Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Altındiş, tüm dünyada endişe yaratan maymun çiçeği virüsü ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 14 Ağustos 2024 tarihi itibariyle Maymun Çiçeği salgınını “Uluslararası öneme sahip bir halk sağlığı acil durumu” olarak ilan ederek ülkeleri tanı, takip, bağışıklama ve tedavi açısından gerekli önlemleri almaya çağırdı.
DSÖ, Ağustos 2024 tarihli Mpox Raporu’nda son iki buçuk senedir 116 ülkede yaklaşık yüz bin olgu ve 208 ölüm vakası yaşandığı ve olguların %96’sının Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde görüldüğü belirtiliyor.
Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Tıbbi Viroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Altındiş, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından ‘Küresel Acil Durum’ ilan edilen Maymun Çiçeği (Mpox) virüsü hakkında detaylı bilgilendirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Mustafa Altındiş’ten alınan bilgiye göre, 2023 yılı Eylül ayından itibaren daha ağır seyirli olan ‘clade 1’ türünün etkili olduğu DSÖ tarafından bildirilmiş olsa da etkin bir tedavisi bulunamadı. Milyon dozlarla aşı gereksinimi olsa da Afrika’da halen bir aşılama programı başlatılamadı. Başta Afrika olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde hastalığın hızla yayılacağından endişe ediliyor.
Maymun Çiçeği mi Mpox mu?
Prof. Dr. Mustafa Altındiş’e göre maymun çiçeği hastalığı, ilk olarak maymunlarda 1958’de saptanıyor. Cilt bulguları çiçek hastalığına benzediğinden “Maymun Çiçeği” olarak adlandırıyor. İnsanlarda ise ilk olgu, 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde görülüyor. DSÖ, 2022 yılında bu hastalığın küresel yayılımı sırasında adını ‘Mpox’ olarak değiştiriyor.
Tehlikeli olan tipi Afrika dışında görülmedi
Çiçek virüsüne akraba bir DNA virüsü olan Mpox virüsü, çiçek hastalığına benzeyen ancak daha hafif seyirli bir enfeksiyona neden oluyor. Varyantları bulunan hastalığın acil durum ilanına sebep olan ve ağır seyreden tipi (Tip 1b), henüz Afrika dışından bildirilmiş durumda değil. Ancak tanı güçlüğü ve farkındalık eksikliği nedeniyle bu alt tipin dünyaya yayılmış olabileceği düşünülüyor.
Maymun Çiçeği Virüsü nasıl bulaşıyor?
Maymunlardan daha çok sincap, sıçan, fare gibi kemirgenlerle de insanlara geçen maymun çiçeği günümüzde insandan insana da bulaşıyor.
Bulaşma yolları arasında virüsle doğrudan temasın yanı sıra, cinsel temas, enfekte olmuş bireylerle yüz yüze temas sırasında soluma, enfekte kişilerin giysi, kullandığı araç-gereçler, eşyalarla temas, yine enfekte kişilerin vücut sıvılarına temas etme, anneden bebeğe doğum sırasında geçme ve enfekte hayvanlardan geçmesi söz konusu.
Lenf Bezi şişliğine dikkat!
Hastalık; ateş, baş ağrısı, yorgunluk, yaygın vücut ağrıları, lenf bezlerinde şişlik ve ciltte döküntülerle seyrediyor. Şikayetler virüs ile şüpheli temas sonrası ortalama 1-2 haftada ortaya çıkıyor. Prof. Dr. Mustafa Altındiş, maymun virüsünü çiçek, su çiçeği ve kızamıktan farklı olarak lenf bezi şişliğinin ayırıcı bir belirti olduğunu aktardı.
Ciltteki döküntüler, daha çok yüzde, kollarda ve bacaklarda görülüyor. Avuç içi ve ayak tabaklarında, ağız içinde, genital bölgede ve gözlerde de döküntü saptanabiliyor. Lezyonlar, düz bir kızarıklık şeklinde başlayıp deriden kabarık hale geliyor. Ardından içleri berrak sıvı ile doluyor ve sıvı sarıya döndükten sonra kabuk bağlıyor. Kabukların düşmesiyle lezyonlar ortadan kalkıyor. Bu süreç, genellikle 2-4 hafta sürdükten sonra kendiliğinden iyileşiyor. Ancak bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde hastalık ağır seyredebiliyor.
Ne yapılmalı?
Prof. Dr. Mustafa Altındiş ne yapılması gerektiğiyle ilgili, “Belirtileri gösteren kişilerin son bir ay içinde riskli bölgelere seyahat edip etmedikleri ya da benzer belirtileri olan birileri ile yakın temasları olup olmadığı sorgulanmalı. Maymun çiçeği hastalığından şüphe edildiği durumlarda lezyonlardan uygun şekilde elde edilmiş ve gerekli güvenlik önlemleri alınarak paketlenmiş örneklerin ilgili laboratuvara gönderilmesi gerekli. Günümüzde tanı, PCR ile virüse ait DNA’nın örneklerde gösterilmesine dayanıyor. Virüs, kanda çok kısa süre kaldığından PCR ile kandan saptamak genellikle mümkün değil. Antijen ve antikor testleri de daha önce uygulanan çiçek aşısı vb. nedenlerle her zaman doğru sonuç vermiyor.” dedi.
Aşı sayısı kısıtlı
ABD’de maymun çiçeği hastalığı için kullanılmak üzere 2019 yılında FDA tarafından onaylanmış JYNNEOSTM isimli bir aşı bulunuyor.
Bu zayıflatılmış aşı, çiçek ve maymun çiçeğine karşı etkili. İçinde Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü Aşı Laboratuvarları’nda geliştirilen Modifiye Vaccinia Virus Ankara suşu bulunuyor. Daha sonra Münih Üniversitesindeki araştırmacılar tarafından da elde ediliyor. “Laboratuvarda bu tür virüslerle çalışanlara ve salgın durumunda temas edenlerde kullanılmak üzere kısıtlı sayıda mevcut olduğu biliniyor.” diyen Prof. Dr. Altındiş, söz konusu aşının temastan sonra da uygulanabileceğini aktardı.
Hangi tedbirler alınmalı?
Prof. Dr. Mustafa Altındiş olası virüs riskine karşı nasıl önlem alınması gerektiğini de aktardı.
Kişisel hijyenin Covid-19’daki gibi bu hastalık için oldukça önemli olduğunu belirten Altındiş, “El yıkama, kişisel hijyenin korunması ve virüsün bulaşmasını önlemek için önemli. Özellikle enfekte kişilerle veya kontamine olmuş yüzeylerle temas sonrası ellerin sabun ve su ile iyice yıkanması gerekiyor. Burada güzellik merkezleri, berber ve kuaför hizmetleri, masaj salonları, sauna ve hamamlar, havuz ve şezlonglarda da bulaşabilme riski bulunuyor. Özellikle dövme ve pearcing uygulamalarında çok dikkatli olunması, kişisel hijyene bireylerin dikkat etmesi gerekiyor.” dedi.
Bununla birlikte maske, göz koruyucu ve eldiven günlük yaşamımızda tekrar yer alacak.
MPOX virüsü hakkında bilinçli olmak ve önleyici tedbirler almak, toplum sağlığını korumada büyük bir öneme sahip. Hastalığın belirtilerini gösteren kişilerin bir sağlık kuruluşuna başvurmaları ve çevrelerindeki insanları bilgilendirmeleri hayati önem arz ediyor.