okul ortamı, çocuğun okula hazır oluşu, anne baba tutumları ve çocuğun mizacı ile değişiklik gösterebilir.” dedi. 

Okula uyum çocuğun gelecekteki yaşam kalitesini etkiliyor

Okula uyumun sağlanmasının çocuğun gelişimi üzerindeki etkilerine de değinen Dr. Demet Gülaldı, “Çocukların okulda geçirdikleri zaman düşünüldüğünde okulda mutlu olmaları ve uyum sağlamaları çocukların yaşam kalitesi için önemli olmaktadır. Okula uyum sağlayan çocukların öğrenme sürecinde daha dikkatli okul etkinliklerine katılımcı daha aktif ve bağımsız çalışabilmektedirler. Bu çocukların akademik başarılarının yüksek olmasında bu uyumun etkisi de büyüktür. Ayrıca okul uyumu çocukların akranları ve öğretmenleriyle yakın ve güvene dayalı ilişkiler kurmasına da zemin yaratmaktadır. Özellikle akran ilişkileri okula uyum sürecinde önemli rol oynamaktadır. Çocukların akranları tarafından kabul/ret edilmesi ve akran davranışlarının yönü okula uyumu kolaylaştırmakta veya zorlaştırmaktadır.” diye konuştu.

Okul fobisi oluşmasın!

Dr. Demet Gülaldı, okul uyumu olmadığı durumlarda ve gerekli müdahaleler yapılmadığında ilerleyen dönemlerde okul fobisi oluşacağını, aile ve çocuk için yaşam kalitesinin önemli ölçüde bozulacağını söyledi.

Dr. Demet Gülaldı, okula uyumun sağlanmasının önemine işaret ederek “Okulların oryantasyon programları okula uyum sürecinde ailelere yardımcı olmaktadır. Okulu kısa sürelerle ziyaret etme, okulu, okul çevresini ve arkadaşlarını tanıma, serbest faaliyetlerde birlikte olma fırsatları ile çocuklar kendilerini daha rahat hissedebilirler. Çocuktaki kaygıyı en aza indirebilmek öğretmenle ilk karşılaşmanın rahat ve samimi bir ortamda olması önerilmektedir. En önemlisi uyum sürecinin sağlıklı olması için çocuğun bilişsel olarak da okula hazır olduğundan emin olmak gereklidir.” dedi.

Anne ve babalara tavsiyeler!

Dr. Demet Gülaldı, okula uyum konusunda anne ve babalara düşen görevlere de işaret ederek şunları söyledi:

Exit mobile version