Obsesif Kompulsif Bozukluk

“Cesaretin, sadece bir şeyden korkmamak olmadığını bilmemiz önemlidir; cesaret aynı zamanda, bir şeyden korkmak ama onunla bir şekilde yüzleşmektir.”

Obsesif kompulsif bozukluk (OKB), insanların obsesyon adı verilen sürekli tekrar eden düşüncelere sahip olması ve bu düşüncenin kendisini rahatsız etmesinden ötürü, genellikle rahatlamak amacıyla ritüel veya kompulsiyon adı verilen sürekli tekrar eden davranışlarda bulunmasıyla karakterize bir durumdur.

Takıntı (Obsesyon)

Obsesyonlar yineleyici, istem dışı, kişinin kendi zihninin ürünü olan, benliği rahatsız edici nitelikte ( ego-distonik) olduğu için kişinin zihninden uzaklaştırmaya çalıştığı fakat aksine zihin alanının işgal eden, ısrarla ve zorlayıcı her türlü düşünce, dürtü ya da düşlemlerdir. Kişinin isteği dışında gelirler, kişi tarafından mantık dışı olarak değerlendirilirler ve yoğun sıkıntı, huzursuzluğa yani anksiyeteye neden olurlar. Hastalar, “ takıntı, saplantı, evham ya da vesvese” gibi terimler kullanır.

En yaygın obsesyon belirtileri:

Uzm. Kl. Psk. Merve Tok

Zorlantı (Kompulsiyon)

Kompulsiyonlar sıklıkla bir obsesyona tepki olarak sergilenen ritüel davranış veya düşünce örüntülerini temsil eder. Obsesyonlar öznel kaygı halinde artışa sebep olurken, kompulsiyonlar kişinin kaygı ya da rahatsızlığını azaltır. Kompulsif davranışlar rahatsızlık halini ya da bazı korkulan olay veya durumu nötralize etmek ya da önlemek için tasarlanır. Obsesif belirtiler için tedavi arayan birçok hasta kompulsif davranışlar da sergilemektedir.

En yaygın kompülsiyon belirtileri:

Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) nedenleri nelerdir?

Çevresel Faktörler:  Kişinin sosyal ve aile çevresinde yaşadığı stres hastalığın gelişimini tetikleyebilir. Kişide var olan hastalık hafifi semptomlarla seyrederken belirli çevresel faktörler hastalık semptomlarını arttırabilir.

Biyolojik Faktörler: Karmaşık bir yapıya sahip olan beyin, normal fonksiyonlarını devam ettirebilmek için nöron adı verilen sinir hücrelerine ihtiyaç duyar.  Vücudun normal işleyişinde devam edebilmesi için beyindeki milyarlarca nöronun (sinir hücresinin) birbirleriyle iletişim kurması gereklidir ve nöronlar elektriksel sinyallerle haberleşir. Nörotransmiterler adı verilen özel kimyasallar, bu elektriksel mesajların nörondan nöronlara taşınmasına yardımcı olur. Obsesif kompulsif bozukluk durumunda, beynin belirli bölümlerinde aşırı aktivite bulunmaktadır. Hasta obsesif kompulsif bozukluk (OKB) semptomlarını yaşadığında ise beyin daha da aktif hale gelir. 

Obsesif Kompulsif Bozukluk ve Psikoterapi

Günümüzde OKB nin psikolojik nedenleriyle ilgili temel açıklama biçimi bilişsel davranışçı modele dayalıdır. Davranışçı model, çocukluk dönemindeki yaşantılarla oluşan bazı koşullanmaların (örneğin kirlilikle ilgili ailenin olumsuz tepkileri- kirlendiğinde kızılması- ve titiz davranışları, buna karşılık yıkanma, silme davranışlarının beğenilmesi, desteklenmesi) OKB gelişiminde etkili olduğunu öne sürer. Terapi tedavisinin amacı hastaların ritüellerini gerçekleştirmesini önleyerek korkularıyla yüzleşmelerini sağlamak ve anksiyetelerini azaltmaktır. Obsesif kompülsif bozukluğu olan hastaların abartılmış felaket içeren düşüncelerini azaltmaya odaklanan bilişsel davranış terapisi ile hastanın gerçek gibi algıladığı düşüncelerden uzaklaştırılması sağlanır.

Exit mobile version