Lenfödem nedir? Kimler de görülür?
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Deniz Çevirme konu hakkında bilgiler verdi.
Vücudumuzda kan dolaşımı dışında, dokular arasındaki boşluklardaki sıvıları toplayan ve bu sıvıları sürekli olarak yenileyen lenfatik dolaşım bulunur. Lenfatik dolaşım tüm vücutta dokularımızda bulunan sıvıları gözle görülmeyecek kadar küçük ve ince kanallar ile toplar ve bu toplanan sıvılar vücudumuzda belirli noktalarda nod(düğüm) adı verilen bölgelerde birikirler. Daha sonra nodlar aracılığıyla bu sıvılar derin sisteme yönlenirler ve merkezde kirli kanla birleşerek kalbin sağ kısmına erişirler. Lenfatik dolaşımın çok çeşitli görevleri vardır. Dokulardaki arasındaki sıvı miktarının ayarlanması ve yenilenmesi, bağırsaklarda gıdaların emilimi, özellikle nodlarda(düğümlerde) immün sistem hücrelerinin olgunlaşması örnek verilebilir.
Özellikle kollar ve bacaklardaki cilt seviyesindeki lenf kanalları farklı nedenlere bağlı olarak tıkanabilmektedir. Bu nedenler doğuştan gelen anatomik bozukluklar(primer: birincil) olabileceği gibi, enfeksiyon, travma, cerrahi operasyon geçirilmesi( kanser tedavisi sonrası lenf düğümünün çıkartılması) gibi nedenler (sekonder: ikincil) ile hasarlanabilirler. Netice itibarı ile gerek kanalların gerekse lenf düğümlerinin hasarlanması sonucu dokularda sıvı emilim işlemi yeterli seviyede yapılamaz ve birikmeye başlar. Bu aşamadan sonra özellikle kollar ve bacaklarda sıvılar birikmeye başlar(ödem) . Hastalığın nedenlerinin farklı olması nedeniyle her yaş gurubunda ve cinsiyette görülebilmektedir. Primer nedenli olanlar doğuştan gelen anatomik bozukluklar nedeniyle oluştuğu için doğumda veya genç yaş gurubunda daha sık olarak farkedilirler.
Oluşan ödem zaman içerisinde vücutta özellikle cildimizde birtakım değişiklikleri tetikler. Bu nedenle cilt genişlemeye ve kalınlaşmaya başlar. Zamanla lenf sıvıları cildin beslenmesini bozar ve ciltte sızıntılar ve yaralar oluşmaya başlar. Kollar ve bacaklar genişlemeye ve ağırlaşmaya başlar ileri evrede sonuç hareket zorluğu ve yaralar içinde kalmış kollar ve bacaklar ile sonlanır.
Tedavisi ve erken teşhisi çok önemlidir. Herşeyden önce iyi planlanmış cilt bakımı, ödem azaltıcı drenaj terapileri mekanik olarak uygulanabilir. Bununla birlikte ödem azaltıcı kıyafetler ve çoraplar kullanılabilmektedir.
Cerrahi tedavide alternatifler mümkündür. Gözle görülemeyecek kadar küçük damarlar süpermikrocerrahi teknik ile yüksek teknolojili cerrahi mikroskop vasıtası ile tespit edilerek tıkalı olan damar segmentleri yine dokularda mevcut olan mikroseviyedeki toplardamar dolaşımına aktarılabilmektir. Lenfovenöz anastomoz olarak adlandırılan bu tedavi yöntemi tıkalı olan lenfatik kanalları alternatif akım yolları ile yeniden düzenlemeyi hedefler. Tedavi umut verici olup erken evrede yapıldığı zaman yüz güldürücü sonuçlar vermektedir. Yine vücudun farklı noktalarından alınan sağlıklı lenf düğümlerinin hasarlı bölgelere nakledilmesi de alternatif bir çözümdür. Çok ileri evredeki ödemlerde yağ dokusu ve cilt altı dokuların büyümesi de hastalığa eşlik ettiğinden süpermikrocerrrahi tek başına işe yaramayabilir. Bu nedenle liposuction ve kitle çıkartılması gibi daha agresif tedavilere ihtiyaç duyulabilir.
Lenfödem günümüzde önemli bir sağlık sorunu olup iş gücü kaybının yanı sıra psikososyal anlamda hastaları çöküntüye uğratabilmektedir. İyi planlanmış tedaviler ile hastalar günlük aktivitelerine dönebilmektedirler.
Lipoödem, lenfödemden farklıdır. Lenfödem hastalığını bayanlarda görülen, simetrik olarak kollar ve bacakları tutan, yağ dokusu birikimi olan lipoödem ile karıştırmamak gerekir. Hormonal ve genetik faktörlerden bahsedilse de nedeni tam olarak aydınlatılamamıştır. Lipoödemde temel problem cilt altı yağ dokularının kontrolsüz büyümesidir. Bu hastalara obezitede eşlik eder. Yüz, sırt ve bel çevresinde de yağ birikimi vardır. Lipoödem tedavisi lenfödem tedavisinden bazı farklılıklar gösterir. Lipoödem için diyet uygulamaları, bariatrik cerrahi, kitle çıkartma ve liposuction uygulanabilir.