Mide kanseri hızlı seyreden ve yayılan bir kanser türüdür. Genellikle bir ülser şeklinde başlar. Mide kanseri çevre organ ve lenf bezlerini etkileyebilir. Direk komşulukla, lenfatik yolla, kan yoluyla ve karın içinde ekim yoluyla yayılabilir. Mide tümörü, midenin dış tabakasının içinden büyüyerek pankreas, özefagus veya bağırsak gibi çevre organların içine doğru uzanabilir. Mide kanseri hücreleri kan yoluyla karaciğer, akciğerler ve diğer organlara yayılabilir.
Kanser hücreleri lenfatik sistem aracılığıyla vücuttaki tüm lenf bezlerine yayılabilir. Mide kanserine dünyanın her bölgesinde rastlanmakla beraber bazı bölgelerde daha sıktır. Japonya, Malezya, Şili, İzlanda bu bölgelerden bazılarıdır. Birçok ülkede erkeklerde kadınlara oranla iki kat daha fazla görülür. En sık görüldüğü yaşlar 50-60’lı yaşlardır. Ayrıca düşük sosyoekonomik düzeyli toplumlarda sıklık yükselir.
Risk Faktörleri :
Mide kanserinin tam sebebi bilinmemektedir. Mide kanseri için kabul gören risk etkenleri şunlardır:
Yaş: Mide kanserli hastaların çoğu 72 yaş veya üzerindedir.
Cinsiyet: Erkeklerde kadınlara göre daha fazla gelişmektedir.
Irk: Asya ve Afrika toplumunda Amerikan toplumuna göre daha fazla görülmektedir.
Diyet: Risk faktörleri arasında en çok araştırılmış olan diyettir. Tütsülenmiş, tuzlanmış, turşuya basılmış veya aşırı tuzlu yiyeceklerden zengin yiyecekleri yiyenlerde mide kanseri gelişme riski artmaktadır. Diğer taraftan taze sebze meyvelerin yenilmesi, yüksek doz C vitamini alımı, sarımsak, yeşil çay bu hastalığa karşı koruyucu olabilmektedir.
Helikobakter pilori (HP) infeksiyonu: HP genelde midede yaşayan bir bakteri çeşididir. HP infeksiyonu mide iltihabı, mide ülseri ve mide kanseri riskini artırmaktadır, fakat bu bakteriyle enfekte olan kişilerin sadece çok küçük bir kısmında mide kanseri gelişir. HP infeksiyonuna karşı antikorların varlığında mide kanseri riskinin 6 kat artığı tespit edilmiştir. İnfeksiyon, kanser riskini artırmasına rağmen, kanser bulaşıcı değildir. Mide kanserli bir kişiden bu hastalığı kapmazsınız.
Sigara: Sigara içenlerde içmeyenlere göre mide kanseri gelişme riski daha fazladır.
Belli sağlık problemleri: Midede iltihaba ve diğer problemlere sebep olan durumlar da mide kanserine sebep olabilir:
Geçirilmiş mide ameliyatı
Kronik atrofik gastrit (mide yüzeyinin uzun süreli iltihabı)
Pernisiyöz anemi (mideyi etkileyen ve vitamin B12’nin emilim bozukluğuyla giden bir kan hastalığı)
Adenomatöz polipler ve ailesel polipler
Aile hikayesi: Mide kanserinin nadir türü ailesel geçişlidir.
Diğer faktörler arasında; radyasyon, aflatoksin, A kan grubu ve Epstein-Barr virüsü infeksiyonları da sayılabilir.
Bilinen risk faktörlerinin çoğunu taşıyan kişilerde mide kanseri gelişmeyebilir. Örneğin; birçok kişinin midesinde H. pilori bakterisi vardır, fakat hiç mide kanseri gelişmez. Diğer taraftan bilinen risk faktörü olmayanlarda bazen bu hastalık ortaya çıkabilmektedir. Eğer risk taşıdığınızı düşünüyorsanız doktorunuzla görüşmelisiniz. Doktorunuz risklerinizi azaltmaya yönelik önerilerde bulunabilir veya gerekiyorsa tarama yapılabilir.
Belirtiler
Mide tümörlerinin tipi ne olursa olsun klinik özellikleri ve tanısal açıdan benzerlik gösterirler. Mide kanseri genellikle sinsi seyirli bir hastalıktır. Genellikle oldukça geç belirti verir ve belirtiler hastalığa özgü değildir. Karında mide bölgesinde belirli-belirsiz bir rahatsızlık hissi en sık başlangıç belirtidir. Hastalığın ileri evrelerinde en sık belirtiler kilo kaybı ve karın ağrısıdır. İştahsızlık, halsizlik, yutma güçlüğü, bulantı, kusma, midede dolgunluk ve şişkinlik hissi diğer belirtilerdir. Kan tükürme sık rastlanan belirti değildir fakat gizli kanama sıktır. Hastaların bir kısmı karaciğer büyümesi, karında sıvı birikmesi veya sarılık gibi ilerlemiş hastalık bulguları ile karşımıza çıkarlar. İleri evrelerde sol köprücük kemiği üstü lenf bezi büyümesi ele gelebilir. Bu belirtiler çoğunlukla kanser dışı nedenlere bağlıdır. Ülser, gastrit ve infeksiyon gibi diğer sağlık problemleri aynı belirtilere sebep olabilir. Bu tür şikayetleriniz varsa bir doktor yardımı almalısınız.
Tanı
Mide kanserinde temel tanı aracı üst gastrointestinal endoskopidir. Bu yöntemle mide iç yüzeyi tamamen görülür ve şüpheli alanlardan biyopsi alınarak tanı konulur. Endoskopi ve biyopsi ile mide karsinomlarının %95’den fazlası tanımlanabilir. Tanı kesinleştikten sonra hastalığın derecesinin belirlenmesi için bilgisayarlı tomografi, magnetik rezonans, abdominal ultrasonografi ve endosonografi hastalığın yaygınlığını gösterme açısından yararlıdırlar. Diğer bir yöntem de laparaskopidir (genel anestezi altında ışıklı bir kamera ile karın içerisine bakılması).
Evreleme
Doktorunuz en iyi tedaviyi planlamak için hastalığınızın yaygınlığını bilmek ister. Evreleme tümörün çevre dokulara yayılımı, eğer sıçramış ise vücudun hangi kısımlarına yayıldığı esaslarına göre yapılır. Mide kanseri; lenf bezleri, karaciğer, pankreas ve diğer organlara yayılabilir. Doktorlar bu alanları kontrol etmek için bazı testler isterler:
Kan testleri: Kansızlığı kontrol etmek için tam kan sayımı istenir. Kan testleri ayrıca karaciğerinizin iyi çalışıp çalışmadığını gösterebilirler.
Akciğer filmi: X-ışını cihazı ile akciğerlerinizin görüntüsü alınır. Doktorunuz daha sonra bu görüntüleri bir film üzerinde değerlendirebilir. Akciğerlerinizdeki tümörler görüntülenebilir. Bilgisayar tomografi: Bilgisayara bağlı x-ışını cihazı ile organlarınızın ayrıntılı seri görüntüleri alınır. Kontrast madde enjeksiyonu alabilirsiniz. Kontrast madde anormal bölgelerin daha kolay görülmesini sağlar. Karaciğer, pankreas veya vücudunuzun başka kısımlarındaki tümörler bilgisayarlı tomografide gösterilebilir.
Endoskopik ultrasonografi: Endoskop adı verilen ince ve ışıklı uzun bir tüp boğazınızdan geçirilir. Tüpün ucundaki cihaz insanların duyamadığı ses dalgalarını gönderir. Gönderilen dalgalar mide içindeki organlardan veya diğer organlardan yansırlar.
Laparoskopi: Bir cerrah karnınızda küçük kesikler yapar. Cerrah, laparoskop adı verilen ince ve ışıklı tüpü içeriye gönderir. Cerrah, biyopsi için lenf bezlerini veya doku örneklerini alır.
Bazen de tümör ve yanındaki lenf bezleri alınmadan evreleme tamamlanamaz.
Tedavi Yöntemleri
Mide kanserini tedavi eden uzmanlar; medikal onkologlar, gastroenterologlar, cerrahlar ve radyasyon onkologlarıdır. Tedavi seçiminiz genelde tümörün büyüklüğü ve yerleşim yerine, hastalığın evresine ve genel sağlık durumunuza bağlıdır. Mide kanserinin tedavisi cerrahi, kemoterapi veya radyoterapiden oluşur. Birçok kişiye birden fazla tedavi çeşidi uygulanır. Tedaviniz başlamadan önce doktorunuza şu soruları sorabilirsiniz:
Kanserim hangi evrede?
Tedavi seçeneklerim hangileri? Siz bana hangisini öneriyorsunuz? Niçin?
Verilebilecek tedavi seçeneklerinin her birinden beklenen faydalar nelerdir?
Her bir tedavinin riskleri ve muhtemel yan etkileri nelerdir? Yan etkileri kontrol edebilmek için neler yapabiliriz? Tedavi sırasında kendimi korumak için nelere dikkat etmeliyim?
Tedavi normal yaşamımı nasıl etkileyecek? Yemek yeme problemi veya diğer problemlerle karşılaşacak mıyım?
Eğer bu problemlerle karşılaşırsam kiminle görüşmeliyim?
Tedavi maliyeti ne kadar olacak? Sağlık güvencem karşılayacak mı?
Ne sıklıkla kontrol gerekecek?
Cerrahi: Mide kanserinin temel tedavisi cerrahidir. Uygulanacak cerrahi yöntem kanserin yerine, bölgesel yayılımı olup olmadığına ve uzak yayılımı olup olmadığına göre planlanır. Mide kanseri için uygulanacak ameliyat için genellikle göbek üstü orta hat kesisi daha uygun olmaktadır. Yemek borusu alt kısmı ve mide girişindeki tümörlerde bazen göğüs kafesinin açılması gerekebilir. Uygulanacak cerrahi yöntem gastrektomidir (Midenin çıkarılması). İki çeşit mide kanseri cerrahisi vardır: Kısmi gastrektomide kanserli midenin bir kısmı alınır. Cerrah ayrıca yemek borusunun ve ince bağırsağın bir kısmını da alabilir. Yakın lenf bezleri ve diğer dokular da alınabilir. En sık tümör midenin son üçte birlik kısmında görülür. Bu durumda midenin son kısmının çıkarılması yeterli olur. Total gastrektomide midenin tamamı, çevre lenf bezleri, yemek borusu ve ince bağırsağın kısımları ve tümöre komşu diğer dokular çıkarılır. Daha sonra cerrah yemek borusunu direk ince bağırsağa bağlar. Cerrah bağırsaktan yeni bir mide yapar. Bu operasyona dalağın alınması işlemi de eklenebilir. Ortada veya üst üçte birlik kısımda yerleşen tümörlerde midenin tamamen çıkarılması daha uygundur. Cerrahi sonrası iyileşme süresi kişiden kişiye farklılık gösterir. İlk birkaç gün için rahatsız olabilirsiniz. İlaçlar ağrılarınızı kontrol etmeye yardımcı olabilir. Ameliyat öncesi doktorunuz veya hemşirenizle ağrıların azaltılmasının nasıl olacağını konuşabilirsiniz. Mide ameliyatı geçirenlerin çoğu belli bir süre kendilerini halsiz ve yorgun hissedebilirler. Ameliyat kabızlık veya ishale de sebep olabilir. Bu belirtiler diyet değişiklikleri ve ilaçlarla kontrol altına alınabilirler. Sağlık ekibiniz tedavi gerektirebilecek kanama, infeksiyon veya diğer problemler açısından sizi yakın takip edecektir.
Kemoterapi ve Radyoterapi: Kemoterapi ilaçlar kullanılarak kanser hücrelerinin öldürülmesidir. İlaçlar kan dolaşımına girerek vücudun bütün kısımlarındaki kanser hücrelerini etkileyebilirler. Hastaların çoğu kemoterapiyi ameliyattan sonra alır. Işın tedavisi kemoterapi ile birlikte verilebilir. Mide kanserindeki kanser ilaçları genelde damar yolu ile verilir. Fakat bazı ilaçlar ağızdan verilebilir. Tedavi genelde hastanenin ayaktan tedavi bölümünde (kemoterapi ünitesi), doktor ofisinde veya evde alınır. Bazı hastaların tedavi sırasında hastanede kalmaları gerekir. Kemoterapinin yan etkileri genelde bazı ilaçlara ve dozlarına bağlıdır. İlaçlar kanser hücrelerini ve diğer hızlı çoğalan hücreleri etkilerler.
Tam temizleyici cerrahi işlemlerden sonra genel olarak 5 yıl yaşama olasılığı %25 dolayındadır. Mide kanserinde yaşam süresini etkileyen en önemli faktör uzak veya karın içi yayılımın olup olmadığıdır. Bu bulgular var ise beklenen yaşam süresi 6-12 ay dolaylarındadır. Erken tespit edilmiş kanserde ise 5 yıllık yaşam %95’in üzerinde olabilmektedir.
Korunma
Beslenme alışkanlığımızı düzenlemek, taze meyve ve sebze tüketmek, tütsülenmiş gıdalardan ve alkol- sigaradan uzak durmak, mide kanseri gibi pek çok kanser türü için koruyucudur. Korumak ve korunmak hastalığı tedavi etmekten daha kolaydır.