Meme kanseri, dünyada genelinde kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Görülme sıklığı genç yaşlara kadar düşen meme kanserinde, erken tanı sayesinde hastalıktan kurtulma şansı oldukça yüksektir. Memede ele gelen kitle, meme başı ve çevresinde renk ve şekil değişimi, meme başından kanlı veya kansız akıntı gelmesi gibi durumlarda geç kalınmadan hekime başvurmak, meme kanserinden kurtulma şansını artırıyor.
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Genel Cerrahi ve Meme Cerrahisi bölümünden Prof. Dr. Deniz Böler ‘Meme kanseri belirtileri ve risk faktörleri hakkında merak edilenleri cevapladı’
Meme kanserinin belirtileri?
Memede veya koltukaltında ele gelen şişlik en sık görülen belirtidir. Memenin şeklinde veya büyüklüğünde ortaya çıkan değişiklik, meme derisinde kızarıklık, çekinti, kaşıntı ve soyulma, portakal kabuğu görüntüsü, bazen meme başında içeri çökme veya şekil bozukluğu, meme ağrısı ve kanlı meme başı akıntısı diğer belirtiler arasında sayılabilir.
Memede bu belirtiler yoksa meme kanseri yoktur diyebilir miyiz?
Aslında meme kanseri aniden gelişen ve aylar içinde oluşan bir hastalık değildir. Yavaş ve sinsi başlayan anormalliklerin radyolojik görüntüleme tetkiklerinde ortaya çıktığı bir dönem vardır. Kanserin hiçbir belirti vermeden yakalanması erken teşhisi ve neredeyse yüzde yüz olan tedavi şansı için büyük önem taşımaktadır.
Meme kanseri neden oluşur?
Memedeki süt bezlerini oluşturan hücrelerinin kontrol dışı çoğalmaları ve vücudun başka yerlerine yayılma potansiyeli kazanması sonucunda oluşur.
Memede ele gelen her kitle meme kanseri midir?
Aslında memede ele gelen kitlelerin çoğu meme kanseri değildir. Bazen iyi huylu meme tümörleri ya da meme kistleri memedeki kitlelerin nedeni olabilir. Hayati önem taşıyan nokta memedeki iyi huylu kitleler ile meme kanserinin ayırımının yapılmasıdır. Bu nedenle memede ortaya çıkan herhangi bir anormal durumda mutlaka genel cerrahi hekimine başvurulmalıdır.
Meme kanseri oluşmasındaki risk faktörleri nelerdir?
Yaş mutlak risk faktörlerinden birisidir. Yaş aldıkça meme kanserine yakalanma ihtimali artar. Ayrıca ailesinde meme ve/veya yumurtalık kanseri öyküsü olması, daha önce meme kanseri nedeniyle tedavi edilmiş olmak veya memeden kitle alınmış olması, erken adet görmeye başlamak ve menopoza geç girmek, ilk doğumu geç yaşta yapmak, bebek emzirmemiş olmak, östrojen seviyesini artıran hormon ilcaları kullanmak, özellikle menopozdan sonra alınan kilolar ve yoğun meme dokusuna sahip olmak meme kanserine yakalanma riskini artıran faktörlerdendir. Nadiren de olsa daha önceden meme kanseri dışındaki bir nedenle göğüs bölgesine ışın tedavisi almış olmak ve radyasyona veya kanserojen bileşiklere maruz kalmak da bu hastalığa yakalanma riskini artırır.
Meme kanseri önlenebilir bir hastalık mıdır?
Ne yazık ki meme kanseri önlenebilir hastalık değildir. Meme kanserine yakalanan kadınların yüzde yetmiş beşten fazlasında bilinen hiçbir risk faktörü yoktur. Sadece uzun süre bebek emzirdiği için, ya da ailesinde meme kanseri öyküsü olmadığı için veya sağlıklı beslendiği ve spor yaptığı için meme kanseri olmayacağını düşünmek büyük bir yanılgıdır. Meme kanseriyle mücadelede en etkili yöntem düzenli doktor muayenesi ve risk durumuna göre belirlenmiş tarama testlerinin yapılmasıdır.
Meme kanseri tanısında kullanılan yöntemler nelerdir?
40 yaş üzerindeki kadınlara yıllık doktor muayenesi ve mamografi çekilmesi
40 yaş altındaki kadınlara ise doktor muayenesi ve meme ultrasonografisi yapılması en sık kullanılan tarama testleridir.
Doktorun gerekli gördüğü bazı durumlarda veya yüksek riskli hastalarda meme MR gibi ek tetkikler istenebilir. Bazen mamografi ve meme MR gibi testlerin daha genç yaştaki ve yüksek riskli hastalarda kullanılması gerekebilir.
Memesinde şüpheli kitle saptanan hastalardaki yaklaşım nedir?
Bu hastalarda memedeki kitleden özel bir iğne doku örneği alınır. Hücrelerin mikroskop altında incelenmesi ile kesin tanı konulur. Tanıya göre ya da kanserin türüne göre tedavi seçenekleri belirlenir.
Biyopsi, ameliyat gibi girişimler kitlenin üremesine veya vücuda yayılmasına neden olur mu?
Yapılan hiçbir girişim ister biyopsi, ister cerrahi olsun, kitlenin doğasının değişmesine, üremesine veya başka bir yere sıçramasına neden olmaz.
Meme kanserinin dişisi veya erkeği var mıdır?
Aslında hiçbir kanserin dişisi veya erkeği yoktur. Özellikle meme kanseri tek tip bir kanser türü olmayıp çok farklı tür hücrelerden oluşur. Bu nedenle tedavi tümörün yayılımı ve büyüklüğü kadar (evresi), tümörü oluşturan hücrelerin özelliklerine göre şekillendirilir. Kanser doğası gereği vücuda yayılma özelliği olan bir hastalıktır. Bu nedenle çok ciddiye alınmalıdır.
Meme kanseri saptanan her hastanın memesi alınır mı?
Erken evrede saptanan kanserlerde veya küçük tümörlerde memenin tamamını almak gerekmez. Sadece hastalıklı dokunun sağlam cerrahi sınırlar ile çıkarılması yeterlidir. Ama tümör çok yaygın ve büyükse veya aynı meme içinde çok sayıda tümör odağı varsa meme dokusunun tamamının uzaklaştırılması yani mastektomi yapılması gerekir. Ama bu durumda bile uygun hastalarda meme başının ve/veya derisinin korunarak silikon meme protezi veya başka yöntemler ile yeni bir meme oluşturulması (meme rekonstrüksiyonu) mümkündür. Hatta daha önce bütün meme dokusu alınmış hastalarda bile meme rekonstrüksiyonu yapılabilir.
Koltukaltındaki lenf bezlerinin hepsinin alınması gerekli midir?
Ameliyat sırasında özel boyalar, radyoaktif maddeler veya demir içeren özel bileşikler kullanılarak kanserin sıçrama ihtimali olan lenf bezi veya bezleri bulunarak çıkarılır (sentinel lenf nodu biyopsisi). Hasta başında ve ameliyat esnasında yapılan frozen dediğimiz yöntem ile çıkarılan lenf bezleri değerlendirildiğinde, tümöre rastlanmazsa veya odak çok küçükse koltukaltındaki diğer lenf bezlerinin çıkarılması gerekmez. Hatta bazı özel durumlarda ve az sayıdaki seçilmiş hastada bu lenf bezlerinde sıçrama olsa bile koltukaltındaki lenf bezleri korunabilir.
Meme kanseri tedavisinde başka hangi yöntemler yer almaktadır?
Radyoterapi (ışın tedavisi), kemoterapi (kimyasal ilaç tedavisi) ve hormonal tedavi meme kanseri tedavisinde kullanılan diğer yöntemlerdir.
Hastaya hangi tedavinin uygun olduğuna nasıl karar verilir?
Tedavi kararı meme kanserinin evresi, tümörü oluşturan hücrelerin karakter özellikleri, hastanın yaşı, varsa diyabet, kalp hastalığı gibi yandaş hastalıkları, yapılan veya yapılması planlanan cerrahinin tipi ve ayrıca hastanın isteğine göre belirlenir. Bu nedenle her hasta evresi aynı olsa bile aynı şekilde tedavi edilmez. Hastaların kendilerine önerilen tedaviyi diğer hastalara uygulanan tedaviler ile karşılaştırması doğru değildir. Örneğin hormon alımı (östrojen ve progesteron reseptörleri) içeren meme kanseri türlerinde hormonoterapi uygulanırken, diğerlerine bu tedavi uygulanmaz.
Meme kanseri olan her hastaya kemoterapi verilir mi?
Kemoterapi gereği tümörün evresine, kanser hücrelerinin karakter özelliklerine göre belirlenir. Erken tanı alan bazı hastalarda kemoterapiye gerek duyulmaz. Öte yandan bazı hastalarda kemoterapinin yanı sıra akıllı ilaçlar da kullanılır. Meme kanseri tedavisi mümkünse tümörü konseyi kararı uyarınca planlanan ve kişiye özel olarak uygulanan bir tedavidir. Doğru planlanan bir tedavinin hastanın sağ kalımını uzattığı kanıtlanmıştır.
Meme kanseri tedavi edilebilir bir hastalık mıdır?
Meme kanseri erken evrede yakalandığında yüzde yüze yakın bir oranda tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bu nedenle düzenli doktor takibi ve kontrolleri ihmal etmemek ve bu şansı iyi kullanmak gerekir.