Memeler, kaburga kemiklerinin üzerini saran göğüs kaslarının üzerinde yerleşmişlerdir. Her meme 15 ile 20 loptan oluşur. Loplar da daha küçük lobüllerden meydana gelmiştir. Lobüller, süt üreten bezleri içerirler. Lobüllerin arasındaki ince kanallardan meme başına doğru süt akımı olur. Meme başı, areola dediğimiz koyu renkli alanın ortasında yer alır. Lobül ve kanalların arasını yağ dokusu doldurur. Memelerde lenf damarları da vardır. Bu damarlar, lenf nodları dediğimiz küçük ve yuvarlak yapılara giderler. Lenf nodları, memeye yakın olarak koltuk altı bölgesinde bulunurlar. Ayrıca köprücük kemiği arkasında, göğüs kafesi kemikleri arkasında ve vücutta pek çok bölgede bulunurlar. Lenf nodları; bakterileri, kanser hücrelerini ve diğer zararlı maddeleri tutarlar.
Kadınların en çok korktuğu hastalıklardan birisi meme kanseridir. Kalp ve damar hastalıklarıyla beraber, en çok ölüme neden olan durumdur. Kanserden ölümde akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer alır. Ancak bu kadar karamsar olmaya gerek yok. Çünkü son 30 yıl içinde tıp alanında meme kanserinin teşhis ve tedavisinde oldukça büyük ilerlemeler olmuştur. Meme kanserinden ölümler artık azalmaktadır. Eskiden meme kanserinde tüm meme dokusu yanında cilt ve kas dokuları da alınırken, şimdi sağlam dokulara fazla dokunulmayan tedavi seçenekleri uygulanmaktadır.
Belirti ve Bulgular
Meme kanserinin belirti ve bulgularını bilirseniz belki de hayatınızı kurtarmış olursunuz. Erken teşhisle hem tedavi şansınız artacak hem de sağlıklı uzun bir ömrünüz olacaktır. Memedeki çoğu kitle kanser değildir. Ancak tabii ki kanserin ilk belirtisi memedeki kitledir. Bu kitle genellikle ağrısızdır. Diğer belirtiler ise şöyledir;
– Meme başından gelen temiz veya kanlı akıntı
– Meme başında çekilme
– Memenin şeklinde veya yapısında değişiklik
– Meme çevresindeki deride düzleşme ya da çökme
– Meme derisinde portakal kabuğu görüntüsü olması
Ancak memenizde adet siklüsü ve gebelik süresince normal değişikliklerin olacağını da unutmayın. Bunun yanında kanser olmayan iyi huylu meme tümörleri de vardır. Bunlar şöyledir;
Fibrokistik değişiklikler. Burada memenizde ip ya da granül tarzında yapılar hissedersiniz. Fibrokistik değişikler çok yaygın olup, kadınların yarısında oluşmaktadır. Çoğunda da zararsızdır ve kanser gelişmez. Eğer memenizi sürekli kendiniz kontrol ederseniz ondaki değişiklikleri tespit etmeniz daha kolay olacaktır.
Kistler. Bu içi sıvı dolu keseler, genelde 35 ile 50 yaş arasındaki kadınlarda görülürler. Kistlerin büyüklüğü değişik olabilir. Çok küçük de olabilir, yumurta kadar büyük de olabilir. Adet döneminize yakın zamanda büyüklükleri artabilir ya da hassaslaşabilirler. Ondan sonra da tamamen kaybolabilirler. Kist oluşumu menapozdan sonra pek görülmez.
Fibroadenomlar. Özellikle doğurganlık dönemindeki kadınlarda sıklıkla görülen sert, iyi huylu tümörlerdir. Fibroadenomlar, düzgün şekilli, lastik kıvamında, kenarları belirgin yapıdaki kitlelerdir. Cilt altında hareket eder ve ağrısız olarak ele gelirler. Zamanla büyüyebilir ya da küçülebilirler. Hatta tamamen kaybolabilirler. Fibroadenom tespit edildiyse bazen biopsi ile tanıyı doğrulamak gerekebilir.
Enfeksiyonlar. Meme enfeksiyonu (mastit), genelde emziren annelerde ya da emzirmeyi yeni bırakmış annelerde görülür. Ancak her hangi bir dönemde de mastit gelişebilir. Memeniz kırmızı, sıcak, hassas ve şiştir. Koltuk altındaki lenf bezleri de şişebilir. Ateşiniz yükselerek kendinizi bitkin hissedersiniz.
Travma. Memenize gelen darbe ile kitle oluşabilir. Bu da kanser gelişeceği anlamına gelmez.
Kalsiyum depoları (mikrokalsifikasyonlar). Bu şekildeki minik kalsiyum depoları memenizin her yerinde gelişebilir ve mamografi ile gösterilir. Çoğu kadında bunlardan bir ya da daha fazla sayıda değişik büyüklüklerde olabilir. Travma, kızarıklık, hücre yıkımı, hücre salgıları gibi nedenlerden oluştuğu düşünülmektedir. Aldığınız kalsiyumla bir ilgisi yoktur. Kalsiyum depolarının büyük kısmı zararsızdır. Ancak çok küçük bir kısmı kansere dönüşebilir. Her hangi bir şüphede doktorunuz gerekli tetkikleri isteyecektir. Hatta biyopsi dahi yapılabilecektir. Eğer memenizde bir kitle ele gelir ya da başka bir değişiklik hissederseniz, doktora gitmeden önce bir adet döneminizin geçmesini bekleyin. Bir ayın sonunda halen aynıysa o zaman muayene olmanız gereklidir.
Nedenleri
Meme kanserinde, memedeki hücreler anormal olarak büyümeye başlarlar. Bu kanser hücreleri, normal sağlıklı hücrelere göre daha hızlı çoğalırlar ve meme dokusuna doğru yayılırlar. Hatta lenf nodlarına ve vücudunuzun başka yerlerine de sıçrayabilirler. En sık görülen meme kanseri tipi süt üreten kanallarda başlar. Ancak kanser lobullerde ya da diğer meme yapılarında da başlayabilir. Çoğu vakada meme dokusundaki anormal hücre çoğalmasını başlatan şeyin ne olduğu belli değildir. Fakat %5 ile 10 oranında meme kanserinde kalıtım yoluyla geçiş olduğunu biliyoruz. Kalıtımsal olmasa da bazı genetik bozuklukların da meme kanseriyle ilgisi vardır. Bu tip bozukluklar tüm hayatınız boyunca gelişebilir. Örneğin, çocukluk döneminde göğüs kafesine radyasyon tedavisi almış bir kadında meme kanseri gelişme oranı, almayana göre daha fazladır. Genetik mutasyonlar, kansere neden olan kimyasal maddelerden de (sigara, yanık kırmızı et gibi) gelişebilir. Son çalışmalarla genetik bozukluk ile çevresel etkenlerin ilgisi araştırılmaktadır. Ancak halen çalışmalar sürmekte ve meme kanseriyle ilgili pek çok etken olduğu düşünülmektedir.
Risk Faktörleri
Herhangi bir risk faktörü, sizi belli bir hastalık açısından daha kolay yakalanmazını sağlar. Değiştiremeyeceğiniz risk faktörleri (cinsiyet, yaş, aile hikâyesi) olabileceği gibi değiştirebileceğiniz (sigara içimi, diyet) de risk faktörleri vardır. Bir ya da birden fazla risk faktörü içermeniz, hasta olacağınız anlamına gelmez. Meme kanseri olan çoğu kadında risk faktörü yoktur. Sadece kadın olmak bile meme kanseri açısından risktir. Ancak kadınlarda 100 kat daha fazla görülmesine rağmen, erkeklerde de meme kanseri gelişebilir. Aşağıda yazılan faktörler, meme kanseri açısından daha hassas kişileri göstermektedir;
– Yaş. Yaş ilerledikçe meme kanseri açısından risk artmaktadır. 25 yaş altında nadiren görülmektedir. Meme kanserlerinin %80i, 50 yaş üzerindeki kadınlardadır.
– Meme kanseri geçmişiniz. Bir memenizde kanser geliştiyse diğerinde de gelişme riski oldukça yüksektir.
– Aile hikâyesi. Eğer anne, kız kardeş ya da kızınızda meme ve/veya yumurtalık kanseri varsa hatta bu erkek bir akrabanızda ise sizde de meme kanseri gelişme riski yüksektir.
– Genetik yatkınlık. Meme kanserlerinin %5 ile 10 u kalıtımsaldır. Genlerdeki hata nedeniyle meme, yumurtalık veya kalın barsak kanseri oluşma riski artmaktadır.
– Radyasyona maruz kalma. Göğüs bölgenize radyasyon tedavisi aldıysanız, ileriki hayatınızda meme kanseri oluşma riski artmaktadır. Bu radyasyon alımı ne kadar erken dönemde olursa, kanser yapma riski o kadar fazladır.
– Fazla kilolu olma. Bununla olan ilgisi biraz karışıktır. Eğer vücudunuzun üst kısmındaki yağ oranı daha fazla ise risk de fazladır.
– Östrojen durumu. Ne kadar çok östrojene maruz kaldıysanız meme kanseri riski o kadar artmaktadır. Adetiniz erken yaşta(12 yaşından önce) başladı ve geç menapoza girdiyseniz(50 yaş üzeri) meme kanseri açısından az miktarda artmış bir risk vardır. Aynı şekilde hiç çocuğu olmamış ya da 35 yaştan sonra ilk kez gebe kalanlarda da hafifçe artmış bir risk vardır.
– Irk. Beyaz ırkta, siyah ırka göre artmış bir risk vardır.
– Hormon tedavisi. Menapozdaki şikâyetler için tedavide kullanılan hormonlar, meme kanseri açısından hafif artmış bir risk taşıdığı için bu tür tedavilerin doktor gözetimi altında dikkatle yapılması gerekmektedir.
– Doğum kontrol hapları. Hormon tedavisinin riski artırdığına dair çalışmalar olmasına rağmen, doğum kontrol hapları ile ilgili net bir cevap yoktur.
– Sigara içimi. Aile hikâyesi olan meme ve yumurtalık kanserinde sigara içilmesinin riski artırdığı gösterilmiştir.
– Aşırı alkol tüketimi. Alkolik kadınlarda meme kanseri gelişimi içmeyenlere göre %20 daha fazladır.
Doktora ne zaman gitmelisiniz
Çoğu meme kitlesi kanser olmamasına rağmen, ne olduğunu anlamak açısından en kısa sürede teşhis konması gereklidir. Çünkü bir sorun varsa, bunun tespit edilerek hemen tedavisi yapılmalıdır. Eğer memenizde bir kitle veya değişiklik hissettiniz ve bu bir adet dönemi boyunca aynı kaldıysa doktorunuza görünmelisiniz. Meme kanserinden tedavi gördüyseniz herhangi bir bulguda hemen doktorunuza görünün. Ayrıca ailede meme kanseri olan varsa ya da diğer risk faktörlerini taşıyorsanız mamografi açısından doktorunuzla görüşün.
Kendi kendine muayene
Tüm kadınlara, 20 yaşından itibaren her ay, kendilerine meme muayenesini yapmaları tavsiye edilir. Böylece meme muayenesini çok iyi yapabilecekler ve kanserin erken işaretlerini tespit edebileceklerdir.
Doktor muayenesi
40 yaşına kadar her üç yılda bir doktor tarafından yapılacak meme muayenesi ile sizin yaptığınız muayenede fark edemediğiniz kitleler tespit edilebilir.
Mamogram
Mamogram ile meme dokusundaki kitleler X ışınları ile gösterilir. 40 yaşın üzerindeki her kadının yaptırması gereklidir. Ancak mamografi de kusursuz bir teknik değildir. Yanlış negatif ve pozitif çıkma olasılığı da mümkündür.
Yapmanız gerekenler
-20 yaşından itibaren kendi kendinize meme muayenesi yapın ve değişiklik bulduğunuzda doktorunuza görünün.
– 20 ile 30 yaş arasında iseniz her üç yılda bir, 40 yaş üzerinde iseniz her yıl doktorunuza meme muayenesi yaptırın.
– Eğer ailede kanser olan ya da diğer riskler varsa doktorunuzla görüşün ve daha sık kontrol yaptırın.