Bir zamanlar ağır işlerde çalışan insanları etkileyen “Karpal Tünel Sendromu” artık masa başında çalışan kişilerde görülüyor. Ancak el bileğinde ağrılara yol açan bu hastalıktan korunmak mümkün.
“Karpal Tünel Sendromu (Carpal Tunnel Syndrome)”, son zamanlarda adını çok sık duyduğumuz hastalıklardan biri. Aslında ilk defa 1854 yılında Paget tarafından tanımlanan bu hastalık, teknolojik gelişmelerin seyrine paralel olarak günümüzde çok daha fazla sıklıkla görülüyor. Eskiden ağır el işi yapan marangoz, kasap, demirci, temizlik ve el işi yapanların hastalığıyken şimdilerde akıllı teknolojik cihazların kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte ofis çalışanlarının en büyük sorunlardan biri haline gelmiş durumda. Anadolu Sağlık Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Davud Yasmin karpal tünel sendromunu, bir ya da her iki elin ilk üç parmağını tutan, ilerleyici özellik gösteren, hareket sırasında tutulan el parmaklarında ve bazen de kola doğru yayılan ağrı ile uyuşukluğun arttığı bir durum olarak tanımlıyor. Genellikle elimizin ortasında bulunan median sinirin bası altında kalması sonucu ağrı, uyuşukluk ve güçsüzlükle kendini gösteriyor. Median baş, işaret, orta ve yüzük parmağımızın duyusunu taşıyan bir sinir. Bu sinir, parmaklara ise karpal tünel olarak bilinen küçük bir kanaldan geçerek dağılıyor. Zaten ismi de buradan geliyor. Peki nasıl teşhis konur ve nasıl tedavi edilir? Op. Dr. Davud Yasmin’den konunun merak edilen tüm detaylarını öğreniyoruz…
Araştırmalara göre orta yaş hastalığı
Bilimsel çalışmalar sorunun bir orta yaş hastalığı olduğunu gösteriyor. Özellikle 30-50 yaşlar arasında görüldüğünü söyleyebiliriz. Ancak kadınlarda, erkeklere kıyasla 3/1 oranında daha fazla. Buna karşın, dikkat çektiğimiz gibi bu hastalık, teknolojinin gelişmesine paralel olarak daha fazla kişide görülürken aynı zamanda yaş gruplarındaki dağılım açısından da değişkenlik göstermeye başlamış durumda.
Karpal tünel sendromunu nasıl fark edersiniz?
Karpal Tünel Sendromu, bir uyuşukluk ve elektriklenme haliyle ortaya çıkıyor. Şöyle ki; özellikle hamur yoğururken, elde çamaşır yıkarken, el işi yaparken veya bilgisayar tuşlarına basarken; yani el bileğini kullanarak yapılan hareketli işlerde elde ve parmaklarda ortaya çıkan bir uyuşuklukla kendini gösteriyor. Ayrıca ilk üç parmakta elektrik çarpar gibi bir elektriklenmenin hissedilmesi de önemli bir belirti. Karpal tünel sendromunda hastalar genellikle geceleri ağrıların artmasından ve yanma tarzı bir acının kendilerini uykudan uyandıracak kadar fazla olmasından şikayetçidirler. Tabii ki bu durum hastalığın ilerlemesi ile doğru orantılı olarak farklılık arz edebiliyor.
Tanı ve tedavi süreci
Karpal tünel sendromu, bulunduğu evreye göre farklı tedavi seçenekleriyle ele alınabiliyor. Ancak tedavi edilmezse geri dönüşsüz el fonksiyon kayıplarına yol açan bir hastalık. İlk aşamada, sorunun hangi evrede olduğunun anlaşılması gerekiyor. Bunun için de yapılması gereken EMG testidir. Bu test ile hastalık yüzde 90 olarak teşhis edilebiliyor. Çok erken evre hastalıklarda EMG ile tespit bazen yapılamayabiliyor. Bu durumda eğer hastalıktan şüphe söz konusuysa 1-6 ay arasında bir süre içinde testin tekrarlanması, tanının konmasına yardımcı olacaktır.
Konservatif Tedavi: Orta veya hafif derecedeki ağrı ve uyuşukluk varsa konservatif tedavi denenebilir. Geceleri elin yüksek bir yere konularak istirahat edilmesi, analjezik etkili antienflamatuar ve yanında yararının tartışıldığı özellikle içinde B6 vitamini bulunan B kompleks vitaminlerinin verilmesi faydalıdır. El ve kolundaki ağrı nedeniyle el bileğini sıkıca saran kişiler, farkında olmadan sinire daha çok bası yaparak hastalığın daha hızla ilerlemesine bilinçsizce katkıda bulunmuş olurlar. Böylece daha kısa sürede adale erimesi gelişir. Gece de ağrılar daha da artar. Orta derecede rahatsız olanlarda lokal olarak steroid enjeksiyonu tanımlanmıştır. Bu yöntem, ağrının geçmesinde oldukça etkilidir. Ancak sinir üzerindeki bası devam ettiğinden sinir harabiyeti gün geçtikçe artar. Bundan dolayı yanıltıcı tedavi olabilir.
Cerrahi Tedavi: İlaç tedavisi ile şikayetleri geçmeyen hastalar için daha fazla zaman geçirmeden, yani sinir harabiyeti daha fazla artmadan cerrahi tedavi düşünülmelidir. Cerrahi olarak sinir üzerindeki bası ortadan kalktığında sinir üzerindeki harabiyet de daha fazla ilerlemeden duracak ve hızla nöral fonksiyonda anlamlı bir iyileşme görülecektir.
İyileşme süresi
Cerrahi müdahale için hastanın uzun süre hastanede yatması gerekmez. Hastalar ameliyat sonrası 10 gün – 3 hafta arasında normal hayatlarına dönebilirler. Hastalığın tam iyileşmesi, sinirdeki harabiyet miktarına bağlı olarak 6 ay – 2 yıl arasında değişir.
Gençler ve çocuklar dikkat!
Son yıllarda hayatımızda önemli bir yer edinen akıllı telefonların aşırı kullanımı, özellikle genç popülasyonda median sinir rahatsızlıklarına yol açıyor. 2015 yılında yurtdışında 102 öğrenci üzerinde yapılan bilimsel bir çalışmada, aşırı sıklıkta akıllı telefon kullanan öğrencilerde belirgin oranda median sinirde genişleme, elin kavrama gücünde ve el fonksiyonlarında zayıflama olduğu tespit edilmiştir. Akıllı telefonlar hayatımıza son 10 yılda giren bir teknolojik gelişme. Bu alanda çok sayıda çalışma devam ediyor. Yıllar içinde bunun etkilerini daha detaylı analiz etme şansı bulacağız. Fakat şunu söyleyebiliriz ki, özellikle gençler ve çocuklarda akıllı telefon kullanım sürelerinin sınırlandırılması, olası sorunların önlenmesi için temel bir başlangıç olabilir.
3 adımda eliniz rahatlasın!
Yoğun bilgisayar kullanımı ya da telefon kullanımının ardından elinizi rahatlatmak için el ergonomisine yönelik birtakım egzersizler yapabilir, karpal tünel sendromunun oluşmasını engelleyebilirsiniz.
- İlk önce 1 dakika boyunca bileklerinizle yavaşça daireler çizdikten sonra parmaklarınızı kapatıp elinizi yumruk yapın.
- Eliniz yumruk konumundayken bileğinizi aşağı büküp 5 saniye bekledikten sonra normal hale getirin ve parmaklarınızı açın.
- Sağ elinizin baş parmağını sol elinizin baş parmağı ile geriye doğru esnetin. Aynı hareketi diğer elinizle de yapın.
Bu egzersizleri günde 3 kez – 5 dakika uygulamanız, akıllı cihazların yoğun kullanıma bağlı oluşabilecek sorunların önüne geçilmesine yardımcı olacaktır.