İçinde bulunduğumuz ekim ayı 2004 yılından bu yana her sene meme kanserine dikkat çekmek, farkındalığı arttırmak ve insanları bilinçlendirmek için etkinlikler yapmak üzere belirlenmiştir. Pembe kurdele de meme kanserinin sembolü olmuştur.
Ülkemizde ve tüm dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türü olması nedeniyle ayrı bir öneme sahip olan meme kanseri, son yıllarda artan tetkik ve tedavi yöntemleriyle başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Her 8 kadından biri ne yazık ki hayatının bir döneminde bu hastalıkla tanışmak durumunda kalmaktadır.
Meme dokusunda yer alan süt kanalları veya süt bezlerinden kaynaklanabilmektedir. Genetik yatkınlık hastalarda önemli bir faktör olsa da sadece hastaların %7-9’luk kısmında ailesel geçiş görülmüştür.
Kimler risk altında?
Ana unsur olarak östrojen hormonuna hayat boyu ne kadar fazla maruz kalındıysa risk o kadar artmaktadır. Örneğin; erken yaşta adet olup, geç yaşta menopoza girmek veya uzun süre doğum kontrol hapı kullanmak , ilk doğumunu 30 yaşından sonra yapmak, menopoz sonrası hormon tedavisi almak gibi. Ayrıca özellik anne, teyze, anneannede meme kanseri olması da risk faktörleri arasındadır.
Görüntüleme yöntemlerinin gelişmesi ve farkındalığın artması ile günümüzde meme hastalıkları ve meme kanseri daha tanınır ve erken tedavi edilebilr hale gelmiştir. İleri evre meme kanserleri artık çok nadir görülmektedir. Kendi kendine meme muayenesi ve tarama programları sayesinde erken evre meme kanseri tanınmakta, lokal tedavi ve yakın takiplerle hastalıksız yıllar geçirilebilmektedir. Herhangi bir risk faktörü yoksa 20-35 yaş arası en az bir defa klinik meme muayenesi yapılması, 35 yaş sonrası klinik meme muayenesi ve meme ultrasonografisi yapılması, 40 yaş sonrası yıllık muayene ve hastaya göre değişmekle beraber yıllık meme ultrasonografisi ve mamografi çekilmesi tarama programlarının temelini oluşturmaktadır.
Ne zaman ve ne sıklıkla kendimi muayene etmeliyim?
Adet dönemi bittikten sonra 1 hafta içinde kendi kendine muayene yapılmalıdır. Duşta veya sonrasında, oturarak yada ayakta muayene yapılabilir. Düzenli olarak yapılırsa kişi kendi vücudunu tanıyacak ve hastalığı böylelikle daha kolay farkedebilecektir.
Tarama programları için birçok konsensus belirlenmiş olsa da hala en önemli erken uyarı sistemi kişinin kendi kendini rutin olarak muayene etmesidir. Ancak bu şekilde lezyonlar daha küçükken ve yayılmamışken tespit edilebilir. Bu da hastalığın sadece lokal olarak çıkarılmasını, yani memenin tamamının alınmadan tedavi edilmesini mümkün kılar.
Başka bir nedenle meme ameliyatı olmak gelecekte meme kanserine neden olur mu?
Daha önce meme küçültme yada büyütme ameliyatı geçirmiş olmak meme kanseri riskini arttırmaz. Sadece bu ameliyatlar öncesi meme muayenesinin ve kanser taramalarının hastanın yaşına uygun şekilde yapılması gereklidir.
Memenin kanser dışı hastalıkları ise oldukça sık görülmektedir. Fibroadenom, kistik yada solid lezyonlar, lipom, duktal ektazi-süt kanalında gelişme, gibi değişik perspektifte rahatsızlıklar neden olabilir. Önemli olan doktorunuzun siz de var olan durumun gelecekte kanserle ilişkili olabilecek bir lezyon olup olmadığını ayırt etmesidir.
Kendi kendine meme muayenesini ihmal etmeyelim, tarama programlarına uyalım.
Sağlıcakla kalın.